Asayiş

Fatih Terim Seçil Erzan davasında ilk kez ifade verdi! 'Bir paramı diğeri itibarımı kullandı'

Galatasaray ve Türkiye Milli Takımı'nın eski teknik direktörlerinden Fatih Terim, banka müdürü Seçil Erzan'ın ismiyle anılan ve İstanbul'da görülen 'yüksek kârlı fon vaadiyle dolandırıcılık davasında' ilk kez ifade verdi.

Abone Ol

Fatih Terim'in Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi'nde müşteki sıfatıyla bugün verdiği ifadesine Milliyet.com.tr ulaştı. Fatih Terim, ifadesinde 13 yıl önce Galatasaray Teknik Direktörü iken kulübün Denizbank ile çalışmaya başladığını söyledi. Anlaşma sonrası şampiyonlar ligi maçı için uçakta olduğu sırada Hakan Ateş ile tanıştığını anlatan Terim, "Bana kendini tanıttı. 'Sizi de bizim bankaya taşıyalım hocam' dedi. İlk tepkim olumsuzdu. Çünkü yıllardır başka bir banka ile çalışıyordum. Hizmet aldığım insanları ve firmaları çok sık değiştirmeyi sevmem, uzun vadeli güven üzerine ilişkiler kurarım" dedi.

Ancak Hakan Ateş'in çok ısrar ederek bankanın sağlayacağı avantajlardan bahsettiğini anlatan Terim, "kulüpteki diğer çalışanların da Denizbank'a geçtiğini anlattı. Bunun üzerine ben de bazı banka hesaplarını Denizbank'a aktardım" dedi.

"BANA ÇOK ÖZEL BİR MÜŞTERİ OLARAK HİSSETTİRDİ"

Sonrasında Hakan Ateş ile arkadaş olduklarını söyleyen Terim, "Ya da en azından ben öyle zannettim. Bana çok özel bir müşteri olarak hissettirdi" dedi. Seçil Erzan ile 2016 yılında tanıştıklarını anlatan Fatih Terim, "Seçil Erzan'ı benim özel bankacım olarak belirleyen, bu şekilde çalıştıran ve bunu takip eden de Denizbank üst yönetimidir. En ufak bankacılık işlemlerimi dahi Seçil Erzan'a söyleyerek yaptırdım" dedi.

"ERZAN'IN GETİRDİĞİ BELGELERI OKUMA İHTİYACI DUYMADAN İMZALADIM"

15 yıldır banka şubesine gitmediğini bankacılar evine ya da Florya tesislerine gelerek evrak imzalandığını anlatan Terim, "Seçil Erzan da imzalamam gereken belgeleri toplu olarak getirirdi. Hiç okuma ihtiyacı duymadan imzaladım" dedi. Denizbank tarafından oluşturulan güven ve bankanın kendisine gösteridi kişi olması sebebiyle Seçil Erzan'a güvendiğini söyleyen Terim, "Seçil Erzan'ın Bana finansal olarak söylediği her tavsiyeyi bankanın görüşü olarak gördüm" dedi.

"FON OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"

Bana hiçbir zaman özel olarak bir fona para yatırılacağı, bu fondan yüksek getiri elde edileceği, Hakan adına ya da Mehmet Aydoğdu adına bir fon olduğu veya benim adımla bir fon kurulacağını söylemedi. Bana söylediği paramın bankanın saklama hesaplarında degerlenecegi, bankadaki bir çok yöneticinin de bundan yaralandığı idi. Ben de bunu sorgulamadım ve benden nakit olarak istediği tutarları gönderdim. Başkalarına yönelik benim adımı kullandığını ise bu olaylardan sonra öğrendim" dedi.

"Ben Seçil Erzan'ı Denizbank olarak gördüğüm için ve zaten bütün işlerimi de anlattığım usulde yaptığım için para aktarılacağı zaman da Seçil hanım neyi, nasıl ve ne şekilde yap dediyse o şekilde yaptım" diyen Fatih Terim, "kendisi beni bir yatırım için hiçbir zaman özel bir ikna etme çabası içine girmedi" dedi.

TEK BİR SANIK BUNU SÖYLEYEMEZ!

Dava kapsamında tanıdığı müştekiler olduğunu söyleyen Terim, "Sanıklardan tek biri dahi benim birini bir sözde fona yönlendirdiğimi aradığımı söyleyemez. Varsa lütfen gelsin söylesin" dedi. Kimseye finansal konuda fikir veremeyeceğini söyleyen Fatih Terim, "Bana Seçil Erzan'ı tanıyor musun diye sormuşsalar da, elbette Seçil Erzan'ı tanıdığımı, güvendiğim bir bankacı olduğunu söylemişimdir. Böyle bir sözde fonla ilgili bir bilgim de hiç olmadı" dedi.

"MAĞDUR OLAN İNSANLAR KAMUOYUNA SUÇLU GİBİ GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILDI"

Emre Belözoğlu ve Arda Turan ile birlikte bankanın genel merkezine gittikleri günü de anlatan Terim, "Biz sadece Hakan'la görüşeceğimizi sanarken karşımıza bankanın üst düzey 10-15 yöneticisi çıkınca çok şaşırdık. Ben, Emre ve Arda'nın mağduriyetini Hakan'la konuşmaya gittiğimi sanarken bana kaybım olup olmadığı soruldu. Orada konuşurken bu işin üstünün kapatılmaya çalışıldığını, bu olayda mağdur olan insanların kamuoyuna suçlu gibi gösterilmeye çalışıldığını ve Denizbank'ı olaydan ayırmanın hesabının yapıldığını anlıyorum. Çünkü bizim oraya gitme sebebimizle karşımıza çıkan tabloya baktığımda bunun taammüden daha sonra kullanılmak üzere ortaya koyulan bir mizansen olduğunu anlıyorum. Bu senaryoyu verilemeyecek hesapları olan insanların yapacağı bir davranış olarak görüyorum" dedi.

"BİRİ PARAMI DİĞERİ DE İTİBARIMI KULLANDI"

Fatih Terim ifadesinin sonunda, "Ben bir bankaya ve bankanın müdürüne güvendim. Biri paramı diğeri de itibarımı kullandı. Kullanmaya da devam ediyor. Seçil Erzan'ın ve Rüya Sağır'ın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmalarına rızam yoktur" dedi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.

İddianamede, para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak müşteki Çeviker'in daha sonra Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.

Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.

İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.

SANIK ERZAN'IN 93 YILDAN 305 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR

Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor.

Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Rüya Sağır'ın da "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.