KÜRTLER 16

Abone Ol

İNGİLİZLERLE GÖRÜŞMELERİ SEYYİT ABDÜLKADİR YÜRÜTÜYOR.

Cemiyet içerisinde yine başkanlığını Seyid Abdülkadir'in üstlendiği bir komite teşkil edildi. Komite 2 Ocak 1919'da İstanbul'da İngiliz Yüksek Komiserliği'ne başvurarak Güneydoğu Anadolu, Mezopotamya ve Güneybatı İran toprakları üzerinde Kürdistan'ın kurulması için destek talep etti. 57

Seyid Abdülkadir İngilizlerin desteğini almak, İngilizlerin mandası altında bir Kürt devleti kurdurabilmek için her yola başvuruyor, her yolu deniyordu. Onun için de 15 Nisan 1919'da İngiliz Yüksek Komiserliği baş çevirmeni Andrew Ryan'la görüştü. Ryan'la yaptığı bu görüşmede ise İngiliz mandası altında Özerk Kürdistan kurma fikrini ortaya attı. (58)

Seyid Abdülkadir, 8 Aralık 1919'da da İngiliz Yüksek Komiserliği memurlarından Mr. Hohler'i ziyaret etti. Burada da Damat Ferit hükümeti de Milli Mücadeleci harekete karşı Kürtleri kullanma, onları kışkırtarak isyan ettirme karşılığında özerk bir Kürt idaresi kurma oyunu içindeydi. Onun için de İngilizler amaçlarına ulaşmak için bir işbirlikçi daha bulmakta zorlanmadılar. İstanbul hükümet ile İngilizleri Milli Müacedeley, Kuvvayı Milliye hareketine karşı birlikte hareket ettiler.

Mr. Hohler'e göre Damat Ferit Paşa, Seyid Abdülkadir ve arkadaşlarına sıcak bakmazken böyle bir teklifte bulunmasının altında onları Kemalist harekete karşı kullanmak istemesi yatmaktaydı. Mr. Hohler, görüşmenin sonunda, hükümeti adına asla bir söz veremeyeceğini, fakat Paris'te haklarını destekleyeceklerini, Kemalistlerin zayıfladığını, bu nedenle korkmalarını gerektirecek bir durum olmadığını ifade ederek onu cesaretlendirdi.59

Kürt Teali Cemiyeti içinde yer alan ayrılıkçı Kürtler arasında zaman zaman görüş ayrılıkları da oluyordu. Fakat bu görüş ayrılıkları sadece yöntem üzerindeydi. Aşiretlerden bazıları tam bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını isterken, bazıları da Özerk bir idarenin yeterli olacağını savunuyorlardı. Seyid Abdülkadir, değişen şartların etkisiyle yılsonuna doğru Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğü içerisinde "Özerk Kürdistan" projesini dillendirmeye başladı. Buna karşın Bedirhaniler ve Cemil Paşazâdeler "Bağımsız Kürdistan" da ısrar etmeyi sürdürdüler. Kamuran Ali Bey, 10 Aralık tarihli açıklamasında bölgede Türk propagandasını tesirsiz bırakan adımlar atıldığını ileri sürerek, İngilizlerin desteğiyle bağımsızlık yolunda ciddi ilerlemeler sağlandığını iddia edecekti. 60

İNGİLİZLERİN AMACI TÜRKLERLE IRAK'IN BAĞLANTISINI KESMEK.

İngiltere, Güneydoğu Anadolu projesiyle bir yandan Anadolu'yu parçalayarak Osmanlı yönetimine son vermek, diğer yandan da Türklerin Irak'la bağlantısını koparmak ve kalıcı barış sürecinde bölge üzerinde hak iddia etmesini engellemeyi hedefliyordu. Fakat İngilizler için o anda pürüz sayılacak bir durum vardı. Kurulması planlanan Kürt devletinin sınırlarıyla, büyütülmesi düşünülen Ermenistan'ın sınırları birbiriyle iç içe giriyordu. Yani aynı topraklar, aynı yerler hem Ermenilere, hem de ayrılıkçı Kürtlere vaat ediliyordu.

Kendisini Kürt lideri olarak gören Şerif Paşa, Paris'te yayınladığı bir kitapçıkta; kurulmasını düşündüğü Kürt Devleti'nin sınırlarını kuzeyde Kafkaslardan başlatıp, güneyde Kerkük'e kadar uzatmaktaydı. Buna göre; doğudaki beş vilayet (Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır) bu Kürt devletinin sınırları içerisinde kalıyordu 61

Hâlbuki aynı toprakları Ermeniler de istiyorlardı. Bu durum iki taraf arasında bir sorun oluşturuyordu. Üstelik bu iller Ermenilere vaad edilmişti. Şimdi Kürtler de buralarda hak iddia ediyorlar, işi karıştırıyorlardı.

Taraflar arasındaki bu rekabet İngiliz Dışişleri Bakanlığı'nın iki kesimi anlaştırmak için yoğun çaba harcamasına neden oldu. 1919 yılı ilkbaharından itibaren İngiliz Dışişleri Bakanlığı, bu konuda aktif rol oynamaya başladı.62- 63- 64

İngilizler için bu durumun çözüme kavuşturulması gerekiyordu. Aksi halde Kürtleri kaybedebilirlerdi. Çünkü Kürtlerin büyük bir çoğunluğu Türklerden ayrılmak istemiyorlar ve Türklerle Kürtlerin kader birliği ettiğine inanıyorlardı. Öte yandan Kürtlerin büyük bir kısmı İngilizlerin nasıl bir oyun oynadıklarının farkındaydı ve İngilizlerin Ermenileri desteklediğini, bir Ermeni Kürt çatışmasında Ermenilerin yanında olacaklarını da biliyorlardı. Çünkü Mondros Mütarekesinden önce de sonra da bölgede Ermenilerin yaptıkları katliamların izleri hala silinmemişti. Ermenilerin yaptığı bu kıyım ve katliamları görenler, yaşayanlar, yakınlarının işkencelerle nasıl katledildiğini şahit olanlar, kolunu, bacağını kaybedenler, gözleri oyulanlar, kulakları, burunları kesinler hâlâ yaşıyorlardı ve oynanan bu İngiliz Ermeni oyununun farkındaydı. Onun için de İngilizler bu Kürt Ermeni itilafını fazla dallanıp budaklanmadan çözülmeliydi.