Havalar ısınmaya başladı. Hepimizin içinde bulunduğu pandemi sürecinden dolayı evlerden dışarı çıkmaktan hala tereddüt ediyoruz. Atlatmış değiliz, tedbirlerin azaltılması bittiği anlamına gelmiyor. Ama bu süreçte sokakta olan hayvanları hiç düşündük mü? Havalar ısındı onlar için su bulmak, yemek bulmak bizler sokaktayken daha kolaydı.

Çoğu işletmenin baktığı hayvanlar onlarında kapalı olması sonucunda yemek bulacak yer bulmakta zorlandılar. Dostlarımızı unuttuk kendi canımızın derdine düşerek...

Bir kez olsun bir sokak köpeğini sevmemiş, hayatında hiç kuşlara yemek vermemiş ya da bir sokak kedisi için kapısının önüne su bırakmamış ‘insanlar’ nedeniyle sokak hayvanları hep yanlış algılanmaktadır. Pis, hastalıklı ve uzak durulması gereken canlılar oldukları düşünülen sokaktaki dostlarımız aslında sadece biraz sevgi görmeyi bekleyen, karınlarını doyurmak için uğraşan, kimi zaman ise sadece insanlardan korktukları için gergin tavırlar sergileyebilen varlıklardır. Sokaktaki canları yok saymaya, hayatınızı yaşamaya devam edebilirsiniz ama onlar dışarıda ve yardıma muhtaç şekilde beklemekteler.

Emin olun, biz insanlar olarak kimi zaman onlar kadar paylaşımcı olamıyoruz. Sokaktaki hayvanlar küçük bir kap yemeğin etrafında toplanarak beslenebilirler çünkü onlar açlığın ne olduğunu en iyi bilenlerdir.

Onlar da acıkır, hatta aç kalır

Onların dilleri yoktur anlatamazlar. Aslında anlatırlar da bunu sadece kalpleri sıcacık olanlar görür. Acıktıklarında yemek bulamazlar, özellikle şehir dışlarında, arazilerde veya ormandalar ise. Kedi, köpek, kuş… Ortak noktaları ise bizlere muhtaç olmaları.

Hepimiz bir şekilde sokaklara çıkıyoruz. Kapımızın önüne bir kap su bırakmanın zor olduğunu düşünmüyorum.

Belediyemizin sokak hayvanları için geliştirdiği bir çok sosyal proje var onların yetemediği yerlere bizler el atalım.

Sokaklarda kalan dostlarımız hayatlarını bir şekilde sürdürüyorlar, onların bu zorlu hayatına destek olalım. Biz el ele verdiğimiz sürece her şeyi başarırız...