MENGEN ÇIKMAZI

Abone Ol

Bu yazıyı öğrencisi olduğum Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde bulunan Bolu Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu'na bağlı Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri için sizlerle paylaşıyorum. Bilindiği üzere bölümün merkeze alınması gündeme geldi ve Mengenliler ayaklandı/ayaklandırıldı. Ancak gelinen noktada öyle yanlış şeyler dolaşıyor ki susmak, bunu görmemek ahmaklıktır diyorum. Şimdi sizlerle konuyla ilgili düşüncelerimi tek tek paylaşacağım.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, öğrencileri doğrudan ilgilendiren bir konuda öğrencilerin düşüncelerini, isteklerini ve sıkıntılarını göz ardı ederek bir propagandaya başlanmasının sonuna kadar karşısındayım! Mengen Belediyesi ve STK temsilcileri öncülüğünde başlatılan "Mengen Bunu Unutmaz" tehditli "Kampüsümüze Sahip Çıkalım" kampanyasında şimdiye kadar epey ilerleme kaydedilmiş durumda. Ama nasıl? Cumhuriyet Halk Partisi cephesiyle adeta siyasi şova dönüştürülen bu kampanyada Mengenliler, Aşçılar Federasyonu ve öğrenciler alenen bir malzeme olarak kullanılıyor. Ellerine megafonu alıp tamamen yanlış olan, öğrencilerin memnun olduğu bilgisini bangır bangır söylüyorlar. Öğrenciler memnun olsaydı sevgili AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, böyle bir kararı almak istemezdi bunu iyi bilmek lazım. Öte yandan imza standına gelen öğrencilerin bir kısmı zaten Mengen'de kalacak aşçılık programı öğrencileri, öteki kısmı ise ne diyorlar bir dinleyelim diyen ama karşılarında "destek vermezseniz sizin gelecekte iş bulmanızı engelleriz" tavrını bulan, merkeze taşınması söz konusu olan bölümün öğrencileridir. Yani öğrenciler susturulmaya çalışılıyor alenen!

İkinci olarak, bölümün taşınmasına karşı çıkanların oluşturduğu yanlış algıyı ele alalım. Bunu bilerek-bence bilerek- ya da bilmeyerek yapıyorlar. Taşınması söz konusu olan idaresi AİBÜ Gölköy Yerleşkesinde bulunan Bolu Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu'nun Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü. Ancak başlatılan kampanyalar ile basına verilen demeçlerde öyle bir algı yaratılıyor ki sanki üniversitenin oradaki varlığı sona erdirilecek. YANLIŞ! Mengen Meslek Yüksekokulu taşınacak, kampüs yapılmayacak ve sanki oradaki tüm bölümler merkeze alınacak gibi baştan aşağı "YALAN" olan bir algı kampanyası yürütülüyor ne yazık ki. Ve bu herkesin gözü önünde yapılmasına rağmen kimse buna engel olmuyor. Bu algıyla birlikte Mengenliler ayaklandırılarak kendi bağlı bulundukları siyasi çevrelerin desteği ile üniversite yönetimine karşı bir propagandaya girişmiş durumdalar. Şunu iyi bilin ama, Mengen Meslek Yüksekokulu veya oraya bağlı bölümler değil, o okula bağlı olmayıp orada eğitim görmeye mecbur bırakılan Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü merkeze taşınacak. Yanlış algıyla doğru bir iş yapmaya çalışmayın bence, daha büyük sorunların kapısını aralarsınız.

Üçüncü olarak, öğrenciler üzerindeki baskı konusuna gelelim. Şimdi size sormak istiyorum, bu kampanyaya başlarken siz gastronomi bölümü öğrencilerinin hepsini toplayarak bir görüşme gerçekleştirdiniz mi? Bildiğim kadarıyla hayır. Ama yanınıza aldığınız 3-4 öğrenciyi Rektörlüğe, Valiliğe kadar getirip "Öğrenciler de kalmak istiyor" dediniz. Yanlış yaptınız! Öğrenciler, ilçede yaşadıkları sorunları ifade etmeye çalışırken açıklama yaptığınız alanda birilerinin "her yere mektup yazarız, buradan mezun olanlara iş vermezler" benzeri bir cümle ile tehdit ettiği iddiası var ne yazık ki. Siz, övünüp durduğunuz aşçılık ve gastronomi alanındaki başarılı kariyerinizi ve şöhretinizi böylesine rezil bir cümle ile nasıl heba edersiniz? Bunun söylenmesine, ima edilmesine dahi nasıl izin verirsiniz?

Dördüncü olarak, şu "Mengen Bunu Unutmaz" cümlesi... Mengen bunu unutmaz da, AİBÜ öğrencileri sizin bu ilerleyişinizi unutur mu sanıyorsunuz? Şimdi bu yazıda size 2019 imasının alasını yapardım ama yapmayacağım. Sadece Mengen'de değil, Bolu'da değil, tüm Türkiye'de doğal olarak üniversitelerin ve fakültelerin olduğu yerlerde öğrencilerin varlığı o yerin esnafı için büyük avantajdır. Bu herkesin kabul etmesi gereken bir gerçektir. Çünkü günümüzde en çok genç nüfus harcama yapmakta, dolayısıyla bulunduğu yerin sosyal yaşantısı ve ekonomik hayatına büyük oranda katkı sunmaktadır. Ancak o yerdeki yöneticiler, öğrencilere sosyal imkanları yeteri kadar sunmaz; ihtiyaç ürünlerinde seçim şansı oluşturabilecek gelişmişliği sağlayamazsa ve oradaki esnaflar da," öğrenciyi buldum, her şeyi pahalı pahalı onlara satarım, nasılsa başka alternatifleri yok" mantığı ile devam edip öğrencileri sömürmeye başlarsa eğer, işte o zaman öğrenciler huzursuz ve mutsuz olurlar. Bu huzursuzluk da şu sıralar gündemde olan bu konuda olduğu gibi su yüzüne çıkar ve siz de o acı gerçekleri dinlersiniz. Kulak asarsanız eğer şanlı olursunuz, asmazsanız eğer kaybetmeye mahkumsunuz! Bunu bilmenizde fayda var.

Son olarak ise, gastronomi bölümü öğrencilerimizin sıkıntılarından bahsedeyim. Birkaç öğrenciyle yaptığım görüşme sonucunda sosyal paylaşım sitesi Twitter başta olmak üzere diğer sosyal ağlarda #GastronomiMerkeze etiketiyle bir kampanya başlattık. Gastronomi bölümü öğrencileri de zaten öncesinde, internet üzerinden bir imza kampanyası başlatarak, bölümün merkeze alınmasını istediklerini ifade etmiş. Başlattığımız kampanya ile gördüm ki taşınmayı sadece 3-5 değil o bölümdeki öğrencilerin çoğunluğu istiyor imiş. Peki ya neden? Görüşmelerimde bana aktarılanlara göre, barınma sorunu varmış. Malum, zaten Kredi ve Yurtlar Kurumunun KYK Erkek Yurdu bulunmuyor ilçede. Öte yandan var olan kız yurduyla ilgili ilginç bir iddia ortaya attı arkadaşlar. Yurdun kapatılması gündemdeymiş ve hatta barınan öğrencilere seneye ev bakmaları söylenmiş. Tabi bu konunun gerçekliğine bir şey diyemem, bir iddia. Yüksek kira fiyatları, öğrencilerin uygulama sahasının yetersizliği, ihtiyaçları olan ürünlere ya hiç ulaşamamaları ya da tekelleşen işletmeler nedeniyle pahalı fiyatlardan ulaşabilmeleri, sosyal hayat açısından genç nüfusa, üniversitelilere hitap eden oturma, eğlence, spor ve kültür alanlarının azlığı ya da hiç olmaması, merkeze olan uzaklık ve buna bağlı olarak ulaşımdaki yetersizlik ile pahalılık öğrenci arkadaşlarımızın diğer sorunları arasında yer alıyormuş. Açıkçası baktığımızda, sadece Mengen'de olan öğrenciler için değil diğer ilçelerde olan öğrencilerin de benzer sorunları vardır elbette. Özellikle Gölköy Yerleşkesinde gerçekleştirilen aktivitelere ulaşım imkanlarının kısıtlılığı sebebiyle katılamayan binlerce öğrenci arkadaşımız var maalesef. Keşke demek için geç belki ancak, keşke bu tür konularda proje geliştirerek öğrencilerin sorunlarının önüne geçilmesi sağlansaydı. Belki bugün, bu konu gündemde olmazdı. Neyse.

Unutmadan şunu da ekleyeyim, Mengenlileri anlamıyor değilim. Sonuç itibariyle yapılmış bir yatırımdan, projeden ve haliyle bu kitleden mahrum bırakılmak istemiyorlar. Onlara da haksızlar diyemiyorum bu açıdan. Ancak bunu savunmanın yolu öğrenciyi ezmek, baskı altına almak, imalı sözlerle yıldırmaya çalışmak ve/veya yanlış algı yaratmak olmamalı asla. Bu sorunların önüne geçerlerse eğer ilçe olarak kaybettiklerini düşündükleri huzura yeniden kavuşabileceklerdir. En azından benim görüşüm bu yönde. Yazıyla ilgili eleştiri yapacak çok olacaktır. Olsun da, ancak okudukça sinirlenerek değil, okudukça anlayarak eleştirsinler. Bugün sadece Mengen değil, Bolu değil, tüm Türkiye'de insanlarımızı ayrıştıran yegane konu "birbirimizi anlamadan" konuşmamızdır. Sorunların aşılması, Mengen çıkmazının sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılmasını temenni ediyorum. Bir Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencisi olarak, öğrenci kardeşlerimin daima yanında olacağımı, bu konuda öğrencilerin görüşünü dikkate alarak karar vereceğine inandığım Rektörümüz Prof. Dr. Alişarlı'nın da yanında olduğumu belirtmek istiyorum. Öğrenciyi karşınıza alarak değil, yanınıza alarak hareket ediniz. Selametle...