SAYIN REKTÖRÜMÜZÜN DİKKATİNE!
Bu Bolu Takip Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hakan Aydın bana bu sayfayı ayırdığında ağırlıklı olarak bilim, siyaset ve Boluspor hakkında dilimin döndüğünce bir şeyler karalama düşüncesi içerisindeydim. Ancak ilk yazımın şahsımla alakalı bir köşe yazısı olacağını düşünmemiştim.
Ancak sizinle ilkyazımdaşahsımında içinde olduğu bir köşe yazısı ile başlamak zorunda kaldım ve sizinle paylaşmakistedim.
Lise mezunu olmamız mesleğimizde kariyer yapmamız önüne hep bir engel teşkil ettiğinden yaşım ilerlemesine rağmen Peygamber Efendimiz(S.A.V.)'nın ‘Çin'de de olsa İlmi arayınız. Çünkü İlim öğrenmek her Müslüman'a farzdır” hadisi doğrultusunda yine Yüce Dinimiz İslam'ın ilk emrinin ‘Oku' olması sebebiyle bizde bir üniversite tahsili yapalım diye, AİBÜ Bolu Meslek Yüksekokulu Muhasebe Bölümü 2. Öğretime kaydımızı yaptırdık.
Başladık başlamasına da karşılaştığımız yapı oldukça farklıydı! Okulda bir bölüm başkanı tarafından imparatorluk kurulmuş, egoları oldukça yüksek olan bu bölüm başkanı hoca adeta öğrencilerin kabusu olmuştu.
Aileleri çocuklarını gelecekleri için binbir güçlüklere katlanarak üniversite tahsili için gönderdikleri çocukları üzerinde bu bölüm başkanı tarafından acımasız bir ego tatmini yapılmaktaydı. Zamanla bu ego tatmini sınırlarına bizde dahil olduk. Bizler piyasada MaliMüşavirlik Mesleği'nin uygulayıcıları olduğumuzdan, kendisinin de uygulama konusunda bizim seviyemizde olamaması nedeniyledir mi ki bilinmez şahsıma karşıda sınıfta rencide edici, öğrenci olan ve ortalama yaşları 20-22 yal arası çocukların yanında bana karşı bir itibarsızlaştırma çabası içinede girdiğinden bu beni oldukça rahatsız etti.
O'nu tanıyan kişilere olayları anlattığımda bana telkinleri; ‘Sakın ha bulaşma', ‘Okulun bitmez', ‘Sürünürsün', ‘Başa çıkamazsın' olunca, olay içinden çıkılmaz bir hal aldı. Kaldı ki bizlerin kişiliği, karakteri elvermediği için bu güne kadar ne dünyalıkları elimizin tersiyle itmiş, onurumuz, ilkelerimiz için yaşam mücadelesi vermeye devam eden insanlarız. Bu olaylar karşısında sürekli git-geller yaşamaya başlayınca bir karar vermem gerektiğinin farkına vardım. Ya bu çarpık yapıya, haksızlıklara, üzerimizde ego tatminine sırf üniversite mezunu olmak için gözlerimizi yumup, kulaklarımızı tıkayacak ya da ‘Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır' hadisinden hareketle gerçekleri dilimiz döndüğünce haykıracak, elimizle düzeltemezsek yüreğimizle buğuz edecektik.
Ben ikincisini tercih ettim ve bütün gücümle mücadele kararı aldım. Öyle ki bu çocukların geleceği bir bölüm başkanının keyfi tutumu ve egoları çerçevesinde sıkışıp kalmamalıydı. Ben buhaksızlıklara göz yumup, üniversite mezunu olacağıma lise mezunu kalırım ama kişiliğimden ve karakterimden taviz veremezdim.
Bu yaşadığım ilginçlikler arasında bir de Öğrenci İşlerinde bir görevlinin öğrencilerin arkasından söylediği hakaretleri duyunca, bu gençlerin kimlere emanet edildiğine şaşırmamak elde değil. (Neler söylendiğini yazmayı bile kendime yakıştıramıyorum)
Belirli bir süre bu olayları gözlemledikten sonra acaba okul idaresi bu yaşanan olaylara müdahale eder mi, Rektörlükten gerekli uyarılar gelir mi diye beklememe rağmen değişen bir şey olmadığını gördüm! Ancak bu olaylardan okul yönetiminin ve Rektörlüğün haberdar olmaması da mümkün değildi.
Burada Sayın Rektörümüze sesleniyorum; Sayın Rektörüm bu yazıyı belki okumazsınız ama belki okuyan birileri size ulaştırabilir. Eğer bu olaylardan haberiniz yoksa şimdi haberiniz oldu. Eğer haberiniz vardı da müdahale etmiyorsanız bilin ki bu haksızlıklara ve zulme sizde ortak oluyorsunuz.
Benim sizde isteğim; bu olayların üzerine gitmeniz, bu olaylara açıklık getirmeniz ve en önemlisi de Bolu'muzun Babası olan değerli insan merhum İzzet Baysal'ın ismini taşıyan üniversitemizin eitim öğretim kalitesini artırma adına burada eğitim gören öğrencilerin hayata daha iyi hazırlanması adına ve mezun olup gittiklerinde üniversitemizden güzel bir şekilde bahsetmeleri ve Bolu'muzun fahri hemşehrileri olmaları adına bu sorunlara bir çözüm getirmenizi hem bir öğrenciniz, hem bir köşe yazarı, hem de ilimiz siyasetinde aktif bir şekilde görev alan bir kişi olarak sizlerden hassasiyet bekliyor ve saygılarımı sunuyorum.