Teorik modellere göre gezegenin atmosferinde atomik oksijenin var olduğu biliniyordu hatta Venüs'ün karanlık tarafında da doğrudan tespit edilmişti ancak Alman Havacılık ve Uzay Merkezi'nden (DLR) fizikçi Heinz-Wilhelm Hübers liderliğindeki bir ekip atomik oksijeni güneşe yakın tarafta tespit ederek Venüs atmosferinin dinamikleri ve buradaki dolaşım düzenleri hakkında yeni bir anlayışa da sahip olduklarını ifade ediyor.
Venüs, bilim adamlarının daha ayrıntılı olarak incelemek için sabırsızlandığı bir gezegen. Birçok yönden Dünya'ya benziyor; ama başka pek çok yönden de son derece farklı. Kütlesi ve bileşimi Dünya'nınki gibi ancak Dünya'nın yemyeşil, nemli ve yaşamla doluyken Venüs adeta bir ölüm çukuru. Çoğunlukla karbondioksitten oluşan kalın, boğucu bulutlarla kaplı ve bu sebeple, ortalama yüzey sıcaklığının 464 santigrat derece civarında olmasına yol açan bir sera ortamı içinde.
Bu bulutlar Venüs'e asit yağmuru yağdırıyor ve tüm atmosfer gezegenin etrafında muazzam bir hızla dönüyor. Venüs'ün bulut tepelerinin çok altındaki rüzgarlar saatte yaklaşık 700 kilometre hızla ilerleyebilir. Dünya üzerinde şimdiye kadar kaydedilen en yüksek rüzgar hızı, saatte 407 kilometrelik bir kasırgaydı.
Venüs ve Dünya'nın birbirinden nasıl bu kadar farklı hale geldiğini bilmiyoruz ama komşumuzu incelemek bunu anlamamıza yardımcı olabilir. Venüs bir zamanlar Dünya ile aynı yoldaydı da bir yerde yanlış bir yola mı saptı? Yoksa başından beri kötü bir ikizimiz miydi?
Komşumuzun atmosferini anlamak, onunla Dünya arasındaki farkları anlamamıza da yardımcı olabilir. Bunu yapmanın yollarından biri de oksijeni takip etmek.
Atomik oksijen nedir?
Öncelikle şunun altını çizmek gerekiyor: Atomik oksijen soluduğumuz oksijene benzemiyor. Solduğumuz oksijen, birbirine bağlı iki oksijen atomundan oluşan ve O2 olarak da bildiğimiz “moleküler oksijen.” Atomik oksijen tek bir oksijen atomundan oluşur ve oldukça reaktiftir. Aynı zamanda diğer atomlara kolayca bağlanır. Atomik oksijen Dünya'da, yüksek rakımlarda bol miktarda bulunur ve burada moleküler oksijenin foto-ayrışması sonucu oluşur. Bu ayrışmayı oluşturan ise Güneş'tir. Temel olarak Güneş'in fotonları atmosferik O2'yi parçalar.
Benzer bir sürecin Venüs'te de yaşandığı düşünülüyor. Venüs'ün atmosferi ağırlıklı olarak karbondioksitten oluşur; Güneş'ten gelen ışık bu CO2'ye çarptığında foto-ayrışma, molekülleri atomik oksijene ve karbonmonoksite böler. Karbonmonoksit de foto ayrışmaya maruz kalır.
Bu atomlar Venüs'ün karanlık tarafına doğru seyahat ettiğinde, gezegenin gece tarafının parlamasına neden olan bir süreç sonunda yeniden karbondioksit olarak birleşir. Bu sürecin bir parçası olarak gözlemlenen atomik oksijen daha önce aydınlık tarafta hiç görülmemişti.
17 lokasyonun tamamında...
Hübers ve ekibi, Dünya'nın kendi atmosferinde mikrodalga ve uzak kızılötesini kapsayan terahertz dalga boyu aralığında incelemeler yapan SOFIA'nın (Stratospheric Observatory for Infrared Astronomy) elde ettiği verileri inceledi. Araç üç farklı seferde Venüs'teki 17 konum hakkında veri topladı: bunların yedisi aydınlık tarafta, dokuzu karanlık tarafta ve bir tanesi de “terminatör bölgede.”
Ekip, 17 lokasyonun tamamında, yaklaşık 100 kilometre yükseklikte konsantrasyonu zirve yapmış atomik oksijen tespit etti. Bu, doğrudan Venüs'teki iki baskın atmosferik dolaşım düzeni arasında bulunan bir yüksekliğe karşılık geliyor. Bu da 70 kilometre yüksekliğin altında farklı, 120 kilometrenin üzerindeki üst atmosferde farklı bir akışa neden oluyor.
Araştırmacılar gelecekteki gözlemlerin ortaya daha ayrıntılı bir resim sunacağını düşünüyor ve “Dünya ve Mars atmosferlerindeki atomik oksijen ölçümlerinin yanı sıra bu veriler, Venüs ve Dünya atmosferlerinin nasıl ve neden bu kadar farklı olduğuna dair anlayışımızı geliştirmemize yardımcı olabilir” ifadelerini kullanıyor.