Son günlerin günceli..!

Beni benden, emanet olarak aldı.!!?

Çocuk yaşlarımızın bostan korkuluklarına kadar taşıdı.

O vakitler.!!

Bu tarla ucubeleri, daha çok kargalar için düşünülmüş hınzır bi icat'tı.

Sözüm ona, insansız tarla bekçileri yüzünden tarlaya konamayan kargalar, Kah korkulukların kollarına, kah fötr şapkalarına konardı.

Çizgi romanlara, masallara konu olur, bir de selfie pozu verirlerdi zahir..

İçi samanla doldurulmuş ceketli, pantolonlu, çaputlu, bir dirgenin ucuna tutturulmuş fötr şapkalı korkuluklar, uzaktan çok ürkünç gelirdi bana.

Caydırıcı bir halleri,

Uzaktan insansı duruşları vardı.

Onlar da üç boyutlu ve boylu posluydular.

Hani şimdilerde yolların kenarlarına konulan 2D ve 3D maketler var ya; o misal.

Otoban ve bölünmüş yolların belirli yerlerine konulan polis arabası görünümlü maketleri görünce, bostan korkulukları birden gözümde canlanıverdi..

Bostan korkuluklarından esinle mi.?

Yoksa,

Bilimsel bir araştırma ile mi böyle bir önlem alındı, bilmiyorum amma.

Aşı tutmuş, yol kenarlarına konulan polis arabası görünümlü maketler işe yaramış gibi.

Korkutan bir yanı, caydırıcı bir tarafları olduğu kesin.

Ya,

Hız kestiriyor..!

Ya,

Emniyet kemerini bağlatıyor.!!

Ya da ne biliyim,

Ne oluyoruz diyerekten, koltuğumuzda bi doğrulup, direksiyonu daha kararlı kavrıyoruz herhalde.!!

Tarlaya konulan korkuluklar da insansız'dı.

Yol kenarlarına konulan maketlerde insansız.

Korkulukların muhatapları kargalardı.

Maketlerin insanlar.

Bir müddet korkuyor, ürküyor tırsıyoruz da..

Daha sonra..!!!

Korkulukların üzerindeki kargalar resim,

Maketlerin yanındaki insanlar selfie vermeye başlıyor.

Şunu anlıyorum..

Bostan korkulukları, kargalar için icat edilmişti.

Bu maketler ne hesap..

O hesap..

Bir gün bir bostan korkuluğuna dedim ki,

  • Bu ıssız tarlada dikilmekten yorulmuş olmalısın.

Ve o korkuluk şöyle cevap verdi dedi ki,

  • Korkutmanın zevki derin ve devamlı ve beni hiç yormuyor.

Bir an düşündükten sonra dedim ki,

  • Bu doğru; ben de o zevki bilirim.

Dedi ki,

  • Bunu sadece içi samanla dolu olanlar bilir.

Sonra, beni yücelttiğini mi yoksa küçümsediğini mi anlamadan yanından ayrıldım.

  • Bir yıl geçti, o bir yıl boyunca tarladaki korkuluk, bir filozofa dönüşmüştü.

Ve tekrar yanından geçtiğimde iki kargayı şapkasının altına yuva yaparken gördüm. [h.cibran]

….

Ne zaman insansız bir korkuluk görsem, bu veciz hikaye aklıma düşer.

……………“Korkutmanın zevki derin ve devamlı ve bunu ancak içi samanla dolu olanlar bilir”…………. cümlesi kulaklarımı çınlatır.

O gün bugün bostan korkuluklarının, hayvanlar için düşünülmüş bir icat olduğunu düşünürüm.

Bu insani önlemi, korkulukları bu manada,

Tabiat'a saygının da bi tezahürü olarak görürüm.

Ekili tarlalardan, bahçelerden geçmemeye özen gösteririm.

Bostan korkuluklarının varlığına saygı duyar,

“Ben insan değil miyim” sorgusunda, kargaların alışık gak seslerine, yılışık hallerine güler geçerim.

“Ben insan değil miyim” serzenişim bundandır.

Rabbim akıl, fikir vermiş.

Yollara, TEM'e, E5'e şimdilerde konulan 2D formatlı, 3D görünümlü polis araba görünümlü maketlerle hiç işim olmaz.

İşim düşmez.

Zira;

Onların değil saman; dışı bakalit, içi karton dahi olsa..

Trafik canavarı olmadığım için ne demek istendiğini çok iyi anlarım.

Demem o ki;

Bostan korkulukları ve polis arabası görünümlü maketler bir şeylere vesile olabilmeli, bir şeyler anlatabilmeli..

İçi saman dolu bir bostan korkuluğundan nasıl derin manalar çıkarabiliyor, dersler alıyorsak..

İnsansız polis arabası görünümlü maketin de bize öğreteceği çok şeyler olabilir.

Yeter ki korkularımız zevke dönüşmesin.

Bu cümleden olarak dostlar;

Tarlalarda, içine saman tepili bostan korkuluklarının olmadığı,

Yollarda, polis araba görünümlü maketlere ihtiyaç duyulmadığı,

Hayatta, insani, saygı ve sevgiye dayalı, kazasız, belasız bir yaşam diliyorum.

Sevinçli sağlıklı günler temenni ederek..

Başta bizi kollayan, kolluk kuvvetlerimiz olmak üzere,

Okurlarımın, okumayanlarımın,

Kurban Bayramını kutluyorum.