Donanımımız, çapımız, rütbemiz ve mevkiimiz ne olursa olsun.
İşin aslı şu;
Bugün varsın yarın yoksun.
Yani
Aynen Şair Baki’nin
‘Ey Baki
Değildir cihan mülkü Süleyman’a baki.
Buna çarkıfelek derler
Ne sen baki ne ben baki.’ dediği gibi…
Anlayanlar için her kelimesi bir nakış gibi ince ince dokunmuş bu cümleler ne kadar anlamlı değil mi?
***
Bir şekilde bir yerlere geliyoruz,
İster donanımlı, ister yardımlı…
Ama
En önemlisi nerelere geldiğini ve nerelere gideceğini de idrak edebilmek.
Namık Kemal’in;
Ne SİN (yaş) iledir,
Ne SAL (yıl) iledir,
Ne DAH (makam) iledir.
Ne MAL iledir.
Beyim ululuk, kemal iledir.
Ve
Hemşerimiz Yeniçağalı Şair Dertli’nin
‘İkbale zeval erse,
Ne var sen de kemal var.
Mağruru kemal olma ki
Ardınca zeval var.’ dizelerindeki inceliği anlayabilmek.
***
Anlayabildikse
Ve
Bir şekilde geldiğimiz o kıymetli makamlara sahip iken etrafımızı KEŞKE lere düşürmedikse,
Tanıyamamışız, yanılmışız dedirtmedikse,
Emanete hıyanet etmemiş, kubbe de hoş sedalar bıraktıksa;
Ne mutlu sana, bana, ona…
Çünkü
O etrafımızdaki o sahte kalabalıklar olmasa da, bir çay içelim diyen samimi dostlar ile tutunursun hayata.
***
Lakin
Bulunulan makamın şerefinin oturanı ile olduğunu unutmuş, mevkilerin makamların, paranın esiri olmuşsak,
Kullara esir olup hakkı, hukuku, adaleti, liyakati, kul hakkını yetim malını unutmuşsak,
Eyvah!
Eyvah ki ne eyvah!
İkbal günlerimizdeki o etrafımızdaki kalabalığı ararız,
Ama
Bulamayız.
Dükkân önlerinde bekleyen iş sahibi, bırakın çay için davet etmeyi, içeriye kaçar; iş işten de geçmiştir artık.
Yanarız.
***
Hoca bu sözler kime?
Spordan siyasete, atanmıştan seçilmişe, yönetenden yönetilene; hepimize…
Demem o ki;
Sağ iken elimizdekilerin kıymetini bilelim.
Çünkü
Mevki, makam, mal mülk, para pul hepsi de hava.
Hayat öyle bir hayat ki;
Sonu
‘Minarelerden okunan esselatü vessela…
Üç helallik 2 rekât namaz ve dua
Ardından
Yallah toprağa’
30.07.2019
Muharrem Demirel