Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili davanın Pazartesi günü başlayan duruşma sürecinde ara karar verildi.

22 sanığın yargılandığı davada tutuklu 10 sanık hakkında adli kontrol şartıyla tahliye kararı verildi.

Tahliye edilen sanıklar; Mehmet Yüce, Erdem Karadeniz, Osman Bayraktar, Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Aytaç Ataç, Caner Günay, Umut Ersoy ve Alper Atay.

Şüpheli 17 sanık için ayrı yürütülen soruşturmanın dosyasının ana dosyayla birleştirilmesi talebi reddedildi.Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, duruşmada verdiği ekstra bilgilerin ifadesine eklenmesini, 17 kişilik dosyanın da mevcut dosyayla birleştirilmesini, isimlerini verdiği kişilerin sorgulanarak dosyaya dahil edilmesini, eksik ifadelerin hızlı şekilde dosyaya ekletilmesini istemişti.

Mahkeme heyeti sadece eksik bilgi ve belgelerin savcılıktan istenmesine karar verdi.

Duruşma 19 Temmuz'a ertelendi.

Ayşe Ateş ara karara tepki gösterdi: 'TBMM Araştırma Komisyonu kurulmalı'

Ara karara tepki gösteren Ayşe Ateş, "Sincan yerleşkesinde beş gün boyunca sanıkların ve müdafilerin siyasi bir cinayeti alacak verecek davasına indirgeme çabalarına sahne olan, basın yayın ve sosyal medya destekli kumpas tiyatrosu bugün sonlandı" dedi.

Ateş, cinayetle ilgili iki ayrı dosyanın bulunmasını da eleştirdi:

"Bu yüzden biz Sincan’daki bu yargılamaya eksik iddianameyle görülen yarım mahkeme diyoruz. Olumlu olsun ya da olmasın alınan her kararı da hukuki olarak eksik bulduğumuzu aziz milletimize beyan ediyoruz".

Ateş, cinayetin aydınlatılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir Araştırma Komisyonu kurulmasını gerektiğini savundu.

Duruşma sürecinde bugüne kadar neler yaşandı?

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada yargılamalara, 1 Temmuz’da başlandı.

Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşmalar nedeniyle salon içi ve dışında geniş güvenlik önlemleri alındı.

5 gün boyunca sanıklar, sanık avukatları, müştekiler, müşteki avukatları ve tanıklar dinlendi.

Duruşmaları aralarında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da aralarında yer aldığı siyasetçiler de izledi.

İlk celsede Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) avukatları, davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme, "MHP'nin suçtan zarar gören sıfatı bulunmadığı" gerekçesiyle katılma talebinin oy birliğiyle reddine karar verdi.

Sanık Eray Özyağcı, polise ve savcılığa verdiği ifadeyi değiştirerek, kendisini Doğukan Çep’in azmettirdiğini söyledi.

Çep, mahkeme başkanının, "Sen mi azmettirdin?" sorusuna, "Ben azmettirdim" yanıtını verdi.

Çep daha sonra ise "Ben öldürmeye gitmedim...(Sinan Ateş'in) nasıl öldüğünü de bilmiyorum. Ölmesini istemezdim. Kimin mermisiyle öldüğünün araştırılmasını istiyorum. Yanındaki Selman’ın mermisiyle karnından vurulduğunu düşünüyorum" dedi.

Davanın kritik isimlerinden MHP’li Avukat Serdar Öktem savunmasında suçlamaları reddederek, "dosyanın eski savcılarının manipülasyonlarıyla" tutuklandığını savundu.

Duruşmada Sinan Ateş'e yönelik "toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçuna yardım etmekten yargılanan tutuklu sanık, dönemin cinayet büro amiri Mustafa Ensar Aykal, suçlamayı kabul etmediğini söyledi.

Davada müşteki sıfatıyla ifade veren Ayşe Ateş, ikisi MHP yöneticisi dört kişinin ismini verdi, eşinin "Kapı kapı gezip kiralık katiller arıyorlarmış" dediğini söyledi.

Ateş, söylediği ekstra bilgilerin ifadesine eklenmesini, 17 kişilik dosyanın da mevcut dosyayla birleştirilmesini, isimlerini verdiği kişilerin sorgulanarak dosyaya dahil edilmesini, eksik ifadelerin hızlı bir şekilde dosyaya ekletilmesini talep etti.

Sanıklardan Eray Özyağcı ve Doğukan Çep, duruşmanın ilk gününde yaptıkları savunmada, Sinan Ateş'i öldürmek gibi bir amaçlarının olmadığını söylemişlerdi.

İki isim de ayaklarından vurduklarını söyledikleri Ateş'in, yanında bulunan Selman Bozkurt'un silahından çıkan mermilerle ölmüş olabileceğini iddia etmişlerdi.

Cuma günü ifade veren ve cinayet sırasında Sinan Ateş'in yanında bulunan tanık Ahmet Keçik ise Özyağcı'ya atfen, "Aniden karşımıza çıktı ve ateş etmeye başladı. Çok seri bir şekilde ateş edildi. Doğrudan Sinan Ateş’i hedef aldı. Silahı gövdesine doğru nişan aldı" dedi.

Keçik, Özyağcı'nın, "Ben sadece Sinan Ateş’in sağlı sollu ayaklarına ateş ettim efendim. Yanındakiler ateş etti. En son şöyle bir ses duydum; ‘Reisi vurduk, reisi vurduk’ diyorlardı” diye savunma yapmıştı.

Bu iddiayı yalanlayan Keçik, "Biz Sinan Ateş'e hiç ‘Reis’ kelimesini kullanmazdık” dedi.

Cuma günü sabah saatlerinde tüm tanıkların dinlenmesi ardından oturuma ara verildi.

Aranın ardından ise mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.

22 sanık için hangi cezalar isteniyor?

Sinan Ateş, 30 Aralık 2022'de arkadaşı Selman Bozkurt ile Çankaya ilçesinde Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi'nde bir binadan çıktıkları sırada silahlı saldırıya uğradı.

Saldırıda Ateş bacaklarına ve başına isabet eden kurşunla ağır yaralanırken, Selman Bozkurt omzundan yara aldı. Ateş daha sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan'da sadece 22 tutuklu sanık hakkında dava açmış, iddianameyi 7 Mayıs'ta kabul etmişti.

BOLU’DA KÖPEK KATİLİNİN CEZASI BELLİ OLDU! BOLU’DA KÖPEK KATİLİNİN CEZASI BELLİ OLDU!

Yargılanan 22 tutuklu sanık arasında eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Serdar Öktem de bulunuyor.

İddianamede, Eray Özyağcı ile onu olay yerine getiren ve kaçıran Vedat Balkaya ile Suat Kurt hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Sanıklardan ''silahlı eylemi organize ettiği'' iddia edilen Doğukan Çep ve şüpheli eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın ise ''suça azmettiren olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.

Sanıklardan Zekeriya Asarlaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Askın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çaglar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal hakkında ise ''iştirak halinde islenen suça yardım eden fail olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme'' suçundan hapis cezası isteniyor.

Haklarında işlem yapılan 39 kişiden, yurt dışına çıkış yasağı getirilen Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ile eski MHP Mersin Milletvekili ve eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz dahil 17 kişi hakkındaki soruşturma ise ayrı bir dosya üzerinden sürdürülüyor.

Sinan Ateş kimdir?

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 1984'te Balıkesir'de doğdu.

Bursa'da büyüyen ve lise yıllarından itibaren Ülkü Ocakları içerisinde yer alan Ateş, 12 yıl MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'ın danışmanlığını yaptı.

Ateş, 2019'da Olcay Kılavuz'un yerine Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı'na atandı, ertesi yıl Devlet Bahçeli tarafından görevden alındı, MHP ve Ülkü Ocakları içerisinde muhalif çizgisini sürdürdü.

İddianame neden eleştirildi?

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 145 sayfalık iddianame, Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in ve birçok siyasi partinin tepkisini çekmişti.

Ayşe Ateş, 5 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, "Olay gerçekleşir gerçekleşmez bu iddianameyi yazıp önümüze koyabilirlerdi. 1,5 yıl bekleyip çok basit, adi bir cinayet vakası gibi servis edilerek asıl faillerin alenen korunup kollandığı çok açık. Kocamı kimin öldürdüğü de, katilleri kimlerin koruduğu da gayet net" demişti.

Ayşe Ateş’in 17 sayfalık ifadesinde iddianameden sadece "Olay tarihinde öldürülen Sinan Ateş'in eşi olduğunu, olayın bütün yönleriyle araştırılmasını talep ettiği, eşinin öldürülmesi olayını gerçekleştiren tüm şüphelilerden davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır" şeklinde bahsedilmişti.

Ayşe Ateş ifadesinde pek çok MHP’liye ve Ülkü Ocakları üyesi kişilere işaret etmesine rağmen iddianamede MHP ve Ülkü Ocakları'ndan bahsedilmemişti.

Yine iddianamede, cinayetin neden işlendiği ve azmettiricinin kimler olduğuna ilişkin bilgeler de yer almamıştı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, üç kez Ayşe Ateş'le görüşmüştü.

Davanın takipçisi olacaklarını belirten Özel, "Sinan Ateş suikastı tam anlamıyla aydınlanana kadar peşini bırakmayacağız" dedi, iddianameyi de şu sözlerle eleştirmişti:

"İddianame sis perdesini aralamak şöyle dursun, kamuoyunun bildiği pek çok gerçeği gizlemeye çalışıyor."

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da 11 Haziran'da Ayşe Ateş ile kızları Bengisu ve Banuçiçek'i Beştepe'de kabul etmişti.

Ateş görüşme sonrası, Erdoğan'ın kendisini ve kızlarını uzun süre dinlediğini söyledi, "Durumu anlattım, izah ettim, dosya hakkında konuştuk. Tek talebim yargılamanın bir an önce hızlı bir şekilde gerçekleşmesi ve adaletin yerini bulması. Kendisi de gerekenin hızlı bir şekilde yapılacağını söyledi" demişti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise 25 Haziran'da partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bizi terbiye etmeye, manevramızı azaltmaya çalışıyorlar" demişti.

"Kimin kimlerle iş tutuştuğunu, hangi iftira düzeneklerinin hazırlandığını çok iyi bildiklerini" belirten Bahçeli, "Davamızı üç beş çapulcunun keyfine göre yargılatmayız" diye konuşmuştu.

"MHP ve Ülkü Ocaklarını sorgulatmayacaklarını" vurgulayan Bahçeli, "Herkes eteğindeki taşı döksün de şahit olalım. Kim ne biliyorsa, hangi belge, bilgi ve bulguya sahipse, mahkemeye sunsun da ense tıraşını görelim" ifadelerini kullanmıştı.

Kaynak: BBC