O TABAK BİTECEK!
Olumsuz beden algısına sahip bireylerin çocukluk süreçlerine dair hatırladıkları en belirgin cümlelerden biri olabilir; “O tabak bitecek!”.
Bitmedi dahası var; “Yemezsen büyüyemezsin!”, “Tabağındaki yemeği bitirmezsen, arkandan ağlar!” gibi gerçek dışı cümlelerle çocuğu yemeğe zorlamak, yemeğini yemez öğün atlarsa çocuğum sağlıklı büyüyemez inancına sahip anne babaların başvurduğu yaygın tutumlardan sadece birkaçı.
Peki ne oluyor da çocuk bu tarz cümlelerden kilo problemi yaşayacak kadar çok etkileniyor?
Tanıdığım bir çocuk doktoru şöyle demişti: “Bırak üç gün yemesin, merak etme üçüncü günün sonunda gelip kendisi talep edecek zaten.” İşte bu cümle beslenme konusunda ebeveyn-çocuk ilişkisinde inatlaşmayı bırakma ve çözüme ulaşma düzeyini gösteriyor. Öyle ki; ye dedikçe, yemeğe zorladıkça çocuk kendi kişisel alanını korumak adına bir savunmaya geçiyor, savunma ise bir süre sonra inatlaşmaya dönüşüyor. Halbuki çocuğa alan açmak, seçim yapmasına müsaade etmek oldukça önemli. Bireye “Bunu yemezsen büyüyemezsin.” demek, “Senin aklın bir şeye ermiyor nasıl olsa, senin yerine aç olup olmadığına ben karar veririm.” demektir. Çocuk bireye yönelik zorlayıcı, baskıcı, dayatmacı tutumların sonucunda mücadeleyi kazanan olmamıştır, inanın. Çünkü çocuk sizin mücadele alanınız değildir. Çocuk özgür, hareketli ve meraklı bir yapıya sahiptir. Etrafını deneyimleyerek büyür. Dolayısıyla yemek konusunda ısrarcı olmak yerine, bırakın denesin sevip sevmediğine kendisi karar versin.
Beslenme, uyku ve barınma temel ihtiyaçların bir kısmıdır. Temel ihtiyaçlar ceza ve ödül aracı olmamalıdır. Temel ihtiyaçların önemli olduğu ve ne için gerekli olduğu çocuğa anlayacağı bir dille anlatılmalıdır. Bunun yanı sıra ilgi, sevgi ve anlayış da temel ihtiyaçlarımız arasındadır. Anlaşıldığını hisseden çocuk birey güven duyar, güvenirse aidiyet hisseder. Sonuçta bulunduğu alanda kendini güvende ve ait hisseden birey söylenen sözleri ve karşısında sergilenen tutumların bir dayatma değil faydasına olduğunu kavrayabilecektir.
Yemek yemek aileye ait ritüellerin en değerli olanıdır. Günlük akışta sabah kahvaltısı ve akşam yemeği aile fertlerinin bir araya geldiği, günün değerlendirmesinin yapıldığı, sevgi ve ilginin aktarıldığı alan olması sebebiyle kıymetlidir.