Yola yük olmam...
“Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil” diyor. Konfüçyüs.
Benim ya da bizim yoldan çekil” deme lüksümüz yok
Ama
“Ya bir yol bul, ya bir yol aç” deme hakkımız var.
Dinlerler mi dinlemezler mi onu bilemeyiz.
Ama
Biz şikâyet makamıyız,
Çözüm makamı ise Belediyemiz.
Yol demiştik değil mi?
Ben çok gezerim, gezerken de çay sıra gidip, yol sıra gelmem.
Gözlerim, izlerim...
Çünkü şu an kaldırım mühendisiyim.
Kaldırım döşüyorlar, ama döşerken insanı çileden çıkartıyorlar.
Bu çileden çıkartma işini, Mimar İzzet Baysal Endüstri Meslek Lisesi'nin önünü yaparken de uygulamışlardı.
Yolu kapatmışlar, vatandaşı zorlamışlardı.
Sonra aynısını, sanayi çarşısından İsmet Paşa Caddesine ya da valilik civarına gidecek olan sürücüler için de yaptılar.
“Sürücüyü nasıl rahatlatırım.” düşüncesinden yola çıkmadılar;
Yolu kapattılar, o kadar!
Eğer bu uygulama devam ederse aynısını Aslahaddin Camisi'nin karşısındaki kaldırıma başlandığında da yapacaklar.
Binmişsiniz arabanıza sanayi çarşısından İsmet Paşa Caddesi'ne doğru gideceksiniz,
De gidemiyorsunuz!
Tam Atatürk ilk ve Ortaokulunun önüne geliyorsun “Yol trafiğe kapalıdır!” tabelası.
Ne var?
Kaldırım döşeniyor.
Alternatif yol var mı? Yok.
Bir önceki kavşakta İsmet Paşa caddesine doğru gidecek araçlar için ikaz da yok.
Sürücü ne yapıyor?
Atatürk İlk ve Ortaokulunun önünden dönüyor
Akpınar Mahallesinden ta valiliğin önüne gidiyor oradan da İsmet Paşa Caddesine geçiyor.
Bunun karşılığı ne?
Vatandaş üzerinden elektrik üretme,
Üretilen elektriğin gittiği yer neresi?
Belediye!
İyi de, belediyenin bu elektrik üretiminden kazancı ne?
Vatandaşı niye zorluyorsunuz,
Trafik işleyen diğer yolu ikiye bölüverseniz,
Döşeme işi bitinceye kadar da park yasağı koyuverseniz,
Vatandaşa eziyet ettirmeseniz.
Hadi bunu düşünmediniz,
Tatarlar kavşağının oraya;
“KALDIRIM ÇALIŞMASI NEDENİ İLE YOL TRAFİĞE KAPALIDIR. İSMET PAŞA CADDESİNE GİDECEK OLAN VASITALAR GÖLYÜZÜ VE İHSANİYE MAHALLESİ,
KARAÇAYIR MAHALLESİNE GİDECEK OLAN SÜRÜCÜLER İSE LÜTFEN AKPINAR MAHALLESİ İSTİKAMETİNİ KULLANINIZ!” diyerek bir uyarı koyuverseniz.
Sürücüye de giderken;
Âşık Mahsun-i Şerif'ten “Tüh Allah belanızı versin.”şarkısını dinlettirip, ah ettireceğinize
Ebru Gündeş'ten;
“...Teşekkür ederim böyle baktığın için...”
Teşekkürler aklımda kaldığın için...” şarkısını dinletseniz, günaha mı girersiniz.
Yukarıda,
“Dinlerler mi dinlemezler mi onu bilemeyiz.
Çünkü biz şikâyet makamıyız,
Çözüm makamı ise Belediyemiz.”
Demiştik ya
Sözümüzü tamamlayıverelim.
“Zarafet, azametten ürker.”sözü doğrultusunda yazmış olduğumuz bu yazıyı, değerlendirmeye alırlarsa da bir başka seviniriz.
Ve de ilgililerin Şems-i Tebrizi'nin;
"...Sen 'gel' de yeter ki, yola yük olmam, yol olur gelirim." Sözü doğrultusunda hareket etmelerini bekleriz.