Bolu’da yaşayan Rıfat Doğan, otele eşi ve kızını kendi elleriyle yerleştirdiğini anlattı. O anların geri dönülemez bir vedaya dönüşeceğini bilmeden, son kez onlara sarıldığını söyleyerek, “Eşim ve kızım kayak yapmak istiyordu. Akşamdan eşyalarını hazırladık, birlikte otele çıktık. Odamızı aldık, eşyalarını yerleştirdim. Kayak dersi için saat 12’ye randevu aldık, bu bana onlarla fazladan bir saat kazandırdı ama o an bunun ne kadar değerli olduğunu bilmiyordum. Sonra kızımı hocasına teslim ettim, öptüm. Karımı giydirdim, onu da öptüm. Son görüşüm o oldu… Gidişlerini izledim ve ayrıldım’’ dedi.
“Jandarmayı Aşıp İçeri Girdim”
Yangın haberini sabah annesinden aldığını belirten Doğan, “Kartalkaya’da yangın var, bir bak” dediğinde bunun büyük bir felaket olduğunu anlayamadığını söyledi. “Dedim ki, abartıyorlardır. Yangın çıkar, söner. Ama öyle olmadığını anlamam uzun sürmedi” diyerek olay yerine nasıl koştuğunu anlattı.
“Kardeşimle hemen yukarı çıktık. Otel bölgesine vardığımızda jandarma bizi içeri almadı. Otel sahiplerinden bazılarını gördüm, ‘Ceren ile Lalin’i gördünüz mü?’ diye sordum. ‘Yok, kurtulanlar Dorukkaya’da’ dediler. Deli gibi her yerde onları aradım. Bakıyorum deli danalar gibi dolanıyorum. O sırada bir hanımefendinin de bahsettiği gibi bütün sülalesi bakıcısına kadar, mis pürü pak oturuyorlar. Gamsız gamsız oturuyorlar. Dorukkaya'nın sigara içilen bölümün tam karşısında, gözüm gitti. Tabii dolandım, bulamadım. Listelere baktım, bir şekilde jandarmadan sıyrılıp içeri girdim. Sessizce otelin lobisine kadar ulaştım. Merdivene adım attığımda tepeden ağır bir duman geldi. Tam yukarı çıkacakken, bir itfaiyeci omzuma dokundu ve ‘Gel, çıkalım’ dedi. Son bir umutla tekrar içeri girmeye çalıştım ama engellediler’’ ifadelerini kullandı.
“Yangın Alarmı Çalışmıyordu, Su Deposu Boştu”
Doğan, otelin yangın güvenliği açısından büyük eksiklikleri olduğunu belirterek, “Herkesin oda kartının haricinde bir de master kartlar vardır. Bu bütün kat görevlilerinde vardır, otelin yetkililerinde vardır. Her kapıyı açar. Eğer her kata birer kişi ikişer kişi verseniz o hacimdeki bir oteli boşaltmak ortalama 10 dakika. Tencere tavayla koridorlarda gezersiniz. Hiçbir şeyiniz yoksa.Şimdi neye bakacağız biz otele girerken?Alarmı butonu var mı? Yangın dolabı var mı? Yangın tüpü var mı? İşte odalarda duman dedektörü var mı?Exitler var mı? Yangın koridoru var mı? Ya bunların hepsi orada zaten vardı. Ama yangın alarmı çalışmıyor. Yangın dolabı var, su deposu boş. Exitler pilliymiş, pilleri bitmiş. Hepsini geçtim. Duman dedektörleri çalışsa kimseye bir şey olmazdı. Duman dedektörleri sigara içilince ütüyle kapatılmış. Yangın koridorlarına hiç bahsetmiyorum. Ruhsatsız bir şekilde insanları konaklamaya ağırlamaya kabul edip paralarını cebinden alıp kabul edip ağırlıyorsanız zaten olası kasta soktunuz bu işi. Bu riski bile bile siz o oteli doldurdunuz’’ şeklinde konuştu.
“Sorumlular Hâlâ Dışarıda Geziyor”
Yangının ardından bazı otel yöneticilerinin gözaltına alınmasına rağmen, hala dışarıda olanların olduğunu belirten Doğan, “Orası evet aile işletmesi olabilir ama orası bir anonim şirketi. Ve bir anonim şirketi olduğu için de kim olursa olsun yönetim kurulumunda olan ortaklarından varsa bahsetmiyorum. Ama yönetim kurulumunda olan ortaklar hepsi ifadeye çağrılır. Ve gözaltına alınması gerektiğini düşünüyorum. Bunların imza yetkili ve kimlerin yönetim kurulumunda olduğunu zaten Ticari Sicil Gazetesi'ne girerseniz görürsünüz. Bunun için çok büyük araştırmalara gerek yok. Ama hala ortakların üç tanesi kuaförlerde kafelerde geziyor. Bir ortak içeride bir de genel müdür içeride. Halit Ergül babaları içeride. Emir Aras damat genel müdür içeride. Emine Murtaza Ergül dışarıda. Elif Aras dışarıda. Ceyda Hacıbekiroğlu dışarıda. Bunlar da yönetim kurulunda şirket ortağı’’ ifadelerini kullandı.
“Biz Yaşayan Ölüyüz”
Yangında ailesini kaybeden Doğan, yaşadığı acıyı şu sözlerle dile getirerek; “Biz yaşayan ölüyüz. Her sabah yeniden başlıyoruz. Yanımda eşim yok, içeriden ‘baba’ diye seslenen kızım yok. Hayat devam ediyor ama her akşam uyuyamıyorum, her sabah kendimi zorla yataktan kaldırıyorum. Biz bunları yaşarken, sorumlular elini kolunu sallayarak geziyor’’ dedi.