Başlığı okuyan erkeklerin birçoğunun “Ama” diyerek 2014 yılında kaybettiğimiz Murat Gögebakan’ı hatırlatacaklarının farkındayım. Gögebakan da verdiği son röportajda, “Kanseri yendim ama ihanete yenildim” demişti. Doğrudur. Sevgiye, desteğe en çok ihtiyaç duyulan zamanda o kişiyi terk etmek neresinden bakarsanız bakın “acımasızlık.” Ve bunun da cinsiyeti olmaz ama katıldığım hasta hakları toplantısında açıklanan bir araştırma “Bir dakika!” dememe sebep oldu.
KADINLAR ÇOĞUNLUKLA KALMAYI TERCİH EDİYOR
İngiltere merkezli bu araştırmaya göre kanser gibi “ölümcül” olabilecek bir hastalığa yakalanan kadınların eş- sevgili ya da partnerleri tarafından terk edilme oranı yüzde 57 iken, bu oran kadınlar da yüzde 24. Yani erkekler benzer bir hastalığa yakalandığında kadınlar çoğunlukla kalmayı seçiyor. Yani doktor, “Kansersin” dediği an duran hayat, yeniden akmaya başladığında eskisi gibi olmuyor kadınlar için. Ölüm, yalnızlık korkusu, uzun ve meşakkatli olabilecek bir iyileşme dönemi, değişen dış görünüm gibi etkenler iki cinsin davranışları arasından belirgin farklar yaratabiliyor. Ben, tedavi sürecimde eşim tarafından sarıp sarmalandığım için “erkekler terk ediyor” söyleminin şehir efsanesi olabileceğini düşünmüştüm. Meğer, sadece şanslıymışım. Bu süreçte tanıştığım birçok kadından da terk edildiklerine dair geri dönüşler alınca, onlardan birinin hikayesine kulak verin istedim.
TEDAVİM DEVAM EDERKEN BENİ ALDATTI
Çiğdem K. meme CA hastası ve Genç Birikim Derneği hasta hakları savunucusu. Araştırma açıklanırken beraberdik. Hayli duygusallaştı. Sonradan öğrendim; o, 10 yıl sürecek kanser tedavisi ve çocuğu bu durumdan etkilenmesin diye uğraşırken, 12 yıldır beraber olduğu kocası onu aldatmış: “Bekârım diyerek kandırdığı bir kadın önce ailemi sonra beni aradı da öyle öğrendik ihanetini. O sırada tedavim devam ediyordu.” Sonrasını şöyle anlatıyor: “Acaba hata bende mi?’ diye düşündüm, ‘Keşke hiç hastalanmasaydım’ dedim. Çok üzüldüm ama sonradan anladım ki onun ahlaksızlığı neden benim suçum olsun? Hasta olmayı da ben seçmedim. Bir ömrü paylaşma niyetiyle yola çıktığınız kişinin hastalık bahanesi ile elini bırakması... Tarifi yok! Zordu. Hâlâ da zor. Ama şunu da fark ettim ‘Ben, bana yeterim ve ben de herkes kadar önemliyim.’ Bundan sonra beni kimse hayal kırıklığına uğratamaz kolay kolay. Boşanma davamız yeni başladı. Bakalım, hayırlısı.”