Rusya'da soğutmadan önce taze süt kovalara canlı kahverengi kurbağalar yerleştirildi. Daha sonra bilim adamı Albert Lebedev, bu kurbağaların derilerinin sütü bakterisiz tutmaya yardımcı olan antimikrobiyal bileşikler salgıladığını keşfetti.
Buz dolapları henüz yokken insanlar, süt gibi gibi soğukta muhafaza etmeleri gereken ürünleri içine kurbağa atarak muhafaza ediyorlardı.
Eskiden her topluluğun kendine özgü bir koruma yöntemi vardı. Eski Rus ve Fin toplulukları ise bu süt muhafaza işine muhteşem ve çok zekice bir çözüm bulmuşlar: Sütlerin içine kahverengi kurbağa denilen 'Rana temporaria' türü kurbağalar atmak.
2013'te yapılan bir bilimsel araştırma bu yöntemi işe yaradığını kanıtlamış. Kurbağaların (ve diğer amfibilerin) derilerinden sentezlenen Brevinin 1Tb gibi proteinlerin, bazı bakterilerin yaşamasını kısıtlandırdığı ortaya çıktı. Böylece Ruslar ve Finler, sütlerine attıkları kurbağaların derisinden üretilen proteinler sayesinde, bakterilerle savaşacaklarını deneme-yanılma yoluyla da olsa keşfetmişler.