Asıl olan ne biliyor musunuz?
Kış günü…
Karlı, buzlu bir günün sabahında…
Kadın kısmına amele küreği, küllük kazması falan vermeyeceksin.
Yakışmıyor, olmuyor, olmaz; yazıktır.
Bi dakka..
Bi bitireyim!!!
Darlanmaya, harlanmaya gerek yok.
Fikir okumaya da…?
Önce bi dinle!
Sonra oturur konuşuruz.
Gerçi;
Senin düşündüğünü düşünmem, okuduğunu okumam mümkün değil; orasını bi çırpıda geçiyorum.
Ve Fakat..
Mevzu şu!
Kadına gücü yettiği, eline yakıştığı işi vereceksin.

Küllük müllük kazması, amele küreği kadına değil de; Bolu Belediyesine yakışmaz..

Kadına bu kadar eziyet olmaz.
İki üç kiloluk koca amele küreğini eline tutuşturup; karları küre; hiç olmaz.
Küreğin yanıynan buzları kır deme!
Ya ne?
Covit movit dinlemem…
Kalbinizi kırarım..

Yazımla söylenir, onlar adına iç dökerim.
XXX
O gün..
Yıllardır böyle kar yağmadı cümlesi henüz kurulmamış.
O gün..
Caddenin kuz tarafına konuşlandırılan bir kadın boyundan büyük, iki üç kiloluk amele küreğinin tersiyle buz kırıyor olmasına şahit olmamıştı.
Baktım da bakamadım.
Kıyamadım.
Vicdanımın kıvılcımı gözüme, ateşi bağrıma, dumanı genzime, közü ciğerlerime kadar düştü..hissettim.
Yol, yer yarıldı.
Yerdeki buzlar utancından eriyecek yer aradı.
Kürek utandı.
Kar utandı.
Kış durdu..
Kürekli kadın; ele güne karşı diyerekten iç geçirdi.
Zaman geriye sardı da; rahmetli anam bi bakış attı ki..
İçimdeki tüm buzlar eridi.
Ilıdım..
Elinde eldiveni bile olmayan kadının, ahvalini gördükçe eridim..
Kış günü; bir bardak suya hasret kaldım.
İzzet Baysal Caddesi çöl gibiydi.
Her yer buzdu, bi gram su yoktu.

Bolu susuzluktan ölüyordu sanki.
Kadının eli su topluyordu vesselam.
Belediye o kadının ince narin ellerine, elindeki amele küreğine muhtaç kalmıştı.

Bu bir imtihan dememe kalmadı!!

Amele küreği toparlandı, kadının elinde ufaldıkça ufaldı.
Kürek, bütün ağırlığını atmış; kendi ağırlığından utanır, beni bu kadının eline kim tutuşturdu diye sorar olmuştu.

O sıra..
Ağaçlara tünemiş bir kaç serçe havada, yem arayan altı güvercin yerlerde dolanıyordu.
XXX
O gün karla ilgili hiçbir mevzu yazmamaya karar verdim.
Kadından…
Ele tutuşturulan kürekten..
Buzdan…
Her şeyden.
Çok sevdiğim kış mevsiminden…
Kardan,
Soğuktan utandım.
Boyu kadar küreği ona teslim edenlerden…
Buzları kır diyenlerden,..
Buğz ederek iş gördüren zihniyetten…
Kadınlar üzerinden vaziyeti kurtarmak isteyenlerden..
Modern ve çağdaş ekipmanlar, solüsyonlar, sofra-deniz-kaya tuzu varken kürekle buz kırmayı öngörenlerden utanmıştım.
XXX
Karla mücadelede kadına kazma kürek vermeyin.
Kardan, kıştan gelecek mevzuya razıyım.
Kadının eline çapa ver.
Makas ver.
Çiçek ver.
Toprak ver.
Tırmık ver.
Gücünün yettiği, eline yakışan işi ver.
Ver bezi eline her bir yeri pırıl pırıl yapsın..
Güneşi silsin…
Karları ısıtsın.
Karla mücadelenize yararı olacaksa; mecazen “Güneş toplatın”
Mevzu derin; kerimin kuyusu derin mi bilmem.
Vakıa bel altı algılara teslim olmayacak kadar keskin..
Bolu Belediyesi yetkililerine sesleniyorum.
Kadınlara eziyet etmeyin...
Onlara, buzları kırması için amele küreği, küllük kazması vermeyin.
Ve…
Veren, akıl eden her kimse, gitsin tez onların ellerinden öpsün, gönüllerini alsın.
Bir daha olmayacak söz; bizde insanız, biz halden anlarız gibi cümleler kursun…
Mangalda ne kadar kül varsa; yollara dökülsün.
XXX
Bolu son yılların en güzel kar yağışına şahit oldu.
Öyle oldu, böyle oldu.

Gözler, selfie’ler, hatıralar doydu, anlatacak anılarımız oldu; eyvallah.
Da!!! şurasını da yazmadan olmayacak…
Ben oldum olası kar yağışını severim.

İtiraf edeyim yağarken severim; bereketine şükrederim.

Hem öyle böyle değil; çok yağmasından yana fikir sahibiyim.

Ben kapımın önünü, arabamın üstünü temizler bırakırım.
Belediyenin kapısının önüne, şehir içindeki kaldırımlara karışmam..

Yol tıkanacak, kaldırımlar kapanacakmış işim olmaz.

Yürümeme bakarım; çağrılırsam da koşa koşa gelir, işin ucundan tutarım..

O amele küreğini, o küllük kazmasını; kadının elinden ilk ben alırım.
Bereket yağsın; yeraltı, yer üstü su kaynakları dolsun isterim..
Biz büyüklerimizden böyle işittik, böyle bir miras cümlelerle büyüdük.
Ağrı’da öğretmen olduğum yıllardan bilirim; karın ne demek olduğunu.
Otobüs boyunda yağardı da; kimseye yağmazdı.
Oralarda kar ayrı bir sevilirdi.
O diil de mevzunun kıssadan hissesi şu.
Bolu Belediyesi karla mücadelede kapısının önünü temizlemeyi akıl etmediği için sınıfta, diğer mevzuda ikmale kalmıştır.

Bütünleme sınavlarına girmeden kış konusunda derslerine iyi çalışmaları gerekiyor.

Ha bir de avuçlarının içlerine…
Çalışan kadınlara amele küreği, gücünün üstünde görev verilmeyecek diye tükenmez kalemle veya kına ile yazarlarsa iyi olur.
Unutmamış, ah! almamış olurlar.
Mevsim ne olursa olsun, kadınlar konusunda pozitif ayrımcıyım.
Bolu Belediyemizin yetkililerine sesleniyorum..

Kadını bu algıda, bu karla mücadelede ellerine kürek, mürek, kazma vererek kullanmayınız..
Vebali büyük olur…
Altından kalkamazsınız..