TEBRİK YERİNE TERLİK

Abone Ol

Boluspor Şanlıurfaspor karşılaşmasının ardından aklıma; tebrik/terlik meselesi takıldı.

Sonra annanem.!!

Çok severdi bu terlik atma işini rahmetli annanem.!

Bizi de tabii..!

Gel velakin prensiplerinden zerre kadar taviz vermez, dizinin dibinden bizi de hiç eksik etmezdi.

Hatamızı görüncesin;

Eşikte dahi olsak, terliği iliştirirdi böğrümüze.

Rahmetli, bu arada çok okşardı sırtımızı.

Eli hafifti ama tezdi.

Pamuk elleri, mekik gibi parmakları ile güzel çorap örerdi.

Başımıza çorap öreriz diye aklı çıkardı.

Hep bi önlemi olurdu baştan.

Taktik/maktik bilmezdi ama sezgileri kuvvetliydi.

En ufak hatamızda, savruk, saygısız hallerimizde terliği sırtımıza yerdik.

Tembelliği hiç affetmezdi.

Zamanında uyumamızı öğütler, tarlada daha biçilecek ekin varken, tırpanın taşa değmesinden, suratların asılmasından nefret ederdi.

Yorgunluk nedir bilmezdi..!

Futbolu bilirdi ama..!!

İstanbul'da çalışırken evin hanımı ile Şeref stadına gittikleri maçı anlatmıştı bi defasında.

Hanımefendilerin yanında çalışmıştı da; asıl hanımefendi annanemdi..

Tebrik bilmezdi, ayağından terliği eksik etmezdi.

Öyle görmüştü.

Bir tek, aferin bilirdi sevgili annanem.

Aferin delisi oluruz diye çok kullanmazdı; o da ayrı tabii..

O misal..

Annanem,

Bugünleri görseydi..

Bu maçı izleseydi..

Soyunma odasına kadar iner, futbolcuların hepsini bi güzel terlikten geçirirdi.

Fuat Çapa'nın da yanağını, pamuk elleriyle okşayarak dokunur, kulağını hafiften çekerdi hak geçmesin diyerekten..

Küfür ney bilmezdi ama lafı incitirdi..

Şanlıurfaspor çok istediği maçı iki golle aldı ve üç puanla süsledi gitti..

Baktım da; Şanlıurfaspor bir haftada İzmir ve Bolu deplasmanı ile gidiş-dönüş dahil (otobüsle) 4612 km. yol kat etmiş..

Bu toplamda 50 saatlik yol eder ki; mola falan 60 saat yolculuk.

Şaka gibi..

Boluspor cephesine baktığımızda; Sadece Balıkesir deplasmanı 5 saat.. Mesafe olaraktan 433 km.

Şimdi kim yorgun.?

Yorgunluksa Urfa beş katı daha yorgun olmalı.

Annanemin mesafe ile yorgunlukla hiç işi olmadı..

Elin adamları diyerekten, yola çıktı mı varmadan durmazdı zaten..

Karakterli ve antrenmanlı bi kadındı.

Gurbette çok cefa çekmişti..

O yüzden vefalı kadındı.

Köyünü, şehirliden çok severdi.

Elinin hamuru ile bi çok işi başarmışlığı vardı.

Gideceği/varacağı yeri kuş uçumu hesap eder; menziline uçarak giderdi sanki..

Alnı secdeden kalkmaz,

Bismillah demeden yemeğe başlamazdı.

Terliği bitti mi.?

Süpürgenin topuzu ne güne duruyor diyecek kadar tedarikli ve tecrübeliydi.

A planı bitti mi..

B planı hep yedeğinde dururdu.

İyi bir aşçıydı.

Mutfağa hakimdi..

Karnım aç diyene de,

Karnım tok diyene mutlaka bi lafı olurdu.

Birde;

" cücüğü güzün sayılır" diye bi sözü vardı.

Karayı görmeden;

Saymayı da, sövmeyi de hep ertelerdi annanem.!!