Aranılan bir hastaneydi…
Profesör'ü, doçenti, doktoru, hemşiresi, ana bilim dalları ile tam İzzet Babalık gözde bir yerdi.
Bolu'yu geçtim, bölgenin sağlık üssü durumundaydı, yakın illerden bile hastalar gelirdi.
Hastanenin önündeki o kıymetli isim olan İZZET BAYSAL değerini,
Çalışanlar liyakatin karşılığındaki ederini,
Hastalarımız da bu donanımlı hastaneden şifalarını bulur çıkar, ardından da dua ederlerdi.
Nerden bahsediyorum?
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesinden…
Ya merkezdeki İzzet Baysal Devlet Hastanesi?
O da öyleydi!
***
Sonra bir şeyler oldu
Önce, ‘Afiliasyon' yani ‘ortak kullanım' dediler,
Ardından
Mutasyon, sterilizasyon,
Operasyon, rotasyon, ispiyon parselasyon filan derken, bu güzelim hastanelerin durumunu içinden çıkılmaz bir hale getirdiler.
***
Hayat kadınına sormuşlar;
‘Niye çocuğun olmuyor?'
Kadın şöyle bir bakmış ve
‘Ne yapayım ayol, biri yapıyor biri bozuyor.' deyip kıkırdamış ya…
Affınıza sığınırım ama milli eğitimden sonra sağlığı da aynen bu duruma düşürdüler.
Baktılar işler iyi gitmiyor, sonra da
Türkçemizdeki karşılığında tam ifadesini bulan ‘Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur' deyimine geldiler.
Yani başa döndüler, ama bu arada gidenler de gittiler.
***
Levent Tabak…
Motosikleti ile kaza geçirmiş, anında hastane de.
Sonra 5 saat beklet.
Sonra da' Göğüs cerrahisi uzmanı yok.' de, Ankara'ya naklet.
Nerede yaşanıyor bu durum?
Trafik yoğunluğunun ve kazaların en fazla olduğu Ankara İstanbul arasında,
D100 ve otobanının kıyısında bulunan Bolumuzda…
Sonra tepkiler…
Ardından da Kamu Hastaneler Birliği'nden bir açıklama;
Göğüs Cerrahisi uzmanı il dışı bir üniversiteye yardımcı doçent olarak gitti. Dolayısıyla İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu ünitesinde göğüs cerrahisi uzmanı yok. Abant İzzet Baysal Üniversitesinde bir tane doçent hocamız var o da bayram sonrası bu hafta izinli olduğunu öğrendik.
Bakanlıktan kurum içi tayin, açıktan atama ve devlet hizmet yükümlülüğü kuralarında Bolu için göğüs cerrahisi uzmanı istenmiştir” diyor.
Yani gelecek…
***
Gelecek deyince aklıma,‘Gelecekte bir gün gelecek!' reklam sloganı geliverdi.
Siyasetçilerimiz de gelecek adına, müjde üstüne müjde vermişler; ‘Hava yolu, hızlı tren geliyor.' demişler,
Düşünsenize
Şimdi Bolu'dan hızlı trene biniyorsun vınnn Ankara'dasın, Ankara'dan biniyorsun vınnn Bolu'dasın…
Ya uçak?
Aman aman, kaymaklı ekmek kadayıfı…
İnsanın içi bir hoş oluyor,
Zaman ile yarışıldığı şu zamanda böyle müjdeler de insanın hoşuna gidiyor.
***
Sağ olsunlar var olsunlar…
Da…
Sağlıklı insanlar kadar, hasta insanların hayatında da dakikalar saniyeler önemli.
Bir bakıyorsun bu dünyadasın, bir bakıyorsun vınnn öbür taraftasın…
Yani diyorum ki; hava yolu, hızlı treni getirmeden önce hastanelerimize göğüs cerrahisi uzmanı ve bu gibi hayati önem taşıyan hizmetleri getirseniz,
Sağlığın Ak Parti iktidarlarının başarı öykülerinden biri olduğunu söyleyen Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım'ın şaka ile karışık söylemiş olduğu' Hastaneler o kadar şirin hale geldi ki. Demek acil servis sadece tedavi etmiyor. Yuva kurmak için de hizmet veriyor.' açıklamalarına ters düşmeseniz…
İnsanların sadece kız bulmak için değil, zaman zaman hastalarına şifa bulmak için de hastaneye gidilebileceklerini düşünseniz…
13.07.2016
Muharrem Demirel