Yapılan açıklamada, Merkeşler Köyü ve çevresinde, Yedigöller Milli Parkı’na yalnızca 6-7 kilometre mesafede yer alan 880 hektarlık ormanlık alanda altın ve metal madenciliği için ruhsat verildiği belirtildi. Söz konusu ruhsatların Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından onaylandığı ve Avustralya merkezli Oz Mining Mühendislik şirketinin bölgede sondaj çalışmalarına başlamasının beklendiği ifade edildi.
Platform adına açıklamada bulunan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Erol Perçin, Bolu’nun ormanları, su kaynakları ve tarım-hayvancılık temelli ekonomisiyle korunması gereken stratejik bir bölge olduğunu vurguladı. “Bu karar, doğrudan halkın iradesine, bilimin sesine ve doğanın haklarına karşı işlenmiş büyük bir ihanettir,” diyen Perçin, maden arama faaliyetlerinin bölgenin ekolojik dengesine büyük zarar vereceğini söyledi.
Altın madenciliğinin özellikle siyanürlü liç yöntemiyle yapıldığında toprağı, suyu ve havayı kirlettiğini belirten platform yetkilileri, bu durumun yalnızca bölge halkını değil, çok daha geniş bir coğrafyayı etkileyebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Yedigöller gibi doğal mirasların tehdit altında olduğuna dikkat çeken Perçin, bu projelerin halktan, bilim insanlarından ve meslek örgütlerinden onay almadığının altını çizerek, “Rant ve kısa vadeli kazanç uğruna Bolu’nun geleceği karartılıyor,” dedi.
Yedigöller Platformu’nun yalnızca bir itiraz hareketi değil, aynı zamanda bir yaşam savunusu ve dayanışma örneği olduğunu ifade eden Perçin, tüm Bolu halkını başlatılan imza kampanyasına destek vermeye ve bu mücadeleye katılmaya çağırdı.
“Bolu’da altın madeni istemiyoruz!” diyen platform, yerel ve merkezi idareleri, doğayı ve halkın sağlığını öncelik almaya davet ederek çağrısını yineledi:
“Toprak bizim, orman bizim, su bizim, Bolu bizim!”