İŞ GÜVENLİĞİ VE UMUT

Abone Ol

İş güvenliği; bir işyeri sınırları içinde çalışan ve çalışmayan herkesin can ve mal güvenliğinin sağlanması anlamına gelir. Bir işyeri sınırları içinde meydana gelebilecek yaralanmalı veya ölümlü her türlü iş kazasından oradaki işyeri sorumlu tutulur. Bu işyerindeki kazanın sebebi araştırılır. Ülkemizdeki iş kazalarının çoğu yüksekte güvenli çalışma ortamlarının olmamasından veya gerekli özenin, dikkatin gösterilmemesinden kaynaklanmaktadır. Yüksekte güvenli çalışmak nedir? Çatılarda, vinçlerde, asansör gibi yerlerde gerekli iş güvenliği tedbirlerini alarak, talimatlara uyarak çalışmak demektir. Çatılarda çalışanların kemer ve ip kullanarak kendini güvenliğe alması gerekir. Herkesin yüksekte çalışması da mümkün değildir. Tansiyon, baş dönmesi, yükseklik korkusu gibi problemleri olanların yüksekte çalışmasına izin verilmemelidir. Bundan yaklaşık 5-6 yıl önce İstanbul'da büyük bir gökdelen inşaatında işçilerin kullandıkları asansörün düşmesi sonucu birçok işçinin hayatını kaybettiğini hatırlıyorum. Bu inşaattaki kaza ile ilgili adli süreç ve araştırmalar yapıldı. Bu tip asansör kazalarının önüne ancak iş güvenliği talimatlarının tam uygulanması ile geçilir.

Geçtiğimiz hafta Adana'da bir fabrikada bir vincin sepetine taşıyabileceğinden fazla işçinin bindirilmesi sonucu beş vatandaşımız hayatını kaybetti. Şanlıurfa'dan mevsimlik çalışmak için Adana'ya gelen işçilerinin çoğunun akraba ve aynı köyden olması bu acıyı daha da derinleştirdi. Bu kazanın önüne muhakkak geçilebilirdi. Oradaki vinç opertörünün veya işletmenin gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimi olsa, buna uygun davransa, biraz daha duyarlı davranabilse bu kaza olmazdı. İnşaat sektörünün istihdam artışı için çok önemli olduğunu ve istihdamı arttırıcı sektörlerin başında geldiğini hem uzmanlar söylüyor hem de televizyondaki reklam ve yayınlardan görüyoruz. İnşaat sektörünün can ve kan damarı çalışan işçilerdir. Eğer onlar için gerekli iş güvenliğini sağlayamazsak, onlara bu bilinci veremezsek daha bir çok acı kaza ile karşılaşabiliriz. Yaşanan kazalardan ders almak ve bir daha gerçekleşmemesi için önlemleri almak gerekir. Yaşanabilecek kazaların yaşanmadan görülmesi, fark edilmesi, uyarıların yapılması da bir o kadar önemlidir.

İş güvenliği bilincinin oluşturulması devletin görevli organlarının yapacağı denetimlerle daha etkin hale getirilebilir inancındayım. İnşaatların, fabrikaların, madenlerin kısaca iş sağlığı ve güvenliği riskinin yüksek olduğu yerlerdeki etkin denetimler önemli gelişmelere neden olacaktır. Aynı zamanda hem çalışanlara hem de işverene bu bilinç acı tecrübeler yaşanmadan aşılanmalıdır. Çalışanlara iş güvenliği eğitimi verilebilir fakat bu eğitimin uygulanması ve iş hayatında sürdürülebilir hale gelmesi gerekir. İşveren ve işçi çalışan güvenliği konusunda birbirini uyarmalı, uyarılan da bunun kendi can ve mal güvenliği için olduğu bilincine varmalıdır. Verilen iş güvenliği eğitimlerinin davranışa dönüşmesi ve alışkanlık haline gelmesi ise iş ve işçi güvenliğinin sürdürülebilir olmasının anahtarıdır. İş güvenliğ konusunda birbirimizi uyarmaktan çekinmeyelim. Kaza risklerinin küçük veya büyük olması önemli değil, önemli olan beraber çalıştığın kişinin hayatına ve ailesine önem verdiğindir.

Gazetelerin ve televizyonların yaptığı çağrı ile Bolu'da ilik nakli bekleyen Güler bebek için Kızılay otobüsü valilik önünde bağışçılardan üç tüp kan bağışı alıp gerekli incelemeleri yapıyor. Otobüs geçen hafta cuma, cumartesi ve pazar günü görevdeydi. Bu haftada da Pazartesi, çarşamba ve perşembe günü saat 14:00 ila akşam 20:30 arasında görevde olacak. Diğer günler ilçelerde faaliyette olacak. Bütün vatandaşlarımızdan üç yaşındaki bir çocuğa ve ailesine umut olmalarını istiyorum. Ayrıca yapacağınız bağış sadece Güler bebek için değil ilik nakli için ekleyen birçok hasta içinde umut ışığı olacaktır.

Sevgi ve saygılarımla,