YAZIÖREN YILBAŞI ÇİÇEĞİ KOKİNA VE SÜPER KUPA

“Hakikati kaybettik ve uzun sürdü bunaklığımız.”

-         “Konuşan Yunuslarla, kolumuza giren Mevlânalarla açıldı biraz hafızamız.”

“Çok şeyi hatırlamaya başladık.”

“Şükür buna da”…

“Meclisleri, ortak aklı, eşitliği söyleyen bir Peygamber'in efradı olarak epey haytalık yaptık. O da var!”

“Saltanatlar kurduk, haz kolik olduk.”

“Şimdi yeniden sadeliğin, yumuşak sözlülüğün, ırklara değil aynı memeden süt emenlere konuşmanın kapılarındayız.”

"Kur'an, yaşayan ve yürüyen bir kitaptır ve asıl onu okuyan önemlidir," demiş bilge biri…

“Yılbaşı çiçeği Kokina derman değil derdimize”

“Diri Yıllar nasip olsun demek isterim, Hepimize”*…

2024’ün huzur ve bereket yılı olmasını temenni ediyor, Rabbim’den muradımızı kader çizgimize yazması dileğimle dileniyorum.

YOL VE İNSANLIK TARİFİ

2024’e bir kala,

E-Bike gurubumuzla 58 kilometrelik ova turu diye tanımladığımız keyifli bir bisiklet turu gerçekleştirdik.

Hava güzel, insanlar işinde gücündeydi.

Hele ki; kafamızın karıştığı, yolumuzun şaştığı, yolun çıkmaz sokağa dönüştüğü bi yerde durup sorduğumuzda?

-         Köylü bacımızın bi koşu gelişi, bize yolu tarif edişi, havlayan köpeğe sus değişi, yardım ve iyilikle donatılmış yüreği, evdeki eşine seslenişi, hata yapmamak için teyit edişi efsaneydi.

Eşi, beyefendi adamı da o kadar ilgili o kadar alakadar oldu ki; anlatamam.

Hele karı kocanın biz ayrılırken yan yana duruşları, yol tarifinden aldıkları hazzı, omuzlarını bir birlerine dayarken, göz göze gelişleri, yüzlerindeki tebessümleri inanılmazdı.

-         Anadolu irfanı dedikleri bu olsa gerekti.

Oxford’da olmayan, okutulmayan hani…

-         Allah onlardan ve ellerinde büyüdükleri analarından babalarından razı olsun.

İyi insanlar hep var.

Ve hep var olacaklar inşallah.

SÜPER KUPAYI TESLİM ETTİM

Yazıören Köyüne vardığımızda köyün çocukları futbol oynamaya davet etti ve davetlerine icabet ederek tek kale maç yaptık.

-         Yazıören Köyü çayırı kocaman bir saha gibiydi.

-         Bir kale ayakta, bir kale iki seksen yerdeydi.

Mecburen tek kale oynadık ve adını da Süper Kupa koyduk.

Çocuklar çok sevindiler, belli ki; üç çocuk hep aynı ve biteviye tekrardan sıkılmışlardı.

Koca koca adamlarla maç yapmak az bi şey değildi onlar için.

Değişiklik bize de onlara da iyi geldi.

Maç bittiğinde;

-         Yazıörenli Samet dedi ki; Abi bizi çok eğlendirdiniz teşekkür ederiz deyincesin..

Arabistan’da oynanmayan maçın kupasını çayırdan aldığım gibi…

-         Tuttum ellerimle SÜPER KUPA’yı Samet’e teslim ettim.  

İSTİFA ETSİNLER

O gece; yani kupanın oynanmadığı gece şunları yazmış, sosyal medya hesaplarımdan paylaşmıştım.

Her iki kulüp Başkanı paraya tamah ederek Kupayı Riyad'da oynamayı kabul etmiştir.

TFF Başkanı'da meseleyi eline yüzüne bulaştırmış, olası senaryoları görmezden gelmiştir.

Ülke futbol üzerinden bir kumpasın içine sürüklenmiştir.

Bu üç yönetici sudan çıkmış ak kaşık değildir. Ortak açıklama neyin nesi, kimin fesidir.

Bu şahısları kimse kahraman ve masum göstermesin.

Arabistan parayla futbolu ve insanları satın aldığını sanabilir.

Kahraman Türk Milleti ve bu taraftar asla satın alınamaz.

Kupanın kazananı yok, kaybedeni çoktur.

Arabistan paranın ve petrolün şımarttığı, İngiliz Lawrense'in ruhunu taşıyan bir ülkedir.

Fenerbahçe ve Galatasaray Başkanları ve TFF Başkanı derhal istifa etmelidir.

Bir gün sonra öğrendim!!!

Mehmet Büyükekşi halâ kendini iyi hissediyormuş..

*Cem Sancar’dan esinle