Anıları barındıran, o günün yaşanmışlıklarını anlatan, zamanın içinde sıkışıp bir köşede sessiz onu kullanan ellerden uzak, yeni değer bilenlerin tezgâhında mahzunluğu birazda olsa azalmış olarak yeni sahibini beklemekte adeta ince narin cam ve porselen şişeler, fincanlar, tabaklar. Yeniden kendini göstermek istercesine hangarın camlarından yansıyan ışıklarını ziyaretçilerine yansıtan bakır, pirinç, gümüşten tencereler, paralar, kehribar tespihler, takılar. Yeni zamana ayak uydurmak için can atarcasına yeniden kurulmayı bekleyen çalar ve köstekli saatler. Sesleri bekleyen ve veren o eski telefonlar, gramofonlar, taş plaklar.

Tarihi anlatan ürünlerin, geçmişimize ait eşyaların, kültürel objelerin, sanata ait el emeği göz nuru eserlerin, aklınıza gelen gelmeyen geçmiş yaşanmışlıkların ruhunu, izlerini, anılarını üzerinde taşıyan görsel objelerin, değer gören kıymet bilen ellerde korunarak getirildiği yer, Bolu Antika ve Sanat Pazarı.

Günümüzden geriye geçmişin izlerini arayanlarla dolup taşan, bir grup antikacıyla başlayan ve gittikçe çoğalan, Bolu Belediyesi’nin destekleriyle bu ay 2.gerçekleşen Bolu Antika ve Sanat Pazarı. Yaşarken farkına varmadan çöp diye attığımız ya da bir köşede sessizce anılar içinde kalan bu eşyalar, yeniden ve beklide daha fazla o günlerde olduğu gibi yine gözde oluyor. O yıllarda belirli amaca dair hizmet için kullanılan bu objeler, günümüzde evin en güzel köşesinde yer alan görsel birer süs eşyası halini alıyor.

Bolu’da yaşayan 8-10 esnafın, antikacıların fikir birliği sonucu yola çıkarak, Bolu Antika ve Sanat Pazarı’nın oluşması sağlanmış olan bu pazara Bolu ve ilçeleri başta olmak üzere il dışından da 25 katılımla 50 tezgâh kurulmuş. Bolu Belediyesi’nin de desteğiyle, ilki Ağustos ayının son Pazar günü başlayan ve bu ay ikincisi de yine ayın son Pazar gününde gerçekleşen Bolu Antika ve Sanat Pazarı, bundan sonra da her ayın son Pazar günü kurulmaya devam edecek.

Bolu Antika ve Sanat Pazarı Sorumlusu, Bolu’da antika ve koleksiyon üzerine esnaflık yapan dükkân sahibi, aynı zamanda Bolu’yla ilgili belge, fotoğraf, objeleri barındıran ve bir koleksiyoner olan Selahattin İkiz anlatıyor, bu kurdukları pazarın önemini.

“Pazarımıza sadece antikacı değil, el sanatlarıyla ilgili tasarım yapan, değişik el sanatları ürünleri eserleri üreten arkadaşlarımızda katıldılar.” Diyerek konuşmasına başlayan Selahattin İkiz; “Bolu’daki diğer arkadaşlarla beraber bir fikir birliği ile yola çıktık. Birçok komşu şehirler büyük şehirler bu organizasyonu yapıyor. Sonuçta bu bir tarih kültür organizasyonudur. Biz yapabilir miyiz diye konuşarak bu günlere geldik. Bolu Belediyesi ile görüşmeler yaptık. Onlarda sağolsun destek verdiler. Bolu Büyük Pazar yerindeki bu hangarları bize tahsis ettiler. Cüzi bir tezgâh parası alarak bu hizmeti yapmamıza olanak sağladılar. Pazarımıza, Göynük Belediyesi geldi. Mudurnu El Sanatları Kooperatifi önümüzdeki süreçlerde katılacaklarını söylediler. Kıbrıscık Belediyesi’nde taş tasarım işleri yapanlar geldi. Ankara’dan 7-8 esnaf geldi. Eskişehir, Düzce, Adapazarı, İstanbul’dan da esnaflar geldi.

-Bu gerçekleştirdiğiniz proje ve başarılı organizasyon sonucu halka kazandırmış olduğunuz Bolu Antika ve Sanat Pazarı’nı açmadaki hedef ve düşünceleriniz nelerdi?

Selahattin İkiz; “Bizim aslında amacımız sadece para kazanmak değil. Bunu kültürel ve tarih anlamında da düşünmek lazım.. Sonuçta bunlar bizim tarihimiz, kültürümüz. Bizim gibi koleksiyona ilgi duyanlar tarafından tarih ve kültür bir şekilde korunuyor. Bolu halkına Bolu’ya bu kültürü, bu organizasyonu, bu tarihi tanıtmayı ve yaymayı amaçlıyoruz. Birçok insan değerini bilmediği atasından babasından kalma ürünleri, eşyaları yok edebiliyor. ‘Artık ben bunu kullanmıyorum’ diyerek atıyor. Biz istiyoruz ki atılmasın, bu tür ürünler dönsün. Avrupa kültürü böyle değil. Orada insanlar hiçbir ürünü kolay kolay atmaz. Bizde o şekilde olsun istiyoruz. Sonuçta bunların hepsi birer tarih, kültür.. Akademisyenler bile bir objeden, kitaptan, küçücük bir el yazısı defterden, gerekirse bir kitap yazabilir.

- Kişiler burada ne tür ürünler sergileyip satabiliyor?

Selahattin İkiz; “Bolu Antika ve Sanat Pazarı’nda sadece antikacılar değil, el sanatlarıyla ilgili böyle üretim yapan, ebru, tekzip sanatı, sepet örgü işleri, tahta kaşık oymacılığı, kabak tasarımı yapan, ressam, mozaik sanatçıları gibi çok değişik el sanatları üreten kişiler var. Onları da davet ettik. Sağ olsunlar onlarda icabet ettiler. Hatta ‘Biz aşk ile hobi olsun diye böyle bir el sanatı yapıyoruz ama yaptığımız ürünleri değerlendirebilecek böyle bir organizasyon olmadığı için çoğunlukla elimizde kalıyor.’ demişlerdi. ‘Bu Pazar bizim içinde çok uygun olur.’ dediler. Bundan sonrada yine böyle el sanatlarıyla ilgili katılımcı olursa kapılarımız açık.

- Size göre antika nedir ve ne zamandan itibaren toplanmaya başlanmalıdır?

Selahattin İkiz; “Antika kültürü Türkiye’de daha çok gelişmedi. Antika dediğimizde her eski şey antika olmaz. Antika dediğimiz ürünlerde biraz nadirlik olacak, nadir ürün olacak. El sanatı olacak. 90-100 yıl gibi bir tarih aralığı olacak.

- Bu açıdan bakıldığında, bu günden var olan bir ürünü geleceğin antikası olarak saklamak mümkün müdür?

Selahattin İkiz; “Bunları biz göremeyiz tabi ama gelecek kuşaklarımız, çocuklarımız, torunlarımız için aslında saklamak lazım. Yani bir ürün kolay kolay elde edilmiyor. Yani el sanatı, elle yapılmış bir ürün sonuçta bir el emeği, göz nurudur. Bunları saklamak, muhafaza etmek, korumak, kollamak hepimizin görevi olmalı. Gerçi teknoloji çağındayız, şimdi yapılan birçok ürünler makine ürünüdür. Ama bunun yanında el sanatı dediğimiz zanaatkâr kesiminin yaptığı ürünler, onların tabi farklı bir yeri var. Onların her zaman için korunması kollanması daima önemlidir.

-Antikacılar kanun ve kurallar çerçevesinde hangi eserleri toplayabilir?

Selahattin İkiz; “Antika değince tabii ki kanunlarımızın elverdiği ölçüde yapabiliyoruz. 2863 sayılı Tabiat ve Kültür Varlıklarını Kanunu’nda bir takım çizelgeler var. Onlara bizde uyuyoruz haliyle. Örneğin bin yıl, iki bin yıl öncesi de bir tarihtir ama onlar tabi arkeolojik kısmıdır. Onların biz alım satımını yapamıyoruz. Onları müzelere ve müzelerden koleksiyoner belgesi olan kişilere yönlendiriyoruz. Antikacı camiası bu konularda bilinçli.. Bilinçli olmayan esnaf arkadaşlarımızı da biz bu konuda bilgilendiriyoruz. Zaman zaman bizim müzeyle de irtibatımız olur. Bizimde bilmediğimiz, acaba dediğimiz ürünleri müzeye götürürüz ya da kişileri yönlendiririz. Oradan onayını alırız, uygun mudur, değimlidir diye, bizlerde bu konuda bilgi sahibi olmuş oluyoruz.

-Kitap, belge gibi basılı yayınlar konusunda, bunların antika değerleri ya da gelecek için antikaya girişleri, arşivleriyle ilgili neler söylemek istersiniz? İnsanlar bunlarla ilgili neleri saklayabilir?

Selahattin İkiz; “Çok önemli ve onlarında korunup muhafaza edilmesi lazım.. Büyük pazarlarda bunlar yaygın, bizim pazarımızda bu çok oluşmadı ama zamanla oturacak. Ben aynı zamanda arşivciyim. Bolu’yla ilgili şu ana kadar birçok arşiv edindim. Halen daha toplamaya çalışıyorum. Bunlar eski Bolu fotoğrafları, belge kısmı, obje kısmı derken bu benim şahsi olarak gönüllü yapmış olduğum bir koleksiyonculuk.

-Antika değeri olan koleksiyon ürünleri nelerdir? Nelerin koleksiyonu yapılabilir? Kişilerin bu konuda ne gibi kazançları olur?

Selahattin İkiz; “Antika öyle bir şey ki antika ürünlerin hiçbir zaman geri dönüşümü olmaz. Örneğin bugün aldığınız antika bir ürüne ya da sanatsal bir ürüne verdiğiniz para ileriki yıllarda size kat kat prim yaparak karşınıza çıkar. Antika böyle bir şeydir, daraldığı için, koleksiyonerler tarafından piyasadan çekildiği için bulunması da zordur. Bu nedenle antikaya yatırım yapan insanlar hiçbir zaman zarar etmez. Aslına bakarsanız Türkiye’de koleksiyonerler her yıl çoğalıyor. Bu bir tutkudur. Tarih tutkusu, geçmişe eskiye tutkusu olan insanlar bir şekilde bir yerden başlayıp, koleksiyona varabiliyor. Bolu’da değişik koleksiyon yapan çok arkadaşlarımız var. Biz eskiden, okul yıllarında koleksiyon deyince aklımıza para, pul, çiçek gelirdi. Koleksiyonun fazla çeşitleri bilinmezdi. Şimdi öyle değil, antika pazarları çoğaldı. Sanal âlemde mezatlar, müzayedeler çoğaldı derken insanlarda bilinçlenmeye başladı. İçindeki o tarih, kültür tutkusu, koleksiyon, antika tutkusu dolayısıyla her insanı farklı objelere, farklı koleksiyon çeşitlerine yönlendirdi. Günümüzde benim tanıdığım gazoz kapağı toplayan koleksiyoncular var. Çakı, çakmak, kalem aklınıza gelebilecek her türlü eşyanın koleksiyonunu yapan kişiler var ve bu çok güzel bir şey.

-Bu toplanan ürünlerin, bu günden ve geçmişten geleceğe de bir belge olarak gidiyor diyebilir miyiz? Aynı zamanda bunlardan geri dönüşümde sağlayanlar var, yani bunları farklı objelere dönüştürerek. Böylece aslında çöp olayı da yarı yarıya ortadan kalkmış oluyor. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?

Selahattin İkiz; “Evet, çocuklarımıza torunlarımıza biz geçmişi ve bugünümüzü koruyarak aktarmış oluyoruz. Bundan 50-100 yıl sonrasına aktarmış oluyoruz. 70-80 yıllık ürünler bile zaten zor bulunuyor. Bunun da nedeni antika kültürünün son yıllarda gelişmeye başlaması. Evet, değişik tasarımlar yapıyorlar, topladıkları koleksiyonlarla. Böylece atıl olmaktan da kurtarılıyor ürünler.

Bolu Belediyesi’nde görevli, Bolu basınından, Bolu’yla ilgili belge, fotoğraf, objeleri barındıran koleksiyoner Murat Peçenek, Bolu Antika ve Sanat Pazarı ile ilgili bilgi paylaşımında; “Türkiye’nin genelde çoğu illerinde antika pazarları var. Özellikle Aşağı Ayrancı Ankara’daki Pazar bir ölçü, Türkiye’nin en büyük antika pazarı.. Şişli Feriköy’ de, Eskişehir’de, Bursa’da, Tavas’ta var. Böyle böyle her şehre doğru antika pazarları, antika severlerle buluşturuyor. Biz burada da eski Bolu fotoğrafları, para koleksiyonları, insanların ellerinde kalan saat, tespih, diploma, eskiye dair ibrik, bakır eşyalar, mutfak eşyaları, aklınıza gelebilecek, iletişim cihazları, eski çevirmeli telefonlar, eski şişeler, eski tıp aletleri, palyaçolar, ressamların yaptığı resimler, tablolar gibi aklınıza gelebilecek antikayla ilgili meraklı kitlelere ulaştırabileceğimiz her konuda kişilere profesyonel hizmet sunuyoruz.. Aynı zamanda insanların evlerindeki eski ürünlerinin de çöpe gitmeden, hurdacıya dönülmeden, en azından tarihe bir tanıklık ederek, koleksiyon yapanlara ya da müze kurulmasında ortak rol üstlenmesinde de yol gösterdiğine inanıyorum.

Sevgi ve saygılarımla…

Fatma Marmara

https://www.youtube.com/watch?v=mXHloSg7w_8