Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi;
''Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulasa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir''

Normal şartlar altında, toplumun kendisini ilgilendiren konularda tarafsız bir şekilde bilgiye erişmesi ve siyasetçilerin denetlenebilir bir konumda tutulmasında önemli bir rolü olan gazetecilik mesleği, icra edilmesi giderek zorlaşan bir yapıda. Freedom House her yıl düzenli olarak yaptığı basın özgürlüğü analizlerine dayanarak, 2016 yılının tüm dünyada basın özgürlüğü açısından son 13 yılın en kötü dönemi olduğunu ortaya koyuyor. Dünya nüfusunun sadece %13’ü ülkelerinde özgür basının tadını çıkarabilirken, bu sorunlu durumun en büyük cefasını ise gazeteciler çekiyor. Gazeteciler bir yandan mesleklerini icra edebilecekleri, güvenceli bir iş bulmakta dahi zorlanırken, diğer taraftan mesleklerinin vicdani yükü altında ezilmeden bireysel özgürlüklerine sahip çıkmaya çalışıyorlar.
1961’den bu yana 10 Ocak günleri “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak anılıyor. 4 Ocak 1961’de kabul edilen “212 Sayılı Kanun” ile çalışan gazetecilere bir takım yasal güvenceler sağlanması vesilesiyle ortaya çıkan bu önemli gün, sadece Türkiye’de kutlanıyor.
“Cumhuriyet devrinin kendi anlayış ve ahlâkını taşıyan basınını yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir. Bir taraftan geçmiş devir gazetelerinin ve adamlarının düzeltilmesi mümkün olmayanları ulusun gözünde belirlenirken, öte taraftan Cumhuriyet basınının temiz ve feyizli sahası genişleyip yükselmektedir. Büyük ve soylu ulusumuzun yeni çalışma ve uygarlık yaşamını kolaylaştırıp özendirecek işte ancak bu anlayıştaki basın olacaktır.” (1 Kasım 1925, TBMM)
4 Ocak 1961 tarihinde kabul edilen 212 sayılı yasa ile.
Gazete patronları buna itiraz ediyor. 9 Ocak 1961’de dokuz gazete patronu, Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah gazetelerinin patronları gazetelerini üç gün kapatıyor. Bunun üzerine:
10 Ocak 1961’de gazeteciler üç gün süreyle “Basın” adıyla gazete yayınlıyor.
Böylece 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak tarihe geçiyor ve o tarihten bu yana, her 10 Ocak’ta gazeteciler bu bayramı kutluyor.

Yazdığımız kelimeler azalmadan, konuştuğumuz cümleleri yutmadan özgürce görevimizi yapabildiğimiz bir basın olmak… Yani tam anlamıyla basın olabilmek… Koşarak gidilen haberler, atlanmadan işlenen açıklamalar… Bu görevi severek benimseyerek yapan arkadaşlarımız… İçinde ki o coşkuyu öldürmeden mesleklerini icra edebilsinler yeter ki…
“Meclis, konuşma ve basın hürriyetlerini kısan kanunlar yapamaz.”
ABD Anayasası