ŞÜKRAN GÜNLEİRNE DOĞRU…

Abone Ol

İzzet bey, yaptığı hizmetleri, daha sonra vergisinden düşmemiştir. Vergisi ödenmiş öz kazancından yapmıştır.

Reklamı yoktur. Sosyetik ve medyatik ilişkileri de yoktur. Dolayısıyla medyada yer alması düşünülemezdi.

Sade giyinen, sade yaşayan alabildiğine alçak gönüllüydü.

Hak yemez, hakkını da yedirmezdi.

İyi üretmiş, iyi kazanmış , kazandığını da en iyisini yaparak hayırlara yöneltmişti.

Çoğu kişinin yaptığı hayırsever işlerde vicdanını rahatlatmak için yardımlarda bulunurken… !!! İzzet Baysal kendisinin yaptığı hayırseverlik işlerinde hiç bir zaman öne çıkmamıştı.

Bir vakıf ilk kez devlet üniversitesinin kuruluşuna ön ayak oldu. Vakfın desteği bulunan ilk ve tek devlet üniversitesini kuran, devletine bağışlayan ve….

Bir üniversite yaptırıp, hiç bir karşılık beklemeden! Devletine armağan eden ilk kişi…

Geçici dünya hayatında ebedileşen…

Sabahları 40 dakika yürüyen, insanları seven ama hayatla bağlılığı olmayan,

Boş olduğunu bilen, huzur konusunda dertli, yorgun, içi sıkılan, az sinirli, mektuplarını zaman zaman titrek elleriyle yazan, yalnız… Alabildiğine… Emsal arkadaşları rahmetlik olmuş, az konuşan, az gülen, her zaman işle dolu olan, kimseyi küçümsemeyen, tanıdığı herkes onun için iyi bir insan. Yanlış yapmak istemeyen

Köpeğinin mezarı başında bile ağlayan, köpeklerini de kimseye bırakmayan, kanaatkar, hayır demeyen,

67 kg., 1,70 boyunda

Bir kusurum olacak Allah bana maddi her şeyi vermiş, manevi yönden mahrumum. Bunu vermedi. Beni böyle cezalandırıyor duygusuna hakim.

Yazarak ferahlamak isteyen, yazabilsende için rahatlasa ferahlasa diye düşünen... Günde 3-5 defa ağlayan,

Küçüklerle meşgul olan,

Günde 5-6 saatini bahçede geçiren,

Kendisini bahçede unutup ferahlayan,

Çok acılara göğüs germiş,

İsabetli karar verebilen bir baba…

İlaçlarına ve kilosuna muntazam dikkat eden

Kusurlarımızı göre göre birbirimizi sevmesek bile, hürmet anlayışı göstermemiz gerektiğine inanan,

İyi dost… 2 arkadaşın ‘bir tek kalbi vardır' diye düşünen

Esin hanımın annesi öldüğünde 3,5 yaşındaki kızının annesiz büyümesine tahammül edemeyen…

Sabah namazını ve duasını esirgemeyen,

Karadut ve tarhana çorbasını seven,

Fabrika kurulduğunda 50 işçi, 1975 yılında 740 işçiye ulaşılan 22 dönümlük arazisiyle,

Üretimi korumaya yönelik büyük bir mücadele, özel sektörün ilk mekanize döküm fabrikasını kuran,

çok çalışan ve bu yüzden de çevresi olmayan, genişlemeyen çevresi nenediyle de, bunun acısını hep kalbinde hisseden,

Avrupa kartelleriyle boğuşan ilk Türk müteşebbisi,

Üretimi ve verimliliğe başlayabilmiş nadir işverenlerden birisi.

Sırf üretim hakkını korumak için 2,5 yıl grevle bir grevi karşılayabilen,

Yerli sanayiinin sessiz öncülerinden, benzerleri gibi ön plana çıkmamış, sadece işini iyi yapmış bir işadamı,

Rekabetsiz ortamda…!!!

9 yıl fiyat arttırmamış,

Ürerimi koruma adına 2,5 yıl fabrikasının kapalı kalmasını göğüslemiş, bir ilke insanı,

Tüm kazandıklarını doğduğu kente armağan ederek, tüm Türkiye'nin hayranlılığını kazanmış, bir gönül zengini…!!!

Onun tabağında yemek, bardağında su arttırdığını göremezdiniz!

Ona göre; başarıya uğraşmanın yolu azim, sabır, sebat, cesaret ve çalışmadır.

Övünmez… Bilmediğini öğrenmek onun en önemli vasvıdır.

Herkese saygılı, her görüşe değer veren, küçük büyük, zengin fakir, tanıdık tanımadık, herkese gönüllerini alarak yaklaşmasını bilen…!!!

Gösteriş, hiç sevmezdi. Az konuşur, çok iş yapardı.

Aklına koyduğunu başaran, başarıya ulaştıktan sonra yeni başarılar arayan,

Bir Bolulunun hayatı boyunca bir çok temel ihtiyacını karşılamasına vesile olmuş, Bolu'muzda 7'den 70'e tüm yaşayanların umudu olmuş.

Mutluluğu insanları mutlu etmekle bulan bir bilge adamı.

İzzet Baysal kendisine yakışanını yaptı. Bizde bize yakışanını yapalım… Bolu böyle bir cenaze görmedi… Böylesine de şükran günü yapalım… İnsan seli olalım. O belki derdi bunca insanın hiçmi işi yoktu evladım… İncelediğim bir mektupta ağladım… Kızı esin için… ‘İsterse beni dövsün ama yanımda olsun' deriz ya. Ölüm Allah'ın emri. Ayrılık olmasaydı. Her şeyi düşünmüştü ama her şeyi. Bir kimsenin eline muhtaç olmaktan korkan kızına bile geride servet bırakmıştı… Muhteşem bir babaydı ama değeri anlaşılamadı. Bolumuza feyiz aldığı memleketine her şeyini ama her şeyini bağışlamıştı. Ve dünyada tartışılmaz… Gelmiş geçmiş en büyük hayırseverdi…