Bana ne Bana ne Şimdi Öpcem
Kafa kafaya geldiler, biri aşağıdan, diğeri yukarıdan…
Biri geri geri gidecek ama hangisi?
Birinin yanında genç bir kız var, diğeri ise yalnız ve yaşlıca…
Önce bakıştılar…
Sonra kornolaştılar, ardından işaretleştiler, olmadı… Anlaşamadılar.
Ardından arabalarından indiler,
“İnatçı iki keçi” hikâyesi misali birbirlerine diklendiler.
Genç olan, geri git dayı; burası tek yön, yol benim.” dedi.
Dedi de, aynı şeyi yaşlı olan da söyledi.
Ve önce genç olanın girdiği sokağın başına gittiler.
Hiçbir trafik işareti yoktu.
Ben sana demedim mi dayı yol benim diye, çek arabanı.” dedi genç…
Adam arabasına bindi, geri geri birkaç metre gitti ve durdu.
Ve arabasından İndi…
Yukarı köşeye gitti, orada da trafik levhası yoktu. ”Şimdi ne olacak?” dedi adam.
Genç de tık yok…
“Yeğenim sen geriye daha yakınsın sen git.” dedi yaşlıca olan,
Yanında genç kız da var ya, yediremedi genç, geri gitmedi; inat etti…
Ortalık iyice gerildi.
Yaşlı olan adam; kardeşim mübarek Ramazan oruç ağzımla beni günaha sokma, şart olsun bu arabaya binip geri gitmem.” deyince film koptu.
Genç olanın arabasının arkasında da birkaç araba birikince, sesler iyice yükselmeye, kornalar basılmaya başlayınca devreye girdim.
“Beyefendi siz geri gidiverseniz, mübarek Ramazan inada gerek yok.” dedim.
Adam bir bakış attı. ”Yemin ettim,” Şart olsun.” dedim, ben bu arabaya binip geri geri gidersem hanım boş durumuna düşer.” dedi.
Baktım ya kavga olacak ya da adamın eşi boş duruma düşecek;
“Kolayı var ben binip geri çıkayım, hem yeminini yememiş olursun hem de kavga olmaz” dedim. Ve arabaya bindim geri geri gittim.
Aracı teslim ederken de; Bak bey amca Sokrates dar bir yolda giderken karşısına dönemin soylularından biri çıkmış, yol ise ancak birinin geçeceği kadar genişmiş, biri diğerine yol vermesi gerekirken soylu; ben senin gibi bir zavallıya yol vermem.” demiş. Sokrates ,”ben veririm.” diyerek ince bir mesaj vermiş. Sen de kafanı takma gençlik işte.” deyip adamı rahatlatmak istedim.
İstedim de adam, Sokrates kim kardeşim, yerim senin Sokratesini.” dedi ve hışımla arabasına bindi gitti.
Biz de kaldık Sokrates'le baş başa…
Çevreme anlattım bunu; ”her tarafta böyle kavgalar var, normal.” dediler.
Hakikaten de öyle, insanlar pimi çekilmiş bomba durumundalar ve her an patlamaya hazırlar.
Alt yapı bitti, kaldırımlar yenilendi, asfaltlar yapıldı, çizgiler çizildi. Pek çok sokak ve cadde daraltıldı ancak sağlı sollu parklar da yapılınca araç sahipleri İsmail YK nin;
“Çekilin yoldan bir bela geliyor
Kim tutar seni bas gaza
Yollar senin hiç durma.
Bütün yollar senin bas gaza…”şarkısını söyler oldu Bolu da…
Çünkü herkes kafasına göre takılıyor, sesi çıkan, güçlü olan kazanıyor,
İki bela karşı karşıya gelirse ne olacağı ise bilinmiyor.
Sayın yetkililerimiz; yapmış olduğunuz bu güzellikleri, eksik kalmış sokak ve caddelerin başına trafik işaretleri koyarak tamamlasanız,
İnsanları kavganın içine sokmasanız,
Uygunsuz park yapanları sık sık uyarsanız, ya da gereğini yapsanız,
Ve de Yine İsmail YK nin şarkısında;
“Bana ne bana ne şimdi öpcem,” dediği gibi, vasıta sahiplerini olur olmaz yerde birbirlerini şehvet ve dehşetle öpme durumuna getirmeseniz…
Ne dersiniz?