Nasıl anlatsam?
Anlatamam ki!
Engelli olmanın zorluklarını ne şekilde yazarsam yazayım anlatamam.
Ya Engelli?
Neler çektiklerini neler yaşadıklarını ancak onlar bilir ama onlar da anlatamaz.
***
Engellerin beraberinde getirdiği sorunlar ile yüzleşmek, bağımsız hareket etmek isterken sürekli bir çift göz tarafından takip edilmek.
Zihinsel engelli ise potansiyel tehlike olarak görülmek, eve hapsedilmek,
Ötekileştirilmek,
Yaşıtlarının alay konusu olmak, arkadaşları oyun oynarken camdan bakarak mutlu olmak,
Bu durum nasıl anlatılabilir ki?
***
Öteki tarafta ise onlar ile beraber olan fedakâr ve cefakâr insanlar,
Engelli evlatları ile beraber senenin 365 günü beraber olanlar,
Yani analar ve babalar…
Şöyle kafalarını dinleyecek 3-5 günlük bir moral depolama zamanı bulsalar,
Döndüklerin de engelli yavrularına daha fazla sarılsalar.
Da
Gözleri arkada kalmadan evlatlarını nereye bırakacaklar?
***
Ne yazık ki Türkiye gerçekleri bunlar.
Sevinçlerin bile buruk yaşandığı ve bu durumun bir ömür boyu süreceğini bilmenin karamsarlığında olan bu insanlar için ne yapıyoruz?
Ne mi?
Yapabildiğimiz kadar ve sadece göstermelik tekerlekli sandalye, ya da onların girebileceği yollar…
‘Miş' ve ‘mış' larla dolu nutuklar,
Göstermelik işler, tribünlere oynamaklar.
***
Tarih
22.11.2016…
Kent Konseyi olarak toplantıdayız.
Gündem ise Kent Konseyi Engelliler meclisinin kurulması…
Misafirlerimiz ise Bolu da bulunan Engelli Dernekleri.
Kapı tıklıyor; gelen Belediye Başkanımız Sayın Alaaddin Yılmaz.
Dinliyor…
***
Sonra o konuşuyor, biz dinliyoruz:
Büyük bir Engelli Merkezi kurmak için çalışıyoruz, öyle bir merkez olsun ki tam donanımlı olsun.
Sağlık birimi, spor bölümü, kültür, sanat birimi olsun.
Eğitim öğretim birimi olsun.
Bir engelli için kendisini rahat ettirebilecek her türlü konfor bulunsun, senenin 365 günü çocukları ile beraber olan ailelerin gözleri arka da kalmadan teslim edebilecekleri her türlü konfor bulunsun.
Projemiz var uygulamaya geçirmek için yer arayışı içersindeyiz.
***
‘Yastığa başımıza koyduğumuzda düşünüyoruz; yarınlarda çocuklarımız bizsiz kaldıklarında ne yaparlar? Diye.
İşte kara kara düşündüğümüz bu gecelere ortak oluyorsunuz. Sağ olun Başkanım.'
Konuşan Şeyda Alp, kendisi de engelli, ama aynı zamanda bir engelli annesi.
Köroğlu Engelsiz Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı…
***
O anki duygu dalgalanmasının beraberinde getirdiği ses tonu ile ben de konuştum.
Başkanım;
Dünya kadar malımız olsa, yatımız, katımız olsa ne yazar.
Hepsi hava!
Ama
Hiç biri bu annenin, bu engellinin duası kadar değerli değil.
***
Bu konuşmanın üzerinden 15 gün geçti, Belediye Teftiş Kurulu Müdürü kıymetli Hocam Muhittin Özçelik ile beraber Belediye Başkan Yardımcımız Sayın İhsan Ağcan'ın odasındayız.
‘Belediye Başkanımız Sayın Alaadin Yılmaz'ın üzerinde hassasiyetle durduğu Engelli Merkezi için çalışmalarımız var Muharrem Hocam.' Dedi, İhsan Bey.
Ekledi.
Engelliler Merkezi için yerimiz belli.
Neresi?
Seyit Mahallesi…
Arkasından bir telefon trafiği,
Önce Milli Eğitim Müdürlüğü, ardından Sağlık Müdürlüğü, Aile ve Sosyal politika il Müdürlüğüne…
‘Yarın (09.12.2016 ) saat 9.00 da sizler ile Engelli Merkezi hakkında toplantı yapmak istiyoruz.'
Yapıldı mı?
Yapıldı!
Nerden biliyorum.
Kent Konseyi üyesiz ya, verilen her söze maydanoz olup takip ediyoruz.
***
Ve
14.12.2016
Bolu Belediye Başkanı Sayın Alaaddin Yılmaz'ın açıklaması basında şöyle yer buldu.
‘Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Seyit Mahallesi'nde 58 bin metrekarelik bir arazide Türkiye'de örneği bulunmayan bir engelli kampusu inşa edeceklerini söyledi. Seyit Mahallesi merasında yapılacak olan Engelli kampusunun Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ortak hayata geçirileceğini dile getiren Yılmaz, engelli bir vatandaşın okumadan barınmaya, sosyal hayattan spora kadar pek çok ihtiyacına cevap verebileceği bir yerleşke inşa edeceklerini açıkladı.
Aileler gerekirse 15 günlüğüne engelli çocuğunu gözü arkasında kalmadan buraya bırakabilecek” Dedi.
Ne demişti Köroğlu Engelsiz Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Şeyma Alp;
‘Yastığa başımıza koyduğumuzda düşünüyoruz; yarınlarda çocuklarımız bizsiz kaldıklarında ne yaparlar? Diye.
İşte kara kara düşündüğümüz bu gecelere ortak oluyorsunuz. Sağ olun Başkanım.'
Fazla söze gerek var mı?
15.12.2016
Muharrem Demirel
.