"Ferhunde Kalfa'yı" Sahneleyen GENÇAY, Seyirciyi Kendisine Hayran Bıraktı

Abone Ol

Halit Ziya UŞAKLIGİL’in unutulmaz eseri “Ferhunde Kalfa’yı” unutulmaz, muhteşem performansla sahneleyen Bahar İrem GENÇAY’ın oyunculuğu, tiyatro sevenlere yine unutulmaz bir akşam yaşattı.

Yönetmen Onur YAMAK’ın uyarlayıp yönettiği, Bahar İrem GENÇAY’ın sahnelediği, aynı anda 5 karakteri müthiş performansıyla sahneye taşıdığı, yoğun istek üzerine defalarca sahnelenen “Ferhunde Kalfa” adlı tek perde, tek kişilik tiyatro oyunu, sanatseverlerden çok büyük hayranlık, beğeni ve alkış aldı.

Seyircinin büyük beğenisini kazanan ve izleyenlerden 5 üzerinden 4,9 puan alan, çok güzel yorumlarla onurlandırılan, tek perdelik oyun “Ferhunde Kalfa” 04 Ekim 2024 Cuma akşamı saat: 20.00’de Necip Fazıl Kültür Merkezinde sahnelendi.

Bolu Bölge Tiyatrosu’nun oyunu “Ferhunde Kalfa”, Seslendirme: Ayşe ATILGAN- Lütfiye ÖZKAN-Şafak NAMDAR, 1. Asistan: Zeynep GÜNGÜL, 2. Asistan: İrem TERZİ, Işık Ses: Burak ERBENZER- Meriç ÇAYLAK, Afiş Tasarım: Nurdan ÇAYLAK tarafından sağlanıyor.

Halit Ziya UŞAKLIGİL’in ölümsüz eseri “Ferhunde Kalfa”; küçük yaşta halayık olarak konağa verilmiş, evin küçük hanımı Hasna ile büyümüş, onun hayalleriyle mutlu olup, kendi olması unutturulmuş biri. “Hasna evlensin, sıra ona gelecek. Hasna çocuk edinsin, sıra ona, Hasna’nın çocuğu büyüsün, o da evlenecek,” diye bekletilen- bekleyen, evlenmesi, yuva kurması, kurtuluşu bulması, özgür olması için önündeki engellerin bitmediği, engellerin bitmesini bekleyen, saçlarına aklar düşen Ferhunde.

 “Ferhunde Kalfa’yı” izlemeye gelen Bolu Belediye Başkanı Tanju ÖZCAN’ın Eşi Meral ÖZCAN, oyun sonrası yorumunda şu ifadelere yer verdi: “Suç ve Ceza Oyununu da çok beğenmiştim. Bu oyun da muhteşem. Gerçekten izlerken duygudan duyguya geçişler muhteşemdi. Kızımızı tebrik ediyorum. Bolu’dan böyle şeylerin çıkması çok gurur verici, çok mutluluk verici.. Keşke daha fazla destek olabilsek ama bundan sonra daha fazla destek olmak için ne gerekiyorsa yapacağım. Çok mutlu oldum, teşekkür ediyorum emeği geçen herkese.”

 

Yaratıcı Drama Topluluğu Danışmanı, BAİBÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Metin AKYÜZ, oyunla ilgili görüşlerini şu şekilde ifade etti: “Gayet güzel bir oyundu. Zaten bu benim ikinci izleyişim. İlk oyunu izlemiştim, daha da bir derlenmiş toparlanmış. Gayet güzeldi. Türkçe bölümünde de öğrencim olmuştu Bahar. Pandemi dönemiydi ve o zamanlar tiyatro dersimizde oyunumuzu sahneleyememiştik. Orada da 2. başrol oyuncusuydu.  Şimdi de keyifle izliyoruz, çok çok başarılı. Diğer oyunlarda da aynı başarıyı göstermişti.”

Oyuncu Bahar İrem GENÇAY, oyun sonrası bilgi paylaşımında; “Asla tek kişilik bir oyun değil. Çünkü ekibimiz çok güçlü, çok sağlam. Özellikle Onur Hocamız çok emek verdi. O yüzden asla tek kişilik oyun olarak görmüyorum ben Ferhunde’yi.  Gerçekten her alanda emek yüklü bir oyundu. Her alanda ilmek ilmek işledik bu oyunu. Arkadaşlarımın çok büyük emeği ve desteği oldu. Kostümünden, dekoruna, seslendirmesinden, müziğine, ışığına gerçekten çok güzel bir ekip olduk ve güzel bir iş çıkardık ortaya diye düşünüyorum. Yaşlı halimle, anlatıcıyla, beraber toplam 5 karakter oynuyorum. Yani Ferhunde’nin gençliği ve yaşlılığı, Emsal Kalfa, Hasna, Hasna’nın gelini Perver’i canlandırdım.

Kendimde geliştirmem gereken çok şey olduğunu keşfettim aslında bu oyunla beraber. Daha akıcı konuşmaya başladım. Daha dikkatli konuşmaya başladım. Aslında daha düşünerek konuşmaya başladım bu oyunla beraber. Kadınlığın ne kadar zor olduğunu anladım, bir kez daha oyunla beraber. İlk önce kadın olmaktan gurur duydum ve kadın olduğum için birazcıkta üzüldüm aslında kendime. O zamanlarda yaşamış olsaydım, tabi yine böyle zorluklar yaşar mıydım bilmiyorum ama tahmin ederek, onu hayal ederek oynuyorsun. Tabii ki oyunu orada, geçmiş yaşamda yaşayan bir insan canlandırmıyor, yine günümüzde canlandırıyoruz bu oyunu. O yüzden hissetmek gerekiyor. Hayal dünyasına tamamen dalmak gerekiyor. Ama tamamen dalmadan da birazcıkta çıkmak gerekiyor çünkü seyirciyle o zaman bütünlüğümüzü kaybederiz. Yine göz göze, diz dize, his hise güzel bir oyun geçirdiğimizi düşünüyorum. Devamı da gelir umarım. Umarım oyunun daha da yolu uzun olur.”dedi.

Yönetmen Onur YAMAK oyunla ilgili konuşmasında; “Bu oyunun çalışmalarına geçen yılın Kasım ayında başladık ve ikinci dönemin sonunda sahnelemeye başladık. O kadar çok çalıştık ki yani oyunu sahneye taşımak çok zordu. İlk kez böyle bir çalışma oluyordu. Daha önce farklı versiyonlarda ‘Ferhunde kalfa’ seslendirme, radyo tiyatrosu olmuştu ama tiyatro olarak tek kişilik bu şekilde ilk kez oynanıyor. Önce burada, sonra Bursa’da oynadık. Ankara, Kocaeli, Alanya’da İstanbul küçük oda tiyatrosunda, ardından Bolu’da oynadık. Ankara’ya seçildi oyunumuz. Buradan sonra oraya gideceğiz.

Oyuna ilgi ve yorumlar çok iyi. İnanılmaz güzel yorumlar var. Her yerinden yakalamışlar, o saçların farklılıklarını, karakterleri, kostümleri, o geçişleri hepsini yakalamışlar. Bu bizim için çok değerli. An be an olmuş, o kar olmasaydı olmazdı gibi. O ambiyansı yaratmaya çalıştık elimizden geldiğince. Kostümlerin moda tasarımcısı Meriç ve Nurdan.. Meriç müzisyen, udi aynı zamanda beste yapıyor. Eşi Nurdan’da moda tasarımcısı. O tasarladı tamamen parça parça. O kadar uğraştı ki benim kafamdakinden daha yukarıya çıktı. Seslendirme lazımdı, Ayşe ATILGAN Hanım ve öğretmenimiz Lütfiye ÖZKAN Hanım sağ olsunlar, onlar yardımcı oldu. Bolu’da seslendirmeleri de bulmak zor iş. Bütünsel bir şey oldu. Bu benim makale çalışmamdı aslında, öykü dersimde. Ben bunu sahneye taşıyacağım dedim. Bu oyunları çalıştıkça sahnelemeye devam ediyoruz. 15 Ekim’de ‘Suç ve Ceza’ adlı oyunu oynayacağız. 4 Kasım’da da “Bay ve Bayan Makbet” diye bir oyunumuz var, o oyunu sahneleyeceğiz. O da Ankara’da Selda ÖNDÜL’ün oyunu. Çok da keyifli oldu. 21 Kasım- 2 Aralık arasında Ankara’da festival var. Bu oyunumuzla oraya gideceğiz.

 Meral ÖZCAN Hanım’a çok teşekkür ediyorum, tiyatroya destek verdiği için. Umarım bu çoğalarak gider, engelimiz sadece küçük şeyler. Yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bu oyunda devam etsin istiyorum. Bu oyunumuzla Alanya festivaline gittik. Orada da çok beğenildi oyun. Ordudan bir grup geldi çok beğendiler oyunu, güzel yorum ve yazılar yazdılar. Ankara’dan, İstanbul’dan yönetmenler geldi. Bahtiyar ENGİN geldi, Galip ERDAL geldi ve oyunu çok beğendiler. O anlamda da baktığımızda gerçekten bu hikâye tamamen Bahar’ın kendisiyle özdeşmiş durumda. Hikâyenin bir kısmını atmak yerine, hikâyeye ekleyerek gittik. Birden yaşlanıyor ve bitiyor. Ama o hikâye Halit Ziya’nın bize bıraktığı ‘bir sarı saçlarım olsa keşke de bir evlenebilsem. O duvakları takabilsem.’ hikâyesi aslında. Bütün hayali özgürleşmekle eşit olan bir kalfanın hikâyesi, başka kurtuluşu da yok, tek kurtuluşu evlenmek.

Fatma Marmara