KÜLTÜREL DEĞERLERE SAYGI

Abone Ol

Her ulusun, coğrafyanın, ülkenin kendine has bir medeniyeti ve buna bağlı olarak bir kültürü vardır. Geçtiğimiz haftaki yazımda şehrimizin kültür ve turizm önderleri Mudurnu ve Göynük ilçemizdeki ulusal ve uluslararası girişimlerden bahsettim. Dünyada ilk kez İtalya'da başlayan Cittaslow- Yavaş Şehirler projesi kapsamında Türkiye'de onun üzerinde ilçe kendine has kültürünü yaşatmak adına girişimde bulundu. İtalya'dan bu projenin çıkması aslında beni çok da şaşırtmadı. Çünkü, bin yıllık geleneklerini bile yaşatmak için ciddi çabalar sarfeden bir toplum İtalyanlar. Eskiden şehir devletler şeklinde olan İtalya, Roma şehir devletinin yıkıcı ve birleştirici etkisiyle biraraya gelmiştir. Fakat bu şehirler halen kendine has kültürlerini devam ettiriyorlar. Yemek kültürlerini bütün dünyaya kabul ettirmiş durumdalar. Bugün pizza veya makarna denilince aklımıza İtalyan mutfağı geliyor. Kültürü yaşatmaya çalışmak ve bunu bütün dünyaya benimsetebilmek bütün medeniyetlerin amacıdır.

Türkiye gibi kadim bir medeniyette bunun örnekleri nelerdir? Kırkpınar güreşleri yüzlerce yıllık medeniyetimizin, spor kültürümüzün ve geleneğimizin en önemli olaylarındandır. Mutfak konusunda da hiç bir medeniyetten geri kalmayız. Yoğurt ve ayran Anadolu medeniyetinin bir ürünü olarak dünyaya yayılmıştır. Ülkemize has çeşit çeşit peynirler vardır; Van otlu peynir, Kars Kaşarı, Ezine peyniri bunlara bir kaç örnektir. Selçuklu, Bizans, Osmanlı gibi birçok medeniyetin hakim olduğu Anadolu coğrafyasının kültürel zenginliği hiç bir ülkede yoktur.Mezopotamya gibi insanlığın ilk yerleşim yerlerinin bulunduğu Anadolu aynı zamanda ülkeler ve kültürler arasında bir geçiş noktasındadır. Avrupa ve Asya'yı birbirine kavuşturan İpek Yolu, Baharat Yolu'nun en önemli duraklarına sahip olan Anadolu adeta medeniyetlere saygının bir abidesidir.

Bugünkü toplumlarda her ülke kendi kültürünün değerlerini ön plana çıkartıp ticari ve staratejik olarak ön planda olmaya çalışmaktadır. Buna kültür milliyetçiliği de diyebiliriz. Kültür milliyetçiliği kişileri din, dil, ırk, mezhep olarak ayrıştırmadığı sürece çok faydalıdır. Medeniyetlerin birbirini incelemesi, oranın yaşam şekline uyum sağlamaya çalışması oradaki insanlarla iletişime geçmesi inanın şu günlerde yaşadığımız ayrımcılık ve önyargılı bakış açılarına da son verecektir. Farlılıkların zenginliğimiz olduğuna inanmalıyız. Okumalı, iletişime geçmeli, diğer kültürleri de öğrenmeye çalışmalıyız. Bu şekilde ancak önyargılarımızdan kurtulabiliriz.

Binlerce yıllık insanlık tarihinde bir çok medeniyet yaşadı. Bu medeniyetlerin çoğu savaşlarla ve diğer başka sebeblerle yok oldu. İnsanlık tarihinde şu bir gerçektir; savaşlar var fakat insanı yaşatmak için yapılan çaba daha fazladır. Medeniyetlerin saygı duyulacak tarafı da bu ilahi sevgisidir. O kadar çok öğrenilecek medeniyet var ki bunların çoğu yeni yeni ortaya çıkıyor. Yeni medeniyetleri de öğrenelim. Fakat kendi kültürümüzün, medeniyetimizin farkına varbilirsek ve bunu düyaya gösterbilirsek, anlatabilirsek asıl farkı o zaman yaratırız. Farlılıkların zenginliğimiz olduğunu anlamalı, kültürlere ve insana saygı, sevgi çerçevesinde kendimizi anlatmalıyız. O zaman gerçek barış ve sevgi ortamı doğar.

Yazımın sonunda bu hafta Suriye'de İdlib'te yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Günahsız çocukların savaş günahlarından ölmelerini kınıyorum. Ümit ederim ki en kısa zamanda bu savaş biter, huzur ve barış ortamı yeniden kurulur.

Sağlıcakla kalın,