Dostluklarımız vardı karşılıksız, menfaatsiz, samimiyet doğrultusunda,
İdeallerimiz vardı toplumu ilgilendiren hususların toplum menfaatine olmasını amaçlayan,
Uykusuz gecelerimiz vardı, gözü yaşlı sabahlamalarımız vardı, dostun muhabbetiyle ve dostun dertleriyle dertlenerek,
Ve bir kavgamız vardı Hakkı üstün kılmak ve hakkı hakim kılmak başlığıyla özetlenen…
Bizimde yaşadığımız hayattır be kardeşim şiirini hitabetin ustalarından dinlerken efkarlanışımız, sigara dumanına sevdayı katık edişlerimiz vardı,
Yaşam gayemiz rıza-i ilahi ekseninde olmaktı sadece, davamız ekseninde bizi tutmayacak bir makamın Allah belasını versin deyişlerimiz de vardı hani,
Bir toplumda yaşayan insanlarının tümünün hakkının devlet memurlarının üzerinde olduğunu ve işi layıkı ile yapamamanın sonucunda 70 milyon gibi bir insanın ahirette ellerinin yakamızda olacağını düşünerek memuriyeti asla ve kat'a düşünmeyişlerimiz vardı,
Sonra bir gün İlm-i Siyaset hikayeleri anlatılmaya başlandı, Adam kayırmanın adı Dava menfaati oldu, Müslümanca yaşamak yerine Ilımlı sözcüklerle islamdan uzak imparatorluklar kuruldu,
İki eski dost bir araya geldiğinde sözlerinde maksatlar arandı, siyasi hamleler yapılıyor sanıldı,
Sonra eskiden ilahi kelamlardan oluşan bandajları alınlarına asıp tekbir nidalarıyla inleten mücahitlerin müteahhitlik serüvenleri başladı...
Sonra biz bize benzemeyenlerden olduk çıktık bir anda…
Vel hasılı kelam Biz ne günah işledik de Allah bizden samimiyeti aldı” sualini sorma kudretine bile egolarımız ve enaniyetlerimiz neticesinde erişemedik…
EGOLARINIZI VE SİYASETİNİZİ BİR KENARA BIRAKIN BEYLER…
BİZE DOST VE KARDEŞ LAZIM…
PEYGAMBER NİDASIYLA; MÜ'MİNLER ANCAK VE ANCAK KARDEŞTİR…
BENİM KARDEŞLERİM NEREDE…?!
Haydi Gelin, Yeniden, kaybedilen samimiyeti menfaatsiz dostluklarla kuralım,
Eskiden olduğu gibi Davamızın ardında adam gibi duralım…