Gök bilimciler, Uranüs gezegeninin dönüş süresiyle ilgili önemli bir keşfe imza attı. Yapılan yeni araştırmalar, bu uzak buz devinin bir tam dönüşünü tamamlamasının, yaklaşık 40 yıl önce yapılan tahminlerden daha uzun sürdüğünü gösteriyor.
Hubble Uzay Teleskobu aracılığıyla elde edilen detaylı gözlemler, Uranüs'teki bir günün aslında 17 saat 14 dakika ve 52 saniye sürdüğünü ortaya koydu.
VOYAGER 2'NİN İLK TAHMİNLERİ
1986 yılında Uranüs'ü ziyaret eden ilk uzay aracı olan Voyager 2, gezegenin dönüş periyodunu 17 saat 14 dakika ve 24 saniye olarak hesaplamıştı.
Bu tahmin, gezegenin yaydığı radyo sinyallerine ve manyetik alan ölçümlerine dayanıyordu.
Voyager 2'nin bu verileri, Uranüs'ün yüzeyinin haritalandırılması ve koordinatlarının belirlenmesi açısından büyük önem taşımıştı.
VERİ TUTARSIZLIKLARI ORTAYA ÇIKIYOR
Ancak Voyager 2'nin sunduğu bu dönüş periyodu, bazı tutarsızlıkları da beraberinde getirdi. Bu yanlış tahmin, Uranüs'ün boylam hesaplamalarında yaklaşık 180 derecelik bir hataya neden oldu.
Ayrıca, uzay aracının geçişinden sonraki iki yıl içinde gezegenin manyetik ekseninin yönünde beklenmedik değişimler gözlemlendi.
Bu durum, o döneme ait koordinat sistemlerinin kısa sürede geçerliliğini yitirmesine ve yeni bir değerlendirme ihtiyacının doğmasına yol açtı.
Paris Gözlemevi'nden Laurent Lamy liderliğindeki bir gökbilim ekibi, bu soruna çözüm bulmak amacıyla Hubble Uzay Teleskobu'nun verilerini titizlikle inceledi.
2011 ile 2022 yılları arasındaki gözlemler, Uranüs'ün auroralarının hareketlerinin detaylı bir şekilde takip edilmesini sağladı.
Bu sayede araştırmacılar, gezegenin manyetik kutuplarını çok daha doğru bir şekilde belirleyebildi ve dönüş periyodunu yeniden hesaplama imkanı buldu.
Elde edilen yeni tahmin, Uranüs için çok daha güvenilir bir koordinat sistemi sunuyor. Gelecekteki uzay görevlerinden daha kesin veriler elde edilene kadar, bu yeni sistemin uzun yıllar boyunca doğruluğunu koruması bekleniyor.
Özellikle Uranüs'e yapılması planlanan yörünge görevleri ve atmosfere giriş noktalarının belirlenmesi gibi kritik aşamalarda, bu geliştirilmiş tahminin büyük fayda sağlayacağı öngörülüyor.