Bazılarının kapitalist sistemin bir parçası olarak düşünerek eleştirdiği Sevgililer Günü aslında eski bir geleneğe ve orta çağa dayanıyor. 14 Şubat, 1800 yıllarda Amerikalı Esther Howland'ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay olmuştur. Bunun doğal sonucu olarak olayın ticari yönü çok fazla önem kazanmış, sevgililer günü tüm dünyada ticaretin canlandığı bir dönem haline gelmiştir. Suudi Arabistan'da resmi olarak da sevgililer günü kutlamasında kullanılan ürünlerin satışı yasaktır. Özbekistan, Türkmenistan, Malezya, Endonezya, İran ve Pakistan Sevgililer gününü kutlamayan ülkelerdir. Bizim ülkemizdede sevgililer günü öncesi televizyon reklamları çeşitli indirimlerle dolu olur. Dükkan vitrinleri aşkı çağrıştıran kırmızı renge boyanır kimileri sevginin tek güne indirgenemeyeceği görüşünü savunurken kimileri ise o günün doya doya kutlanılması gerektiğini savunur. Bu iş tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan hikayesine dönmeden bu haftaki köşe yazımı tamamlayayım.

Kırma kimsenin kalbini, kırılda kıran olma, bu kalp için de büyük bir yüktür. Haksızlık etme, anlamadan, dinlemeden yargılama kimseyi... Kimsenin göz yaşlarının sebebi olma o her bir göz yaşı tanesinin hakkını nasıl ödersin sonra. Haksızlığa katlanan taraf ol, haksızlık eden değil. Haksızlığın yükü ağır olur kalbine, kırıl ama kırma, biliyorum bu zamanda zor ama olması gereken bu. Allah sabredenlerin yardımcısıdır, buna tüm kalbinle inan. Kalp başka bir diyardır. Kalp ne yaşarsa sahicidir. Yaşadığı sevinç gibi hüzün de gerçektir. Kalp asla yalan söylemez. Fiziki yaralar iyileşir ama kalp yarasının iyileşmesi daha zordur. Bu durum için şöyle söylenmiştir:

“Kılıç yaraları zamanla iyileşir ama dil yarası asla iyileşmez." Umarım kalplerinizdeki yaralar iyileşir ve yenileri açılmaz. Kırmayalım, kırılmayalım,kalp en sahici uzvumuz onun kırılmasına müsaade etmeyelim,kimselerin de kalbini kırmayalım.Kalp kırıldı mı acısı bir başka olur,bilirsiniz belki. Malesef bu devirde kimse kimseyi kırdım mı acaba diye düşünmüyor. Gerçi düşünme eylemini bile gerçekleştiremeyenler var aramızda ölçüp tartıp söylemiyorlar diyeceklerini,ince düşünmüyorlar.Böyle olunca ince insanlar inciniyor hep, günümüz durumu bu... Kırmadan sevmeyi bilmemişiz hiç. Biraz kendimizi yerine koyarak, kırılacağımız şeyleri karşımıza söylemeden yaşamaya çalışalım. Çok daha huzurlu olacak içimiz eminim...

Sevdiklerimizi her gün hatırlayalım,büyük pahalı hediyeler yerine onları gerçekten ne mutlu eder diye düşünüp kalplerine gerçek dokunuşlar yapmaya çalışalım. Sevgililer günü tek gün ama sevgi sonsuz.