Öğretmen Okulu yıllarımda tanıdığım, okuduğum, feyz aldığım,

Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın başrolünü oynadığı Selvi Boylum Al Yazmalım” filminin öykü yazarıydı Cengiz Aytmatov.

O zamanlar;

Geleneklerinden besleyerek yoğurduğu hikâyelerinden hoşnut kalan bir gençtim.

Yaşamanın, güzel yaşlanmanın sırlarını yazılarından söküp aldığımı,

Çocuk sayılacak yaşta başlayan öğretmen kimliğimin de , vatan millet sevgimin de ete kemiğe büründüğüne gururlanarak tanıklık ediyordum.

Daha dün gibi..

Ağrı’nın Diyadin İlçesinin eski adıyla Bozo (Yeniçadır) Köyünde on yedi yaşımda bir öğretmendim.

Köyde Türkçe bilen bir elin parmaklarını geçmiyordu.

1972’nin Ekim’iydi.

Aytmatov’un ve birkaç yazarın kitabını Ankara Tren Garından almış buraya onlarla gelmiştim

Onlarla konuşuyor,

Okul kapısından sökme üzerinde pala yataklı kapı ranzamdan Büyük Ağrı ile Küçük Ağrı dağlarına ses ediyordum.

XXX

1980 li yıllarda;

Cengiz Aytmatov "Gün Olur Asra Bedel" romanında…

  • Tarihine küsen,
  • Geçmişini unutan,
  • Ailesine, mensup olduğu milletine, öz değerlerine yabancılaşan,
  • Gayesi olmayan insanların mensup oldukları milletleri uyarmak için kullandığı “MANKURT” kavramını unutmam asla mümkün değil..

Dediği gibi..

İnsanların robotlaşmaması gerektiğini,

Çağımızın en büyük tehlikesinin mankurtlaşma,

Geçmiş zamanların en büyük işkence yöntemlerinden birinin yabancılaştırılma olduğunu nasıl unutur, nasıl fark etmez insan…

Geleceğin en büyük tehlikesini nasıl bilemez.

Nasıl ayamaz!!

Tarihine küsenin, geçmişini unutanın, geleceğinin de olmayacağını,

Nasıl kestiremez!!!

XXX

Cengiz Aytmatov şöyle der;

  • "İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez”

Aynı Aytmatov;

  • Eğer insanlar yeryüzünde yaşamayı öğrenemezlerse yok olup giderler.
  • Karşılıklı güvensizlik, gerginlik, cepheleşme ortamı insanların huzur içinde, mutlu yaşamalarını tehdit eden en büyük tehlikelerden biridir” diye de söyler..

Eserleri 176 dile çevrilen Cengiz Aytmatov şu cesaretli cümlelerin de kurucusudur.

  • “Yeryüzündeki bütün yaratıklar arasında şeytanla hemen uyuşan, anlaşan tek yaratık insan idi.
  • Bu uyuşma sonunda, yüzyıllar, bin yıllar boyunca kötülük ekti, kötülük biçti ve kötüye zafer kazandırdı.
  • Evet, kötülük yapma ve yayma konusunda insanla yarışabilecek yaratık yoktu.”

Aytmatov hem iyi bir yazar, hem iyi bir siyasetçi, hem de iyi diplomattır da!

Geleneklerinden, kültüründen beslenen, geçmişi ile övünen bu inançlı adam;

  • “Her yazar bir milletin çocuğudur ve o milletin hayatını anlatmak, eserlerini kendi milli gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleştirmek zorundadır. Benim yaptığım önce bu, yani kendi milletimin geleneklerini ve hayatını anlatıyorum.

İyi yazar ‘tipik insan’ ortaya koyma ustalığına erişen yazardır” diye konuşur.

XXX

Cengiz Aytmatov, yazdığı eserlerle Türk dünyasının, Kırgızların sesi olmuştur.

Gelenekten besleyerek yoğurduğu eserlerinde 2’nci Dünya Savaşı dönemini, Kırgız halkının yaşadıklarını, acılarını, kültürünü anlatır.

İnsanların robotlaşmaması gerektiğini söyler.

  • Çağımızın en büyük tehlikesi insanların robotlaşması ve mankurtlaşmasıdır diye söyler.

Aytmatov;

  • Mankurtlaşmayı geçmiş zamanların en büyük işkence yöntemlerinden biri olarak gördüğünü söyler.

Ama aynı zamanda da geleceğin en büyük tehlikesi olarak görür mankurtlaşmayı..

Dünya literatürüne "mankurt" kavramını kazandıran Aytmatov, 12 Aralık 1928'de dünyaya geldi.

10 Haziran 2018 de vefat etti.

XXX

Aytmatov’un babasını 1937'de tutuklarlar ve bir yıl sonra kurşuna dizerler.

Aytmatov;

Babasının onları trene bindirip bilge bir kadın olan babaannesi Ayıkman Hanım tarafından Manas Destanı'ndan hikayeler anlatılarak büyütüldüğünü hazin bir dille anlatır.
Veteriner Teknik Okuluna giren Aytmatov, bu okuldan birincilikle, 1948'de girdiği Frunze Tarım Enstitüsünden 1953'te onur derecesiyle mezun olur.

Onun eserlerinde insan tüm yalınlığı ile kaleme alınır.

Onun yazılarında;

İnsanlığın geleceğe yönelik ümidi, bağımsızlık aşkı, insanın ayakta ve hayatta kalma çabası,

Ortak geçmişimizde oluşan efsanelerin, masalların, Türk mitolojisinin insanlığa bir değer olarak sunulması vardır.

Cengiz Aytmatov, "Dişi Kurdun Rüyaları" romanında insanların yanı sıra hayvanların da psikolojisini anlatmıştır.

Aytmatov bu romanında iyi-kötü, ilahî adalet ve kader gibi çetin konuları sorgulamış,

İlahî kudretin varlığını sürekli vurgulayan, ama sorumluluğu insanda ve insanların ortak sorumluluğunda arayan çok çarpıcı bir olaylar örgüsünü anlatmıştır.

Dişi Kurdun Rüyaları aynı zamanda çok etkileyici bir çevre romanıdır.

Romanda, Aytmatov'un, kirletilen Kırgız bozkırları ve bozulan tabiat dengesi karşısında haykırışı anlatılmaktadır.

Romanlarında insani özellikler atfettiği kurt ve at gibi hayvanlara yer vererek bu konuda başarılı olmuş dünyadaki sayılı yazarlardan biri olarak tanınır.

Cengiz Aytmatov;

  • “Soğuktan tiril tiril titrerler, sığınacakları bir yer de yoktur”
  • “Ormanda gezer, korkmasınlar diye her birini okşardım”
  • “Yazın tekrar yeşermeyen ağaçlar, kesinlikle kışın korkudan donup kalanlardır” diye tabiata ve onun canlılara karşı hissiyatını yansıtır.

XXX

Hem Stalin despotizmini, hem de babaannesinden dinlediği kadim Kırgız kültür unsurlarını eserlerinde kullanmıştır.

Doğduğu büyüdüğü yaşadığı toprakları, bozkırı dağları gölleri nehirleri anlattığı eserlerini,

Gördüğü güzellikler kadar çirkinlikleri, adaletsizlikleri yolsuzlukları da yansıtmıştır.

Edebiyattaki ustalığı sayesinde, bunları kimi zaman doğrudan dile getirmiş, kimi zaman sembollerle ifade etmiştir.

Bu büyük yazar 176 dile çevrilen milyonlarca baskısı yapılan eserleri ile Kırgızistanı, Kırgızları, Kırgız kültürünü, tarihini tüm dünyaya tanıtmıştır.

Yaşadıklarından gördüklerinden duyduklarından hissettiklerinden faydalanması onun eserlerinin en önemli özelliğidir.

Eserleri ile geçmişten bu güne geleceğe köprü kurarak gelecek nesillere çok büyük miras bırakmıştır.

XXX

Onun hem dünya edebiyatında hem de siyasi tarihe kazandırdığı en dikkat çekici kavramlardan birinin mankurtluk olduğunu görüyoruz.

Kişinin kendisine ailesine toplumuna milletine tarihine kültürüne kısacası daha önce sahip ve ait olduğu her şeye yabancılaşması demek olan mankurtluk aslında kölelikten başka bir şey değildir.

Atytmatov’un siyaset ve devlet adamlığı yönü de, yazarlığı kadar önemlidir.

Edebiyat ve siyaset ile ilgilenirken sanatın diğer alanlarını ihmal etmeyen bu ustayı minnetle anıyor,

Resimde müzikte ve sinemada aktif olmuş, psikoloji, sosyoloji, mitoloji ile ilgilenmiş,

Kırgızistan ve Türk dünyası yanında tüm insanlığın ortak değeri olma başarısını göstermiş,

Üzerimde emeği ve yüreği olan Cengiz Aytmatov’u

Ölümünün 13. Yılında bir kez daha saygıyla ve rahmetle yad ediyorum.