Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ürdün’de düzenlenen Beşli Güvenlik Zirvesi sonrasında Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ve Lübnan Dışişleri Bakanı Yusuf Recci ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Bolu'da bugün vefat edenler- 10 Mart Pazartesi Bolu'da bugün vefat edenler- 10 Mart Pazartesi

Fidan, terörle mücadele, uyuşturucu ve silah kaçakçılığına karşı alınacak önlemler, Suriye’nin istikrarı ve bölgesel güvenlik meseleleri üzerine yoğunlaştıklarını belirterek, “Bölgemizin kronikleşmiş sorunlarına çözüm arayışındayız. Suriye’ye komşu dört ülke olarak, Suriye’nin de dahil olduğu bu beşli formatta uzun süredir görüşmeler yürütüyorduk. Bölgemizdeki sorunların küresel aktörlerin müdahalesine açık hale gelmemesi için kendi inisiyatifimizi ortaya koymalıyız. Aksi halde dış müdahaleler sorunları çözmek yerine daha da derinleştiriyor” dedi.

"TÜM KARDEŞLERİMİZİN PROVOKASYONLARDAN UZAK DURMASI ÖNEMLİ"

Suriye’deki siyasi ve güvenlik dinamiklerine dair değerlendirmelerde bulunan Fidan, ülkenin istikrarı için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını vurguladı. Son günlerde Suriye hükümetine yönelik çeşitli provokasyonların devreye sokulduğuna dikkat çeken Fidan, "Suriye'de yaşayan tüm kesimlerin – Alevi, Hristiyan, Dürzi, Nusayri – bu tür provokasyonlara kapılmaması büyük önem taşıyor. Bölge ülkeleri olarak istikrarı bozucu hiçbir girişimi desteklemiyoruz. Sivil halkın can ve mal güvenliği ile kültürel haklarının korunması bizim için önceliklidir” ifadelerini kullandı.

DEAŞ'A KARŞI ORTAK OPERASYON MEKANİZMASI

Zirvede alınan en somut kararlardan birinin, DEAŞ’a karşı ortak operasyon ve istihbarat mekanizmasının oluşturulması olduğunu açıklayan Fidan, "Beş ülke olarak DEAŞ tehdidine karşı ortak mücadele yürütmek adına detaylı bir plan üzerinde çalışıyoruz. Güvenlik birimlerimiz, operasyonel çerçeveyi belirlemek için çalışmalarına başladı" dedi.

İSRAİL VE YPG/PKK'YA KARŞI ORTAK TAVIR

İsrail’in bölgedeki yayılmacı politikalarına karşı ortak bir duruş sergileme konusunda mutabık kalındığını belirten Fidan, bu konunun zirve sonunda yayımlanacak bildirgede de yer alacağını söyledi.

Ayrıca, PKK’nın Irak, Suriye ve Türkiye için ortak bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Fidan, "Bölgemizde silahlı terör faaliyetlerinin sona ermesi için kararlılıkla mücadele edeceğiz. PKK’nın tamamen ortadan kaldırılması, güvenliğin sağlanması için çalışmalarımız sürecek" dedi.

Son olarak, bir sonraki Beşli Güvenlik Zirvesi’ne Türkiye’nin ev sahipliği yapacağını duyuran Fidan, "DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin yeniden güç kazanmaması için beş ülke olarak iş birliğimizi daha da ileriye taşıyacağız" ifadelerini kullandı.

"BAŞLANGIÇ OLARAK MÜŞTEREK BİR HAREKAT MERKEZİ KURULACAK"

Basın toplantısında bölge ülkelerinin DEAŞ'a karşı atacakları adımlara ilişkin soru üzerine Fidan, şunları söyledi:

Özellikle DEAŞ'la mücadele konusunda bölge ülkeleri olarak tam bir kararlılığımız var. Biliyorsunuz, bu terör tehdidinin ortadan kaldırılması için her türlü imkan ve kabiliyetin kullanılması konusunda güçlü bir irade ortaya koymuştu. Türkiye olarak uzun zamandır DEAŞ'a karşı mücadelemizi büyük bir kararlılıkla sürdürmekteyiz. Fakat DEAŞ, bir ülkeye değil birçok ülkeye aynı anda zarar verdiği için, orada faaliyet gösterdiği için, tek bir ülkenin tek başına mücadele ortaya koyması, tehdidi kendisinden uzaklaştırsa da bertaraf etmiyor. Dolayısıyla bölge ülkelerinin bir araya gelerek güçlü bir platform kurması önemliydi. Şimdi bu platformu kurmada ilk adımı atmış olduk. İnşallah bundan sonra bugün iradelerimizi pekiştirdik, somut adımların atıldığını göreceksiniz. Bunun başlangıcı olarak da müşterek bir harekat merkezinin kurulması var.

"PROVOKASYONLARA KARŞI UYANIK OLMALIYIZ"

Suriye'de son günlerde yaşanan olaylara ilişkin Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Suriye'de yeni kurulan hükümetin aslında hem azınlıklara hem diğer mezheplere yönelik ortaya koyduğu mutedil tavır, uzlaşmacı tavır, bölgede provokasyon bekleyen, karışıklık bekleyen birçok bölge ve bölge dışı aktörün aslında hevesini kursağında bıraktı. Hal böyle olunca provokasyonu kendileri ortaya çıkarma yolunda birtakım adımlar attılar. Bunun neticesinde ortaya çıkan olaylarda şu anda bir yatışma olduğunu görüyoruz. Suriyeli meslektaşlarımızla da konuşuyoruz. Yani bu türden provokasyonlara karşı tabii ki uyanık olmak gerekiyor. Ama uluslararası platformlarda ortaya konulan bazı propagandaların tabii negatif tesiri olduğunu da görmemezlikten gelemeyiz. Burada bu provokasyonların da önünü kesmek gerekiyor.

"DEAŞ ARAPLARI, PKK DA KÜRTLERİ TEMSİL ETMİYOR"

Türkiye ve Arap ülkelerinin terör örgütü PKK'ya yaklaşımına ilişkin soru üzerine Bakan Fidan, şu ifadeleri kullandı:

Nasıl ki DEAŞ Arapları temsil etmiyorsa, PKK da Kürtleri temsil etmiyor. Bu ayrımı çok net bir şekilde yapmamız lazım. Bu birincisi. İkincisi, PKK şu anda Türkiye'de bir metrekare bile toprak kontrol etmiyor, işgal edemiyor. Ama buna mukabil, Suriye'nin üçte birini işgal etmiş durumda. Enerji kaynaklarının başına oturmuş durumda. Irak'ta, Irak Kürdistan'ında 700 köyü işgal etmiş durumda, Sincar'ı işgal etmiş durumda, bazı başka yerleri işgal etmiş durumda. Günün sonunda bu sorun, altını çizmek istediğim husus; sadece benim sorunum, sadece Türkiye'nin sorunu değil. Irak'ın da, Suriye'nin de, hatta İran'da silahlı gruplar var, onların da sorunu. Yani bu bölgesel bir sorun. DEAŞ'ı hangi metodoloji ile hangi anlayışla, nasıl üstüne giderek söylüyorsak, PKK'nın da aynı şekilde yapılması lazım. Biz kendimize bakan kısmını çözdük. Ama Suriye'deki PKK ile mücadeleyi kim yapacak, Irak'taki PKK ile mücadeleyi kim yapacak? Yani Irak'ta silahlı gruplar ortalıkta dolaşırken kim finans getirecek, kim yatırım getirecek? Yani meşru hükümet kuvvetlerini biz ayağa kaldırmaya çalışıyoruz, diğer taraftan bakıyorsunuz Sincar'da başka bir PKK grubu, Irak sınırında, Türkiye sınırında başka bir PKK grubu. Ve bunlar Iraklı ve Suriyeli kardeşlerim burada, onların kendi konuları, bu konuları da tabii ki onlarla biz yakın bir iş birliği içerisinde götürüyoruz, nasıl DEAŞ'ı yapıyorsak.

FUAD HÜSEYİN: "DEAŞ'A KARŞI İŞ BİRLİĞİ BİR GEREKLİLİK"

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ise, DEAŞ'a karşı mücadele için bilgi alışverişinde bulunduklarını ve bu nedenle görüşmelere istihbarat şefleri ve savunma bakanlarının da iştirak ettiğini ifade etti. Hüseyin, "DEAŞ'ın alanı var, gücü var, silahları var. Dolayısıyla DEAŞ'a karşı iş birliği bir gereklilik. Sadece Suriye'nin tek başına yapacağı bir şey değil. Bölgesel olarak ele alınması, uluslararası yardımların da gerektiği bir konu" dedi.

ŞEYBANİ: "SURİYE HÜKÜMETİ, TOPLUMSAL BARIŞIN GARANTİSİDİR"

Suriye'deki Alevilerin endişelenmemeleri için onlara yönelik nasıl bir açıklama yapılabileceğine ilişkin soru üzerine Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, "Bir şeyin unutulmaması gerekiyor, Suriye halkını öldüren Esad rejimiydi. Suriye halkını öldürdü ve 15 milyon mültecinin yerinden edilmesine sebep oldu ve 150 bin kişinin kaybolmasına sebep oldu. Biz, Suriye'deki tabloyu doğru şekilde okuyacaksak, Suriye'deki yeni yönetimin ilk günden itibaren hoşgörü politikası vardı ve hoşgörülü oldu. Toplumsal barışın sağlanması için adımlar atıldı. Suriye hükümeti, toplumsal barışın garantisidir ve hala bu duruşunu sürdürmektedir. Az önce çıkan karar gayet nettir ki Esad rejimi kalıntılarına asla müsamahakar olunmayacağını, iç istikrarı tehdit eden herhangi bir tehdide karşı müsamahakar olunmayacağını açık bir şekilde göstermektedir. Devletin organları vardır, güvenlik güçleri vardır, istikrarı onlar sağlayacaktır ve hiç kimse bu rolü kendi üstüne alıp, kendince asayişi sağlamaya çalışamaz. Biz tüm Suriye halkının garantisiyiz" dedi.

SAFADİ: "DEAŞ KENDİNİ YENİDEN ORGANİZE ETMEYE ÇALIŞIYOR"

Türkiye ve Arap ülkelerinin terör örgütü PKK'ya yaklaşımına ilişkin soru üzerine Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, "Terör meselesi ve bölgesel iş birliği hepimizin vurguladığı bir husus. Çıkacak sonuç bildirgesinde de ifade edileceği üzere terörün her şekli kınanacaktır. Türkiye'nin güvenine ya da bu ülkelerden herhangi birine karşı oluşturulan tehdit, hepimize karşı bir tehdittir. Çünkü bölge istikrarını tamamen hedef alan bir tehdit olacaktır. Dolayısıyla Türkiye'nin bakışı ve bizim bakışımız arasında bizler terör olarak nitelendiğimiz her şeye karşı olmakta kararlıyız. Terör deyince hepimiz birbirimizi anlıyoruz. Gerek DEAŞ ile ilgili olsun, gerek başkasıyla" dedi.

Safadi, "DEAŞ şu anda kendini yeniden organize etmeye çalışıyor. Suriye'nin şu anki geçici durumundan nemalanmaya çalışıyor. Yeni silahlar elde etti ve yeniden genişlemeye çalışıyor ve bu hepimiz için bir tehlike. Dolayısıyla bugünkü toplantımız DEAŞ terörüne karşı güvenlik anlamında ve askeri anlamda da, fikri anlamda da mücadelemizi sürdüreceğimiz anlamına geliyor" dedi.

Bölge ülkeleri olarak İsrail'in Suriye'deki genişlemeci ve istikrarsızlaştırıcı eylemlerine de karşı olduklarını vurgulayan Safadi, böyle eylemlerin radikalleşmeye katkı sağladığına dikkat çekti.

Kaynak: İHA