Kurulan iftar sofralarında birlikte paylaşıldı, Ramazan ayının manevi hazzı. Bir tas çorba, bir hurma, bir bardak su, ne yediğin içtiğin önemli değil, önemli olan paylaşmak. Bir gün komşuda bir gün sende, bir diğer gün tüm dostlarla birlikte büyük bir aile olarak dışarıda bir yerlerde kuruldu bu sofralar. Buyur edildi dostlar, arkadaşlar, akrabalar, genç, yaşlı, çoluk, çocuk, zengin, fakir.
Şimdi bayram; akrabaların, dostların, arkadaşların, komşuların, küçük büyük herkesin bir araya toplandığı, birbirini ziyaret ettiği, hatırlayıp saydığı, büyüklerin hayır duasını aldığı özel günler. Gelenek ve göreneklerin güzelliği ile bezenmiş, kültürün birikimleriyle yoğrulmuş, ince, naif, duygusal sevgiyle dokunmuş zaman dilimleri. Bu birliktelikler özlem içerir, kavuşmaları buluşmaları sağlayıp, hasreti giderir, coşkuyu yaşatır, mutlulukları getirip, hüzünleri dağıtır.
Yaşamımızdaki özel zamanlarımızdır onlar. Günleri, saatleri heyecan içinde saydıran, sabırsızlıkla beklenen, sohbetlerin, birlikteliğin, birlikte paylaşımların yapıldığı en güzel anlar, aynı mutlulukların paylaşıldığı özel ve değerli zamanlar.
Birkaç gün önceden başlar hazırlıklar büyük bir heyecan içinde. Çörekler, börekler, sarmalar, baklavalar birbiriyle adeta gizli bir yarış içinde. Ama ne bir kıskançlık ne de bir art niyet vardır bu işte. Her ziyaret ettiğiniz evde bayram boyunca ikram edilir. Hepsi birbirinde güzel ve lezzetlidir.
Günümüzde büyük şehirlerde azalsa da hala buralarda aynı geleneğin sürdüğü bayramın ilk gününün sabahı ise ayrı bir özellik taşır. Evin erkekleri bayram namazına giderken, onları uğurlayan bayanlarda daha önceden bayram için hazırlanıp, temizlenmiş eve bir kez daha çeki düzen verir. Dış kapıların önü ve merdivenler silinip yıkanarak, sabah camiden gelenlerin temiz basamaklardan çıkması sağlanır. Bayramlaşmanın ardından kurulan sofralar, normal sabah kahvaltısı yerine, et yemeği, yaprak sarması, pilav, su böreği, baklava, bal kaymak gibi bayram yemekleri ile donatılır.
Bizim çocukluğumuzda babalarımız, köylerden bayram namazını için Göynük ilçemizin camilerine gelen erkekleri buyur ederlerdi, bu ziyafet sofralarına. Bayram sabahı sofralarımıza gelen, evimizi şereflendiren, Tanrı misafiriydi onlar. Misafir gelmezse boyunlar bükük, sofralar mahzun kalırdı. Kız çocuklarının yatarken başucuna koyduğu, genelde kırmızı renkli ayakkabılar, şık mendillerin arasında verilen çikolatalar, torbalara toplanan şekerler ise bayrama dair en önemli anılardı.
Birlikte paylaşmakla daha bir güzelleşir yaşananlar, büyür coşkular, daha bir anlamla güçlenir umutlar ve yarınlar. Daha nice mutluluk ve birliktelikle dolu dolu bayramlara, hep birlikte ulaşmak dileği ile.
Ramazan Bayramımız (Şeker Bayramınız) Kutlu Olsun.
Sevgi ve saygılarımla..
Fatma Marmara