Usta gazeteci İsmail Kahraman, Gerede ilçesinde günlük yayın yapan Gerede Medyatakip Gazetesi’ni de ziyaret ederek Gazete yetkilisi Mehmet Çığrılı’dan ilçe hakkında bilgi aldı. Gerede Belediye Başkanı Mustafa Allar’ı da makamında ziyaret eden Kahraman, ilçenin tarihi ve kültürel miraslarını değerlendiren bir röportaj yaptı. Tarih kültür ve vakıf şehri Gerede’den canlı haber ile devri alem sloganı ile çekimlerini ilçemizde sürdüren TGRT kanalının Devri Alem program yapımcısı İsmail Kahraman, Arasta Çarşısı, Tarihi Kiliseli Han, Esentepe, Ramazan Dede Türbesi gibi birçok noktadan canlı yayın yaptı.

Devri Alem program yapımcısı İsmail Kahraman, Gerede programını şu ifadelerle sosyal medya hesabından yansıttı: Bolu’daki vakıflar daha çok XVI. ve XVIII. yüzyıllar arasında teessüs etmiştir. XIX. Yüzyılda ise yapılan tek vakıf Taşhan’ın Yukarı Taşhan kısmıdır ki buna biraz sonra değineceğiz. Bolu Merkezinde şimdi pek çoğu bulunmayan vakıfların hemen hemen hepsi XVI. Yüzyılda yapılmıştı. Bunların bir kısmını şu şekilde belirtmek mümkündür. Burada bahsedilenlerden yalnız Şemsi Ahmed Paşanın eserleri ayakta kalmıştır.

1. Akbaş Paşa vakıfları Camisi, tekkesi, medresesi ile): Şimdiki Devlet Hastahanesinin batısında idi. Şimdi buraya Hastahane yapılmıştır.

2. Şerbetdar Abdullah Bey Vakfiyesi: Bolu beylerinden olup vakıf Karacaagaç Köyünde idi.

3. Abdurrahman oğlu Yusuf Vakfı.

4. Şemsi Ahmet Paşa Vakfı ve camisi ve misafirhanesi: vakıf tarihi 971 (1564).

5. Akçakadı Vakfı: Sazak Karamanlar Köyünde.

6. Çıracı Ali Aga Vakfı (Karaköy Köyünde).

7. Ali Efendi Vakfı (Vakıf Geçitveren Köyünde).

8. Asa-dâr Hüseyin Dede Vakfı (Karaağaç Köyünde).

9. Aslahaddin Vakfı (Yerine şimdi yeni bir vakıf kuruldu).

10. Scmerkantü’1-Ali Vakfı: Semerkant Cami ve türbesi.

11. Ayşe Hatun Vakfı: Akpmar Mahallesinde.

12. Ataullah Vakfı (Pamişgeçitveren Köyünde).

13. Ağdacı Vakfı ve camisi (Ihsaniye Mahallesinde).

14. Tabak Ahmed Aga Vakfı ve camisi (Tabaklar Mahallesinde).

Ayrıca Ali Semerkant Camisi ve Hatip Abdullah Efendi Medresesi mülhak vakıfları da bu

vakıflar çerçevesindedir.

GEREDE VAKIF MEDENİYETİMİZ

Bolu merkezi (nefs-i Bolu) dışında da pekçok vakıf bulunmaktaydı. Örneğin Gerede’de Çoğullu Cami Vakfı, Şerbetdar Mehmet Bey Vakfı Dörtdivan’da 1436’da kurulmuştu. Şahnalarda Şahnalar Habil Vakfı M. 1874 (H.1291)’de yapılmıştı. XVI. yüzyılda bu vakıfları besleyen sayıları yüzleri aşan köy ve mezraa mevcut tur. Örneğin Gerede’de Yıldırım Bayazid Camisi Vakfının Gerede’de iki yüzden fazla tarlası mevcuttur. Yıldırım Bayezid’in şehzadeliği de burada geçmişti. Belki Bolu’da fazla vakıf bulunmasının nedeni budur. Gene Dörtdivan’da (Köse Alemdar, Şayık, Çalık v.b), Gerede’de Yeniçağa’da (Kaltakçılar, Doğancılar Köyü v.b) ve Bolu’nun kazalarında sayıları binleri bulan köyler vakıflara bağlanmıştı. Bunların tek tek isimleri tapu defterle rinde mevcuttu. Bu köyler ne yazık ki daha sonra vakıflıkdan çıkmıştır. Bu, 1864 vilayet kanunundan sonra kademe kademe gerçekleşmiştir.

Az önce bahsetmediğimiz vakıfların bazı camileri ve hamamları bugün hayatiyetlerini

sürdürmektedir ler. Şu anda ayakta kalabilenler şunlardır. Kadı Camisi, Yıldırım Bayezid

(Ulu), Saraçhane, imaret, Karaköy Cuma, Ilıca, Tabaklar Camisi ve Karaçayır Camisi, Ayrıca,

Tabaklar, Orta Sultan Hamamları ve Yukarı Taş- han halen ayaktadır. Bunlardan Kadı Camisi vilayet meydanında olup, kapı kanatları Osmanlı işçiliğinin en güzel örneğini sunmaktadır. Bir süre kütüphane olarak kullanılmıştır. O zamanlar Bolu’daki bu kütüphane Türkiye’nin üçüncü büyük kütüphanesiydi. Cami XVI. yüzyılda Demirtaş Paşazade Mehmet tarafından yaptırılmıştı. Yıldırım Bayezid Vakfı ve külliyesine ait olan cami eski Attarlar Çarşısı’ndadır. Şimdi Atlarlar Çarşısı yoktur. Medrese, hamam ve otuz dükkandan oluşmaktaydı. Medrese yıkılmıştır. Caminin arkasında camiye bitişik olarak çok az sayıda dükkan kalmıştır. 1382′ de ulucamiler üslubunda yapılmıştır. Saraçhane Camisi ise 1750’de Silahtar Mehmet Paşa tarafından onarılmıştır. İmaret Camisi XVII. yüzyılda Şemsi Ahmet Paşa tarafından vakıf camisi olarak yapılmıştı. Karaköy Camisi Bolu’ya yedi km. uzaklıkta olup, 1561/1562’de Musa Paşa oğlu Mehmed Bey’in annesi tarafından yaptırılmıştır. Ilıca Camisi 1510/1511 Musa Paşa tarafından yaptırılmıştı. Tabaklar Camisi 1897’de yapılmıştı. Karaçayır Camisi ise 1571’de yapılmışsa da depremde harap olunca yeniden onarıldı. Üç önemli hamamdan ikisi özel şirkete kiraya verilmiştir. Birisi ise Sultan Hamamı özel şahısların ta pusuna geçmiştir. Tabaklar Hamamı, Tabaklar Camisinin arkasındadır. XVI. yüzyılda Tahvil Mehmet Paşa yaptırmıştır.

Orta Hamam, Büyükcami Mahallesi’ndedir. Yazıtında 1388/1389’da Yıldırım Bayezid tarafından Ömer Ibn İbrahim’e yaptırıldığı yer almaktadır. Sonradan onarım görmüştür. XVII. yüzyılda bu hamamın su yu o zaman şehir dışında bulunan göl kenarındaki teraziden sağlanmaktaydı. Ama, bu göl 1689’da harap ol muştu ve bu yüzden hamama kadar su gelmiyordu. Hamamın mütevellisi şehirde olmadığından kiracı olan Mehmet Çelebi mahkemeye başvurarak onarım için izin istemiş ve yapılacak masrafın kiraya sayılmasını önermişti. Mahkeme bu dileği yerinde bularak bilirkişi heyeti oluşturmuş ve onarım için karar almıştı. Onarım için yirmi beş kuruş masraf biçilmişti.” Sultan Hamamı, Sokollu Mehmet Paşa tarafından XVI. yüzyılda yaptırılmıştır. Ancak, nasıl olduysa ol muş, bu hamam ve bu hamama bağlı, hamama bitişik dükkanlar şimdi özel şahısların elinde bulunmaktadır.

Yıldırım Bayezid Camisinin karşısında Taşhan’ın yukarı ve aşağı Taşhan bölümleri mevcuttur. Yukarı Taşhan’ın büyük kapısındaki yazıtında 1804/1805 Hacı Abdullah Ağa tarafından yaptırıldığı ibaresi yer almaktadır. Aşağı Taşhan’ın yapılış tarihini ise pekçok yeri Ermenice yazılmış bir kitabeden Aşağı Taşhan 116517511752) olarak tespit edebilmekteyiz. Aşağı Taşhan özel bir şahsa ait olup, onun tarafından kullanılmaktadır. Ne yazık ki Osmanlı döneminden zamanımıza bunlar kalabilmiştir. Bunlardan Büyük Camiin arkasında camiye bağlı dükkanların gelirleri. Yukarı Taşhan’daki dükkanlar vakıflara bağlıdır. Orta Hamam ve Tabaklar Hamamı ise kiraya verilmek suretiyle işletilmektedir. XVII. yüzyıldan itibaren vakıflar iyi işletilmemiştir. Özellikle XVIII. yüzyılda bozukluklar ve yolsuzluklar belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Vakıflara bakan mütevelliler vakıf nazırının arzı ve padişahın beratı ile atanırlardı. XVIII. yüzyılda vakıflara mütevelliler iyi bakmamışlar, vakıflarda sık sık yolsuzluklar ortaya çıkmış, bu yolsuzluklar artınca da buraları teftiş için müfettişler gönderilmiştir. Ama, yakınmaların ve yolsuzlukların önü alınamamıştır.”

Gerede Medya Takip