Bir 10 Kasım'ı daha geçirdik. Kimisi dualarıyla, kimisi çeşitli sosyal medyalarda farklı atraksiyonlarla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü yad etti. Yani kimisi içten, kimisi dıştan andı, bir başka deyişle birisi onu anladı, diğeri onu taklide soyundu sözde milli chief(yani şef) İnönü gibi… sosyal medyada her Atatürk fotoğrafı paylaşan taklitçi demiyorum, bazı güruhlardan bahsediyorum ve ne demek istediğimi yazının sonuna denk anlayacaksınız.
Hani diyorlar ya; dini devlet işlerinden ayırmalı, laikliğin esası da bunu diyor. Doğru ama eksik kalıyor… bazı insanların etkisiyle, bir de Atatürk'ü siyasetten ve devletten ayırmalı. Bazılarınız ne diyor bu deyip hemen yaftalamaya başladı gibi :) Hele bir durun ve dinleyin…
Geçen hafta da yazdım; Atatürk'ü anlamaktan ziyade putlaştırıyorlar ki bugün ülkemiz maalesef bu durumda. Sen HDP ile kol kola gezeceksin, elllerinde CAROLINA HERRERA çantalarla-değerleri 300 pounddan başlıyor- basının önüne geçip sözde demokrasi hakkında demeç vereceksin sonra ben Atatürkçüyüm, milliyetçiyim, sosyalistim diyeceksin. Hadi oradan!
Bir milletvekili düşünün; kendini Atatürkçü olarak nitelendirsin ve muhalefette olsun. İktidar milletvekillerine, belediye başkanlarına ve diğer siyasetçilerine meclis, belediye veya mevcut durumu nere ise ora dışı yapmış olduğu ticaretlerini eleştirsin. Doğrudur, haklıdır ve bu konuda destekçisi de oluruz. Buraya kadar ne kadar güzel değil mi?
Bahsi geçen bu milletvekili muhalefette iken iktidarın, milletvekilleri emekli maaşlarına zam teklif kanununa evet oyu verince, daha milletvekilliğinin beşinci senesinde özel okul ve otel açınca herkes sessiz kalsın. Niye, çünkü o Atatürkçü. İnanın Atatürk'ün kullananlar dini kullananlardan daha çok. Atatürkçüyüm dediyse bir kişi, dokunulmazlık zırhı giydiğini falan zannediyor herhalde, kendini diğerlerinden üstün görüyor. Atatürk'ü kullanıyorlar dememdeki kasıt bu ve bu gibi örnekler…
Benim için bilinçsizce her mahalleye, sokağa yapılan cami de, gelişi güzel her yere yaptırılan Atatürk büstü de gereksiz ve zarardır. Bakın burada çok ince bir ayrıntı var ki bunu biz millet olarak kaçırmışız. Bu yüzden ilk cümleyi söyleyen kişiye dinsiz, ikincisini söyleyene de Atatürk düşmanı yaftasını yetiştiriyoruz.
Dünya haberlerine bakarken Amerika'da Route 66 numaralı yolun yapım yıldönümü olduğunu gördüm. 1926'da yapmışlar. Otoyol değil ama toplam uzunluğu 2,448 miles yani 3,940 km imiş. Chicago'dan Arizona ve Santa Monica'ya kadar uzanıyor. Onlarda ilk otoyol(Interstate Highway) yapımı 1956'da başlamış. Bizde ise otoyol temelleri 1985 yılında rahmetli Turgut Özal tarafından atılmıştır. Hani sözde Atatürkçüler(Atatürkçüyüm deyip her haltı işleyenlerden bahsediyorum, özdeciler değil!) rahmetli Özal'ı sevmezler ya, hatırlatalım istedim.
Neyse Oğuz Atay'ın sözleriyle bitirelim bu haftaki yazıyı;
Anlamasan da olur. Kimse anlamasa da olur. Gerçek hürriyet budur. Ben anlıyorum. Anlatamasam da olur.
Sözüm elbette ki meclisten dışarı :)
Hoşça kalınız.