Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü yapılan kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, "Pahalı ürün satanları dize getirecek etkili yöntemlerden biri boykottur. Fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz, satın almama özgürlüğünü kullanmaktır," sözlerini dile getirdi.
3 Ocak'ta açıklanan son enflasyon verilerine atıfta bulunan Erdoğan, bu rakamların enflasyonla mücadelede doğru yolda olduklarını teyit ettiğini savundu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayında yıllık enflasyonu yüzde 44,38 olarak açıklamıştı.
Kabine toplantısı öncesinde, kamuoyunda emeklilere yönelik bir zam açıklanması beklentisi vardı.
Ancak emekli maaşlarına yönelik bir açıklamada bulunmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara fiyat pahalılığına karşı "satın almama özgürlüğü" vurgusu yaparak boykot çağrısında bulundu.
TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerindeki düşüş eğilimini işaret eden Erdoğan, "Son enflasyon verileri, enflasyonla mücadelede doğru yolda olduğumuzu tekrar teyit etmiştir. Senelik enflasyon 2023 sonuna kıyasla 20 puan, 2024 Mayıs ayında zirve seviyesine göre 31 puan düşmüştür. Enflasyonda düşüş trendi inşallah 2025'de daha da hızlanacaktır," diye konuştu.
Aşırı kâr hırsı ve açgözlülük
Dezenflasyon sürecinde aşırı kâr hırsı ve fırsatçılığa dikkat çeken Erdoğan, "Hayat pahalılığıyla ilgili konuların en başında konut fiyatları ve kiralar geliyor. 6 Şubat depremleriyle beraber ortaya çıkan ilave konut talebinin bunda şüphesiz etkisi var. Belli başlı alanlarda sadece dönemsel etkilerle açıklanamayacak fırsatçılık ve aşırı kâr hırsı olanlarla mücadele ediyoruz," dedi.
Asgari ücret kaynaklı olarak maliyetlerde artış olabileceğini kabul eden Erdoğan, bu durumun mevcut fiyat etiketlerindeki kadar olmaması gerektiğini savundu.
"Enerji, yakıt, döviz kuru, işçilik maliyetlerinde oluşan farkla satılan ürün, sunulan hizmetin arasında bağ kopma noktasına gelmiş. İşçilik maliyetinde yaşanan artışla ürüne yansıyan fiyat farkı arasında kimi zaman uçurum oluşuyor. Asgari ücretteki artış sebebiyle maliyet belki 2-3 birim artarken bu artış bahane edilerek fiyatlara 5 birim 10 birim zam yapılabiliyor. Bu artışların aç gözlülük, tamahkarlık ve vicdansızlıktan kaynaklandığı aşikardır."
Fırsatçılıkla mücadele noktasında yapılan denetimleri hatırlatan Erdoğan, bu denetimlerin 2025 yılında daha fazla artacağını belirtti.
"Geçen yılki denetimlerde fahiş fiyat uygulayan 224 bin firmaya yaklaşık 5 milyar liralık idari para cezası kesilmiştir. Denetimlerde 1555 gerçek ve tüzel kişiye toplam 366 milyon lira ceza uygulanmıştır. Vatandaşlarımızın sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimi için de yoğun çaba harcıyoruz. 2024 yılında 1,3 milyon denetim yaptık. 1.4 milyar lira para cezası tatbik ettik. Sattığı ürünlere hile hurda karıştıranlara, milletin cebine el atanlara asla tolerans göstermiyoruz. Bu denetimlerimiz 2025 senesinde daha da artacak."
Serbest piyasa şartlarının "kuralsızlık" olmadığını hatırlatan Erdoğan, "Serbest piyasa başı bozukluk asla değildir. Denetimlerimizin amacı serbest piyasaya müdahale değil işleyişin sağlıklı zeminde yürümesini temin etmektir," dedi.
Hayat pahalılığına karşı olarak vatandaşa boykot çağrısı yapan Erdoğan, "Pahalı ürün satanları dize getirecek etkili yöntemlerden biri boykottur. Fırsatçılık yapanlara karşı en büyük kozumuz, satın almama özgürlüğünü kullanmaktır," sözlerini dile getirdi.
Enflasyonla mücadelede kapsamında son 1,5 yılda "önemli mesafe kat edildiğini" belirten Erdoğan, "İşçimiz , memurumuz, emeklimiz, çiftçimiz, esnafımız enflasyon düştükçe alım gücü de artacaktır. 2025 yılında hedefimiz bu meseleyi büyük ölçüde çözüme kavuşturmaktır," ifadelerini kullandı.
'Suriye'nin parçalanmasına rıza göstermeyiz'
Kabine toplantısının ardından yaptığı konuşmada Erdoğan, "Terörsüz Türkiye" ve "Suriye'nin toprak bütünlüğü" ilgili mesajlar da verdi.
"Arkasına terörü ve teröristi alarak siyaset olmaz, olamaz. Terörün karanlık gölgesi ülkemiz siyaseti üzerinden çekildikçe Türkiye daha sağlıklı, olgun ve özgürlükçü zemine kavuşacaktır. Komşumuz Suriye'de gerçekleşen epik devrimle hem bu ülkede hem bölgemizde artık yeni bir dönem başlamıştır. Yeni Suriye yönetiminin ülkenin toprak bütünlüğü temelinde Suriye inşa etmeye çalıştığını ve bunda kararlı olduğunu görüyoruz. Bizim de beklentimiz bu yöndedir."
Suriye'nin kuzeydoğusunu kontrolü altında tutan Halk Koruma Birlikleri'ni (YPG) hedef alan Erdoğan, "Suriye'nin parçalanmasına, üniter yapısının bozulmasına rıza göstermeyiz. Bu konuda risk görürsek gerekli adımları süratle atarız. Suriye'deki ihtilafı ve DEAŞ tehlikesini fırsata çevirenler kadim gerçeklerle yüzleşmiştir," diye konuştu.
YPG'ye yönelik bir operasyonun olabileceği sinyalini de veren Erdoğan, "Açtıkları hendeklerle kantonculuk peşinde koşanları nasıl o çukurlara gömdüysek, bugün de aynı niyeti taşıyanlar çıkarsa bedelini onlara misliyle ödetiriz. Tercihini terörden ve şiddetten yana kullananları bekleyen tek akıbet silahlarıyla toprağa gömülmektir. Açık söylüyorum bunun önüne hiçbir güç geçemez" sözlerini dile getirdi.
'Yol dinamitlenirse devletin kadife eldivene sarılı demir yumruğunu kullanmakta çekinmeyiz'
Türkiye'nin terörle mücadele kapsamındaki kararlığına ve tavizsizliğine dikkat çeken Erdoğan, "İş o raddeye varırsa bir gece ansızın yine gelebiliriz. Allah'a şükür bunu yapacak gücümüz, kapasitemiz ziyadesiyle vardır. Sorumlulukta bulunanlar ne provokasyonlara gelmeli ne de milleti provoke edecek cümleler kurmalıdır," ifadelerini kullandı.
PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Parti'nin başlattığı bilgilendirme görüşmelerine yönelik mesajları açıkça dile getirmeyen Erdoğan, "Biz iktidar ve ittifakı olarak terörsüz Türkiye hedefimizi öyle veya böyle ama mutlaka gerçekleştireceğiz. Elbette bunu suhulet ve sükunetle olmasını temenni ederiz. Bu yıl veya bu yol tıkanır veya dinamitlenirse o zaman devletimizin kadife eldivene sarılı demir yumruğunu kullanmakta çekinmeyiz. Sonuçta kardeşliğin, birliğin, beraberliğin kazanacağına inanıyoruz," diye konuştu.