Önce yazımın başlığında geçen sözcüklere bi açıklık getireyim.

Sonra yazar, çizer, bi baltaya sap olur! Renklerimizle yatar uyuruz.

KONSANTRE;

Tasavvufta en yüksek mertebeye erişmek,

Arapça’da bir noktaya toplamak, odaklanmak,

Fransızca’da ise; yoğunlaşmak anlamına tekabül ediyor.

KONSERVE;

Sterilize edilerek uzun zaman bozulmadan saklanabilen manasını taşıyor.

Bi tarafta;

Çağlar, Naby, Onur, Hakan, Bülent’den mürekkep KONSANTRE oyuncular.

Bi tarafta;

Gökhan, Landel,G.Alsan,Balde, Kayamba gibi KONSERVE oyuncular var.

Konsantre dediklerimin yaş ortalaması 26,4,

Konserve diye bahsettiklerimin ise 31.8 yapıyor.

XXX

Konsantre ve konserve oyunculardan müteşekkil Boluspor, Denizlispor’u 3-0 yendi atıverdi.

Genç (KONSANTRE) ve tecrübeli(kONSERVE) oyuncuları hazır halde tutan, bu minvalde taktik beceriler uygulayan, rotasyonu reel ve anlaşılır bir şekilde geliştiren, Sait Karafırtınalar Hocamız şehrin yüzünü güldürmeye devam ediyor.

Haddini bilen, rakibini iyi analiz eden Sait Hoca, ligin en az gol atan ve yiyen Boluspor’u iddialı bir pozisyonda tutmasını biliyor.

Boluspor, Denizlispor karşısında nerede ise sıfır hata ile oynadı diyebilirim.

Yok ya! o kadar da değil! diyen olursa; mevzuyu art niyetine bağlar, bi güzel de bozarım.

Denizlispor karşılaşması, Boluspor için tarif edilemez kıymette tam bir antrenman müsabakası oldu.

Denizlispor’un gücü, kuvveti yok.

İlk yarı birkaç pozisyonun, direkten dönen tesadüfi kafa vuruşunun dışında futbol adına hiçbir varlık gösteremediler.

Boluspor’un stoperleri ve bek kanatları hiç yorulmadılar.

Çok rahat oyun kurduklarını, önceki karşılaşmalara göre daha hatasız oynadıklarını, akılcı ve akıcı bir oyun sergilediklerini söyleyebilirim.

Boluspor’un orta sahası da bu pas trafiğine ve oyun disiplinine uyunca, futbolun göze hoş gelen resitallerini, oyuncuların solo hareketlerini sıkça görmüş olduk

XXX

Dövmeyi değil, övmeyi seven kalemim maç esnasında kulağıma

Naby Qulare için…

“Bu çocuk futbolcu değil” deyincesin, kalbini kırmış, kendisini lafıyla birlikte sol iç cebime koymuştum.

Az önce cebimden çıkardım sordum!

“Nedir? Bilmediğimiz bir şey mi var” dedim.

“Naby bir futbolcudan çok farklı özelliklere sahip. Bilgili, zeki, kurnaz, kuvvetli ve çevik” diye kalem ucuyla noktasını,

Bazen bi leoparı, bazen bir tilkiyi, bazen bir sincabı, bazen bir fili andırıyor” diyerekten postasını koydu…

Haklısın diyerek hem gönlünü, hem de sivrilen kalem ucunu kalemtıraş ile alıverdim.

XXX

Boluspor, soyunma odasına iki haftadır galibiyetle giriyor.

Umarım bu alışkanlık gelenekselleşir de; maçın umumi havasına pozitif katkı sağlar.

Boluspor golden sonra çok güzel top yaptı.

Hatlar arası uyum, pas trafiğindeki rakamsal veriler, taktik beceri ve pas uyumu üst düzeydi.

Denizli ilk yarı Boluspor’u hiç rahatsız etmedi. Boluspor kendi bölgesinde deyim yerindeyse zaman zaman adeta at koşturdu.

İkinci yarı öyle olmadı; onlar istatistiklerini eşitleme, biraz daha top yapma fırsatı buldular.

Boluspor, Denizlispor’un top yapmasına adeta izin verdi diyebileceğim çok sebebim var; Sait Hoca’nın da tabii.

XXX

Joel Kayamba ilginç bir oyuncu. Vay canına ünlemi sanki onunla anlam buluyor.

Onu zorlayacak an itibariyle hattında ikinci bir oyuncu yok.

Bregu ise fantezi düşkünü, erken ve geç kararları onun oyun kapasitesini olumsuz etkiliyor.

Sait Hoca, Melih & Bregu tercihlerinde hayli zorlanacak gibi.

Melih Okutan yine kayıplarda.

Göztepe karşılaşmasındaki o üstün performansını bir daha ne zaman görebileceğiz bilmiyorum. Melih’in özel çalışmaya ve fazlalıklarından arınmaya ihtiyacı var.

Oyuna girdiğinden itibaren iki kanat koşusunda üretken olamadığı gibi rakibine teslim oldu.

Tugay Kaçar, enteresan oyuncu.

Ters işler hep onu buluyor sanki. Tugay’ın görev alanı riski üzerinde taşıyan, netameli bir bölge.

Ve Fakat..

Sakin kaldığı müddetçe doğru işler ve olgun ataklar onunla başlıyor.

Onur Ulaş; diğer mevkidaşları ile birlikte savunmanın sigortası…

Onur Ulaş’ın kademe anlayışı mükemmel ve savunmaya siperini kazdı mı; mecazen oralar “Çanakkale Geçilmez” oluyor

Furkan Demir, maç boyunca, rakibin stoperleri ile didişti, mücadele etti ve boğuştu. Genç dinamik, stoperlere baskı uygulayan, vücut temasını seven Furkan gibi oyuncular teknik direktörlerin zihnini çok yorar.

Çok kıymetli işler yaptı, gol yapamasa bile taktik işleyişin en yararlı mimarlarından biri idi.

Gökhan Karadeniz, oyunun, gidişatın ve gollerin her zaman dolaylı/dolaysız içinde yer alıyor.

Bu konserve oyuncumuz kabından/kınından çıktığı an tadından yenmez işler yapabiliyor.

Hakan Bilgiç’in futbolunu, tevazulu duruşunu ve vücut dili karakterini takdir ediyorum.

Bülent Cevahir, Boluspor için cevher sayılabilecek bir oyuncu.

İbrahima Balde, için rekabet şartları her geçen hafta daha bi kızışacak gibi duruyor. Tecrübesi tamam ama sadece tecrübe ve şans ilerleyen haftalarda yeterli gelmeyebilir.

XXX

Denizlispor kadrosu itibariyle öten, üreten bir takım değil.

Ama çok horoz oyuncuları var.

Sahada on bir oyuncu var ama Mesut Bakkal meseleyi fazla abartmış.

Bakkal Hoca, oyun planını ve taktiğini sanki bir kişi üzerine kurgulamış..

Mustafa Çeçenoğlu aşağı,

Mustafa Çeçenoğlu yukarı…

Çok tembel, çok basit, hiç anlaşılır olmayan, çaresiz bir oyun planıydı.

Mesut Bakkal gibi deneyimli bir hocaya hiç yakıştıramadım.

Sait Karafırtınalar Hoca’ya gelince…

Skora ve geriye yaslanmayı asla kabul etmeyen hamleleri ve ofansif oyun tarzından taviz vermeyen tavrı nedeniyle takımı ile birlikte alkışı hak eden taraf oldu.

XXX

O diil de!

Sait Hoca, Denizli maçı ile yeşil zemine bir çok futbol işareti bıraktı.

Net skor, iyi oyun, disiplin, rakip takıma inisiyatif kurma, skora yatmama ve geriye yaslanmama oldu.

En kıymetli olanı da; değişikliklerin koruma, kollama, skoru tutma değil, oyun planına sadık kalma kaynaklı oluşu idi.

Nitekim,

Kayamba/Arda, G.Karadeniz/Burak Asan, Furkan/Balde, Bregu/Melih değişiklikleri bunun en güzel kanıtı ve yanıtı oldu…

Mustafa Nuri Gürsoy 2022 Ekim

Bartın Amasra’daki maden ocağında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar dilerim.