Mesela, kendimiz için bir bina yapmayı planlasak
Ve ‘ Şüphesiz Allah adaleti, lütuf ve keremde bulunmayı ve yakınlara ihtiyaçları olan şeyleri vermeyi emreder ve çirkin olan kötü görünen şeylerle haksızlığı nehyeder; öğüt alasınız diye de size öğüt vermededir.'Nahl süresi 90. Ayetinin
'… ve yakınlara ihtiyaçları olan şeyleri vermeyi emreder…' kısmını alıp, diğer bölümlerini atlasak,
Lütuf ve keremde bulunmak için inşaattan hiç anlamayan ya da yarım yamalak anlayan akrabamızı, yakınlarımızı veya tanıdığımızı işe alsak…
***
Almayız ki!
Çünkü kendi işimiz…
Alırsak ne olur?
Yarın bir gün ya su patlar, ya elektrik yanmaz, ya kanalizasyon akmaz ya da ufak bir sarsıntıda bina yerle bir olur.
Sormak isterim;
Böyle saçma sapan bir binanın içersine çocuklarımızı bile bile koyar mıyız?
***
Ya da şöyle düşünelim;
Bu inşaatı yaparken,
Beton kalıpçısı yerine, ‘yakınımız' diyerek; işini iyi yapan ayakkabıcıyı,
Fayansçı ustası yerine, ‘yandaş' diyerek; yine işini iyi yapan kebapçıyı,
Elektrik ustası yerine,' ihtiyacı var' diyerek; herhangi birini tercih eder miyiz?
Etmeyiz!
Sonrasında araya hatırı sayılır insanlar girse,
Ve
‘İyi bir insan'
‘Hem dindar hem de faziletli'
‘Yahu bu insan cefakâr, fedakâr, çalışkan' deseler bile dikkate alır mıyız?
Hayır!
Ne yaparız?
Her insanda bulunması gereken bu güzel özellikleri bırakır, işi vermede LİYAKAT arar, çocuklarımıza ve kendimize içinde güvenle yaşayabileceğimiz bir bina yapmaya çalışırız
***,
Peki, VATAN İNŞA ETMEK bir bina inşa etmekten daha mı az değerlidir.
Kuranda Nisa Süresi 58. Ayette Cenab-ı Hak;
“Allah size, emanetleri ehil olanlara vermenizi, insanlar arasında hüküm verirken de adaletle hüküm vermenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor! Hiç kuşkusuz Allah işiten ve görendir.” Buyururken,
Kullarının büyük bir bölümü ise seçim zamanları, ‘Emaneti ehline teslim etmek' derken
Allah korkusu yaşayan, yetim malı ve kul hakkı yemekten korkanları, emanetin sahibi olarak görüp, iktidara taşırken,
Bu teveccühün sahiplerinin;
Vatan inşasının kaliteli bir şekilde yükselmesi için devletin her kademesine ehil insanları yerleştirerek göstermesi gerekmez mi?
Tersi yapılırsa;
Yani bir işe diplomalı veya unvanlı, o işi hakkı ile yapabilen biri değil de; yandaş, arkadaş, eş, dost, hısım, akraba getirilirse,
O zaman
‘Allah size, emanetleri ehil olanlara vermenizi emreder…' buyuran Nisa/ 58. Ayetine
Ve
Peygamber Efendimizin ' “vatan sevgisi imandandır” hadisine ters düşülmez mi?
***
Çocuklarımızı severiz, gücümüz dâhilinde onları her türlü tehlikelerden esirger, iyi para kazansınlar, iyi okullarda okusunlar iyi meslek edinsinler isteriz.
İyi de evlatlarımızı sevmek bunlarla sınırlı değil ki, hem nereye kadar koruyabiliriz ki?
Bizim irademizin dışında da yaşanan tehlikelerle dolu bir dünya var.
Oralarda da çocuklarımızı korumaya gücümüz yeter mi?
Evelallah oraya da yeter!
Ama
Ev inşası ile vatan inşasının arasındaki bağlantıyı anlamakla,
Vatan inşasının her kademesine liyakatli insanları taşımakla, taşıtmakla,
Hakkı hukuku ve adaleti her alanda üstün tutmakla, tutturmakla
Onlara
Nezih ve yaşanabilir ve de Güçlü Türkiye bırakabilmek için bir çaba göstermekle olur.
***
Vatan inşasının her kademesinde ‘ALLAH SİZE EMANETLERİ EHİL OLANLARA VERMENİZİ EMREDER' Ayetinin GERÇEK MANASINI uygulamazsak,
Ölçü olarak liyakati değil de; itaat, biat, sadakat gibi özellikleri ön planda tutarsak,
Cemaat, tarikat, o sendika bu sendika, o parti bu parti, yandaş arkadaş, diyerek, makamları ehil olmayan insanlar ile doldurursak,
Bulunmuş olduğumuz konumları devlet menfaati için değil, kendi menfaatlerimiz doğrultusunda kullanırsak,
Vatandaş olarak bizlerde neme lazımcı olursak, haksızlıklara, kanunsuzluklara, yanlışlıklara, ahlaksızlıklara göz yumarsak, günü kurtarmaya çalışırsak,
Kendi binamızı inşa ederken göstermiş olduğumuz hassasiyeti, vatan inşasında da aramazsak,
Yazık olur, canımızı bile vermekten çekinmeyeceğimiz çocuklarımıza,
Yazık olur bu güzel vatanımıza…
Yazık olur Şehit Astsubay Ömer Halisdemir'imize ve15 Temmuz'da tankların altına yatanlarımıza…
31.07.2017
Muharrem Demirel