DERLEYEN: HAVVA AKÇA
Yavuz'un devrinde kurulan kurumlar, devrinin sonunda bozulmaya başlamış, Kanuni devrinde ise, bu açık olarak görülmüştür. Bu durum, ilkin medreselerde kendisini gecikmemiştir. Medreseyi bitiren medreseliler, kendilerine iş bulamayıp toplu halde gezerek halkı soymaya başlamışlardı. Bu karışıklık devresinde, biraz da halkın koruyucusu durumunda olan yeni bir grup ortaya çıkmakta gecikmedi. Bunlar, halkın bozuk idare dolayısıyla hükümete güvensizlik duyduğu bir devirde, taraftarlarından başka, halkı da kendi taraflarına çekmekte başarı kazandılar. Hükümet, bunları celali (eşkıya) diye adlandırarak, kendilerine karşı mücadeleye başladı.
Köroğlu böyle bir devirde, taraftarlarıyla birlikte Bolu Beyi'nin kötü idaresine karşı isyan etmiş, hareketi halk tarafından da benimsenince zorluk çekmeden Bolu ve civarına yerleşmişti.
Anadolu halkı, tarih boyunca önderlerin peşinde gitmiş, hangi taraf kuvvetliyse o tarafı tutmuştu. Selçukilerden zamanımıza kadar olan isyanlar bu düşüncemizi kuvvetlendirmiş oluyor. Örneğin celali, şehzade, dini isyanlarda görüldüğü gibi.
Köroğlu'nun diğer isyan edenlerden daha çok isim yapmasının sebebi, diğer celali (eşkıya) şeflerinden daha önce hareket etmesi ve İran, Sırp harplerindeki başarısından ileri gelmektedir. Bolu Beyine karşı yaptığı mücadele ise halkın dilinde gelişerek, Köroğlu Destanı'nın doğmasına sebep olmuştur.
Köroğlu hakkında çeşitli dillerde yayınlanan bir rivayetler kitabiyatı vardır. Bunlar, Paris, Özbek, İstanbul, Tobol, Huloflu, Urfa, Yalvaç, Elaziz, Samayiloviç, Haksthausen, Maraş, Ermeni rivayetleridir. Bu rivayetlerde Köroğlu’nun doğduğu ve hareket halinde bulunduğu sahalar başka başkadır. Fakat Köroğlu'nun Bolu taraflarında yerleştiği belgelerde de ortaya çıkmış bulunmaktadır. Yine bu rivayetlerde Köroğlu çeşitli adlar almıştır. Köroğlu, Kuroğlu, Karaoğlu, Rencum Ruşen, Ali, Şengül Ruşen, Kürdo, Biloğlu gibi...
Köroğlu'nun ana konusu, destanlarda, haksız yere gözleri kör edilen bir adamın oğlunun Bolu Beyinden intikam almak şeklinde toplanmakta,
İskit, Kafkas, İran, Ermeni, Yunanlıların efsanevi tarih kaynaklarının ilk şekillerine uymaktadır. Bunun, bizdeki Dede Korkut Masalları, Yunanlıların Homeros tarafından yazılan destanlarına benzer tarafı çoktur. Köroğlu'nun babasının gözlerinin kör edilmesi dolayısıyla ortaya çıkması, ancak bir halk destanı olarak incelenmekte ve tarihi belgelerle henüz ispatlanamamaktadır. Esas olarak ortaya çıkışı yukarıda anlattığımız tarzda olmuştur.
KAYNAK: ÇELE DERGİSİ