4:3.2.1 şeklindeydi diziliş.
En can alıcı yer olan orta sağanın ortasındaki yerini Valimiz Sayın İbrahim Özçimen almıştı.
Orta alanın sağını Boluspor Kulübü Başkanı Sayın Abdullah Abat, solunu ise Bolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Caner Güngör tutmuştu.
İleride ise Rasim Özdemir ile Hakan Aydın vardı.
Tek forvetimiz ise Mehmet Ali Atalay'dı.
Kaleyi İsmail Yaşmum tutarken savunma ise, Umut Dura, Hamza Türdü, Mehmet Korkusuz ve Güner Ateş tenden oluşmuştu.
Yedekler ise oldukça kalabalıktı. Mustafa Özkan, Reha Çetinkaya, Ali Şahinoğlu, Kutlu Küçüközcan, Semih Başar, Abdülhamit Hoşbaş, Hakan Kapucu ve Ufuk Çilresizoğlu kenardaki yerlerini almışlardı.
Cemiyet kadrosu böyle kurulmuştu. Enstantaneleri kaçırmak istemeyen Fahri Gündüz ise fotoğraf makinesiyle tam karşıdaydı.
Sayın Valimiz çok sakindi, kendinden ve Galatasaray'dan emin bir vaziyette maçın başlamasını bekliyordu.
Başkanımız ‘ABD' ABAT ise heyecanlıydı. Amcaoğlu ‘AMR' ABAT ın nasıl oynayacağını merak ediyordu.
Caner Güngör ise,
Boluspor ve Beşiktaş benim sevdam,
Anlamam arkadaş,Fenerden Cim bom' dan”.havalarında bir türlü maç havasına giremiyordu.
Kenarda bulunan genç gazetecilerin gözü, televizyondan çok orta alanda bulunanların önlerinde bulunan meyve tabaklarındaydı. Tabaklara dalmak için fırsat kolluyorlardı.
Her şey güzel başlamıştı. Ancak Mustafa Özkan ile Reha Çetinkaya'nın yedek soyunmalarından dolayı olsa gerek erkenden gitmeleri gecenin bir başka olumsuz hareketiydi.
Ve bu ortamda
Teknik Direktörümüz
“Benim adım Fatih Terim,
Anlamam şalke malke, yerim edalarında çıktı sahaya.
Takımı ise;
“Gerçekleri tarih yazar,
Tarihi de Galatasaray” sözünü bir defa daha ispatlamak amacıyla maça başladı.
Schalke, Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan'ın muhalefete,”Ne Hakkâri'ye gidebilirsin, Ne Van'a gidebilirsin, Sivas'ın ötesine git de görelim.”demesi gibi, kendi yarı alanına yanaştırmamak için başladı oyuna. Ama Galatasaray 12. dakika da golü buldu. Drogba topu Selçuk a attı. Selçuk Burak'a…
Burak arkasına düşen topu bir topukla önüne aldı ve vurdu.
Ve futbolda en güzel an,
Yani Aşukla maşukun kucaklaşması…
Top ağlarda…
Yani Galatasaray ruhu sınırı geçmişti. Burak ile yine geçmeye çalıştı sonra Hamit'in şutu direkte patladı.
ilk yarı 1 0 galibiyetimizle bitecekken, Sayın Kılıçtaroğlu'nun, Sayın Erdoğan'la”Sıkıysa sen bunu git Rize de söyle” anlaşmazlığına düştükleri, gibi orta alanda Dany ile Melo anlaşmazlığı sonucu, Şhalke li Jonees topu ağlarımıza takarken” 68 e 105 olan saha hepimizindir, sınırı yoktur. Kendi kendine de koymaya kalkarsan böyle golü takıverirler.” mesajı veriyordu.
İkinci yarı ise, futboldan çok 500 bin Euro ya değiştirilen Arena stadının çimleri çıktı ön plana,
Sahanın bu halini görünce ,”Burası Arena stadyumu ise,500 bin euro nerede, 500 bin euro buysa Arena stadyumu nerede? Sorusu hatırlandı.
Sahamı Patates tarlası mı? Tartışmaları yapılırken Hakan Aydın,
“Arenada ekilir,
Cemiyette yenilir,
Bilin bakalım bu nedir? Deyince, köz de patates” geldi ak