Şantiye çalışanı işçiler birbirine girdi Şantiye çalışanı işçiler birbirine girdi

Olay, 25 Haziran tarihinde İnebolu-Kastamonu karayolu Halife köyü mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, akşam saatlerinde bir yakınlarının nişan merasimine katılan 38 yaşındaki S.E. idaresindeki 37 LF 311 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde aynı istikamette seyir halinde olan K.B. yönetimindeki araca arkadan çarparak şarampole yuvarlandı. Yaşanan kazada sürücü S.E. ile araçta bulunan O.B. (34) ve S.K. (34) yaralandı. Kazada aracın LPG tankının olduğu yerde sıkışan 31 yaşındaki Büşra Topcu ise olay yerinde hayatını kaybetti.

Hakim karşısına çıktı
Yaşanan feci kazanın ardından 2.72 promil alkollü olduğu tespit edilen otomobilin sürücüsü S.E., adli makamlarca tutuklandı. Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde S.E. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan dava açıldı. İlk kez hakim karşısına çıkan S.E., kendisini savunarak kazada bir kusurunun olmadığını söyledi.

"6 aydır cezaevinde yatıyoruz, işten de olduk"
Olay günü, araçtakilerle birlikte Devrekani ilçesindeki bir arkadaşlarının kına merasimine katıldıklarını söyleyen S.E., “Orçun’un arkadaşının kınası vardı, onu bekledik. Ardından alkol aldık, Orçun alkollü olduğu için direksiyona ben geçtim. Çok alkollüydü. Ben kendimi iyi hissettiğim için ben geçtim. Oyrak mevkiini geçtikten sonra önüme beyaz bir araba geldi, sadece onu gördüm. Ona vurmamak için onları da kendimi de riske atmamak için sol yaptım ve ondan sonra kaza gerçekleşti. Kazada bir kusurum yok. 6 aydır cezaevinde yatıyoruz, işten de olduk, eşten de olduk. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.

“Beni hızlıca geçen aracın süratli olduğunu değerlendiriyorum”
Kazaya karışan diğer araçta bulunan K.B. ise tanık olarak verdiği ifadede, “Geldiğimiz yolu sürekli kullandığım ve yabani hayvanların yola çıkması ihtimalini bildiğim için 100 kilometre hızdan daha aşağı bir sürat ile kendi şeridimde seyrediyordum. Bu sırada arkadan aracıma çarpma sesi geldi. Bu sesin hemen sonrasında solumuzdan araç devam ederek orta refüje doğru yöneldi. Daha sonra orta refüje çıkmadan aracın direksiyonunun sağa kırılması sebebiyle bu sefer bize vuran bu aracın yönü İnebolu istikametine yöneldi. Daha sonra hatırladığım kadarıyla 4 ya da 5 takla attı. Eğer benim aracımın hızı çok fazla olsaydı, bizi yoldan çıkarması kuvvetle muhtemeldi. Dolayısıyla benim şerit ihlali yaptığım iddiası söz konusu değildir. Ben hızımın düşük olması sayesinde aracımı kontrollü bir şekilde durdurdum. Araçtan indim. Kaza yapan diğer aracın yanına gittiğimde olayın şoku ile herhangi bir şey yapamadım. Sadece yanımızda bulunan arkadaşıma 112’yi ara şeklinde söylemde bulundum. Diğer aracın hızı hakkında net bir şey söyleyemem ancak benim kullandığım aracı çok hızlı bir şekilde geçti, daha sonra ileriden geri bana doğru yöneldi. Benim aracımın hızı yaklaşık 90 kilometre civarındayken güvenli bir şekilde çarpmadan durdum. Bu nedenle aracın hızının çok yüksek olduğunu değerlendiriyorum. Araçtan çıkmış olduğunu gördüğüm bir bayan şahsın, sanığa yönelik olarak kusması gerektiği yönünde telkinde bulunduğunu duydum. Kolluk güçleri olay yerine geldiğinde tanık olduğum bu ifade nedeniyle şoförün alkollü olabileceğini bildirdim. Ayrıca şoför olan şahsın kusmaya çalıştığını bizzat kendim gördüm” dedi.
Sanık ve tanıklar ile avukatları dinleyen mahkeme heyeti, S.E.’nin tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

“Davanın sonuna kadar arkasındayım, gereken cezayı alarak adalet yerini bulacaktır”
Görülen davanın ardından konuşan Büşra Topcu’nun babası Hakkı Topcu, kızının ölümüne sebep olan sürücünün en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyerek, “25 Haziran tarihinde kızım Büşra ile diğer üç kişi, Devrekani’ye kına merasimine gidiyorlar. Kızım hariç diğerleri alkol alıyor. Aracın asıl mesuliyeti bulunan O.B., direksiyonu geçmeyerek arkadaşı S.E.'ye devrediyor. Devrekani’den Kastamonu’ya gelirken aşırı sürat yapmışlar. Alkol de var. Önünde giden başka bir araca hafif çarpıp aracı geçtikten sonra şarampolde 5-6 takla atıyorlar. S.K. ile S.E. araçta sıkışıyorlar, O.B. araçtan fırlıyor. Kızım Büşra da araçta sıkışıyor. Aracın tüp tankının olduğu yerde sıkışıyor. Diğer aracın sürücüsü K.B. durup, bunları araçtan çıkarıyorlar. Araçtan çıkan S.K., aracın sürücüsü S.E.’ye kusmasını söylüyor. S.E.’de kusuyor, alkol muayenesinde daha düşük çıksın diye böyle bir şey yapıyor. O haldeyken bile 2.72 promil alkol çıkıyor. Ambulans geliyor, yaralıları hastaneye götürüyorlar. Kazada benim kızım vefat etti. Bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağım, bu olayla ilgili sorumluların ceza almalarını istiyorum. İnşallah hak yerini bulacaktır. Ama burada S.K. ile O.B.’nin de en az S.E. kadar suçlu olduklarını düşünüyorum. Kızım öldü, Allah rahmet eylesin, ölen ile ölünmüyor ama suçluların gerekli cezayı alacaklarına inanıyorum. Yargıya da güvenim sonsuz, adalet yerini bulacaktır” diye konuştu.