Genel

GENÇLERİN GELECEĞİ

Şükrü Karataş'ın Kaleminden, GENÇLERİN GELECEĞİ...

Abone Ol

Hollanda'dan gelen aile dostumla birlikte Bolu Atatürk Orman Parkı'nda yürürken ülke meselelerini konuşuyorduk. Ülke meselelerinde muhtarların, öğretmenlerin ve imamların rollerinin çok büyük olduğunu, bu kişilerin idealist çalışmalar yaparak toplumu iyi bir şekilde yönlendirmeleri gerektiğini vurguluyorduk.  Siyasilerin ortak ülke meselelerini birbirleriyle itişip kalkışmadan çözmeleri üzerinde konuşurken, Hollanda ile ülkemizi kıyaslıyorduk.

Özellikle öğretmenlerin genç nesiller üzerindeki etkisinin tartışılmaz olduğunu ifade ediyorduk.

Tam da bu sırada, bir kız çocuğu bizden sigara istedi. Bu beklenmedik olay, bizi toplumun gençler üzerindeki sorumluluklarına bir kez daha dikkat çekmeye sevk etti. Sigara alışkanlığı gibi tehlikeli bir durum, gençleri nasıl kötü etkilere sürükleyebilir? Konu derinleştikçe, bu olaydan çıkarılacak dersler üzerinde durduk.

Genç bir kızın bizden sigara istemesiyle başlayan bir sohbet, aslında toplumumuzda gençlerin karşı karşıya olduğu büyük bir sorunu ortaya koydu: Sigara ve beraberinde gelen tehlikeleri birlikte konuştuk.

Genç kızla kısa bir konuşmanın ardından, arkadaşlarının yanına da giderek sigara içmenin zararlarından ve bunun onları nasıl tehlikeli durumlarla karşı karşıya bırakabileceğinden bahsettik. Sigara, sadece sağlığı olumsuz etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda yanlış kişilerle kurulan ilişkilerin de kapısını aralayabiliyor. Peki, gençlerin bu tuzağa düşmemesi için ne yapmalıyız?

Bir çocuğun kişiliği, alışkanlıkları ve hayata bakışı büyük ölçüde ailede şekillenir. Yılda toplam 8.760 saatin yaklaşık 4.000 saati uykuya giderken, okullar standart olarak çocukların 1.000 saatini alır. Geriye kalan 3.000 saat aileye aittir ve bu süre çocukların değer yargılarını, alışkanlıklarını, davranış biçimlerini öğrenmelerinde kritik rol oynar. Bu nedenle, çocukların sigara gibi zararlı alışkanlıklardan korunması ve sağlıklı bireyler olarak yetişmesi öncelikle ailelerin sorumluluğundadır.

Ebeveynler, çocuklarına örnek olarak, onlarla doğru iletişim kurarak ve onlara sigaranın zararlarını anlatarak bu alışkanlıkların oluşumunu önleyebilirler. Aile içi diyalog, çocukların hangi arkadaş çevrelerinde bulundukları, nasıl zaman geçirdikleri ve neleri önemsedikleri konusunda ebeveynlerin bilgi sahibi olmasını sağlar. Çocuklarını bilinçli bir şekilde yetiştiren aileler, onların kötü alışkanlıklardan uzak kalmalarını büyük oranda sağlayabilir.

Sigara içmenin fiziksel zararları, genç yaşlarda belki yeterince ciddiye alınmıyor. Ancak, sağlık sorunlarının yanı sıra sigaranın, özellikle gençleri kötü yollara sürükleyebilecek bir araç olduğunu göz ardı edemeyiz. Gençler, sigara içen gruplara katıldıkça kendilerini daha büyük risklerin içinde bulabilirler. Uyuşturucu kullanımına geçiş, yanlış arkadaş çevreleri ve hayatlarını mahvedebilecek kararlara zemin hazırlayabilir.

Sigaranın bir diğer boyutu ise maliyetidir. Sigara fiyatlarının yüksek olması, gençlerin sigara paralarını nasıl karşıladıklarını da sorgulamamıza neden oluyor. Eğer bu parayı anne ve babalarından alarak harcıyorlarsa, hem ebeveynlerinin emeklerine saygısızlık etmiş oluyorlar, hem de sorumsuz bir harcama alışkanlığı geliştiriyorlar. Ancak bir başka daha büyük tehlike var: Başkalarından sigara istemek.

Bir genç, sigarayı bir başkasından istediğinde kendini daha tehlikeli bir duruma sokabilir. Çünkü sigara temin ettiği kişi, kötü niyetli olabilir ya da bu alışkanlığı istismar edebilir. Gençlerin bu şekilde başkalarından sigara istemesi, onları sadece kötü alışkanlıklara değil, aynı zamanda kötü niyetli insanlara da yakınlaştırır.

Aileler çocuklarının ilk rehberleridir, ancak okul dönemi başladığında öğretmenler bu sürece dahil olur ve çocukların gelişiminde önemli bir yere sahip olur. Okullarda çocukların hem eğitimi hem de karakter gelişimi üzerinde etkili olan öğretmenler, zararlı alışkanlıkların önlenmesi konusunda ailelere destek olmalıdır.

Öğretmenler, sadece ders anlatan bireyler değil, aynı zamanda öğrencilerin yaşamlarını şekillendiren rehberlerdir. Onlara iyi alışkanlıklar kazandırmak, kötü alışkanlıklardan uzak durmalarını sağlamak öğretmenlerin öncelikli görevlerinden biri olmalı. Eğitimciler, öğrencilerinin sadece akademik başarılarıyla değil, aynı zamanda topluma faydalı bireyler olmalarıyla da ilgilenmelidir.

Bir toplumun geleceği, genç nesillerin eğitimiyle doğrudan bağlantılıdır. Bedenen ve ruhen güçlü bireyler yetiştirmek, sadece okul eğitimiyle değil, aynı zamanda hayatla ilgili bilgilendirmelerle de mümkündür. Gençlere, sağlıklı ve bilinçli bireyler olmanın önemini öğretmek, onların daha iyi bir geleceğe adım atmaları için ilk adımdır.

24 Eylül 2024

Şükrü Karataş