I. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amaçlanmıştır. Bu amaçla Atatürk başkanlığında, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi toplandı. Bu kongrede yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararlaştırıldı. Dönemin başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 tarihinde TBMM’de bir konuşma yaptı. Konuşmasında ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularını anlattı. 1946 yılından itibaren Yerli Malı Haftası olarak kutlandı. 1983 yılında adı Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirildi.
Haftanın amacı, yerli tüketimin bilinçli olarak artmasıdır. Bu hafta süresince tutumlu olmanın, yatırım yapmanın ve ''yerli malı kullanmanın önemi'' vurgulanır. İnsanların parasını, malını, eşyalarını, zamanını ve sağlığını gerektirdiği gibi korumak ve dikkatli kullanmasına tutumlu olmak denir. İhtiyaçlara harcandıktan sonra artakalan para ile yatırım yapmanın önemi üzerinde durulur. Tüketilecek ürünlerin ülkede üretilen ürünlerden seçilmesinin gerekliliği anlatılır. Bu şekilde ülkenin zenginliklerinin artması amaçlanmaktadır. Ayrıca bilinçli tüketicilik konuları üzerinde durulur. Bu senelerdir süregelen bir durumdur. Küçüklüğümüz de Yerli Malı Haftası çeşitli aktivitelerle kutlanmakta, o zamanlardan bize yerli üretilen mallarımızı öğretip onları tüketmeye yöneltmek amaçlanmaktaydı. Yerli üretimin hayatımıza ne gibi değişiklikler katacağını öğretmekteydiler. Şuan bakıldığında yerli bir üretime sahip bir ürünümüz kalmadı. Ülkemiz zengin tarım topraklarına sahip olmasına rağmen dışa bağımlı bir tüketici konumundayız. Kendi çiftçimize değer vermeyip, en iyi ürünlerin bakıldığında bizim topraklarımızda yetişmesine rağmen biz yine de yabancı ülkelerden ithal ediyoruz. Bu durumda işlenmemiş topraklarımız gün geçtikçe verimliliğini kaybederken, mutlu edemediğimiz çiftçilerimiz farklı hizmet kollarına yönelim sağlıyorlar ve biz kendi ellerimizle üretimi bitiriyoruz. Oysa günümüz de ekonomik sıkıntılar çekerken bu durumu üretmek ile çözebileceğimiz farkında değiliz. Her şeyin bir anda düzelmesini beklerken günden güne değerlerimizi kaybediyoruz. Hepimiz elimizden geleni yapalım. Peki bizler birçok şeyin ithal edildiğini farkındayız ama nelerin nerelerden alındığını biliyor muyuz? Uzun ve üzücü bir listeyi sizinle paylaşmak isterim. Ah benim verimli topraklarım…
Armut: Şili, Arjantin, Çin, Güney Afrika
Arpa: Rusya, Ukrayna, Macaristan, Danimarka, İsveç, Moldova
Ananas: İsrail
Ayçiçeği: Çin, Moldova, Romanya, Bulgaristan, Macaristan
Avokado: İsrail
Buğday: Rusya, Kazakistan, Ukrayna, Litvanya, Letonya, Bulgaristan
Bezelye: Rusya, Kanada, Macaristan, ABD ve Almanya
Çay: Sri Lanka, Kenya
Çeltik: ABD, Bulgaristan, Rusya, Brezilya, Portekiz, Yunanistan
Domuz eti: Moldova
Enginar: Mısır, Irak, KKTC
Kuru Fasulye: Arjantin, Kanada, Kırgızistan, ABD, Mısır
Elma: Şili, İsrail, Libya, Mısır, Polonya, KKTC
Gübre: İsrail
Havuç: Avustralya
Hurma: İsrail
Ispanak: ABD, İsrail, Almanya, İtalya, Çin
Kayısı: ABD, Rusya, Fransa
Kabak: Ukrayna, Rusya, Çin, Güney Afrika
Kavun: Kosta Rika, İran
Karpuz: İran
Kereviz: İspanya
Kırmızı biber: KKTC
Limon: KKTC
Mercimek: Kanada, Kazakistan, Rusya, Avustralya, Suriye
Mısır: Rusya, Ukrayna, Romanya
Nar: Rusya, Peru, Şili, İtalya, Kolombiya
Nohut: Arjantin, Meksika, Rusya, Kanada, Hindistan ABD
Pamuk: ABD, Yunanistan, Brezilya, Türkmenistan, Avustralya, Azerbaycan, İsrail
Patates; Suriye, KKTC, Mısır, Kazakistan, Hollanda, Fransa, Almanya
Portakal: KKTC
Saman: Bulgarisan, Moldova
Soya: Ukrayna, Paraguay, ABD, Brezilya, Arjantin, Kanada
Üzüm: Şili, İran, Güney Afrika, Peru, Özbekistan
Kurusoğan: Suriye, Iran, Rusya, Hollanda
Kırmızı et: Polonya, Bosna Hersek, Sırbistan, Ukrayna
Su ürünleri, balık: Norveç, İspanya, Fas, Izlanda, Şeyseller, Çin, Hindistan
Sarımsak: Çin
Tereyağı: Yeni Zelanda
Yulaf: Macaristan, Ukrayna, Fransa, İspanya
Yumurta tozu: Fransa, İtalya, Belçika, Ukrayna, Polonya, Almanya, ABD ve Hindistan
Kaynak: Ali Ekber YILDIRIM Üretme Tüket Kitabı