Geçti Bor'un Pazarı
Çarşambaya yine maç var.
Yani bu maçla ilgili yazacak birçok şey olmasına rağmen yazmamakta yarar var.
Etkileniliyor…
Bu maçta bedensel olarak yıpranmanın yanında beyinsel olarak fazlası ile yıpranan futbolcularımıza dar zamanda bir yük de biz bindirmeyelim.
O zaman…
O zaman biraz şaka ile karışık yazalım.
Savaşa hayır! Diyelim.
Ama Suriye'de ki savaşa…
Lakin…
Koşan mücadele eden savaşan Boluspor'a evet,
Tıpkı bu maçtaki gibi…
Düşündüklerini kâğıda dökemeyince kilitlenip kalıyor insan.
Ama bir şeyler yazmak lazım.
O zaman
Bu kadar çok koşan mücadele eden,bireysel yetenekleri bol olan bir takıma bir organizatör desek.
Ya da bu takıma topu indirecek,orta sahadan destek gelmesi için topu tutacak, 1461 Trabzon takımının santraforu 9 numaralı Mustafa Tiryaki tipinde bir oyuncu lazım desek
Ne derler?
“Geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde ‘ye” derler.
Doğru da derler.
O zaman inşallah kadro içersinden bir çözüm bulmayı denerler.
Yoksa bu kadroyu ziyan ederler.
Dün psikolojik harp de vardı saha da…Bundan karlı çıkan taraf 1461 Trabzon oldu.
Oyunu durdurdu, topu oyuna geç soktu, yattı kalkmadı, kalktı kenara çıkmadı..
Ve bizimkilerin sinir katsayısını artırdı.
Kısacası top oyunda iken bedensel, oyunda değil iken beyinsel olarak futbolcularımızı yıprattı.
Burada devreye girmesi gereken hakem Özkan Çeliker iken,
Ve hakem de
Beyin Cerrahisi ve Sinir Doktoru iken,
1461 Trabzon'un oyun sistemi içersinde;rakibe doğrudan etki eden,sinir sistemini,yıpratma taktiğini çözmesi gerekirken,
Tansiyonun ne zaman düşüreceğini ne zaman yükselteceğinin ustalığını sergileyecekken,
O da oldu diken.