ÇÖPÜN SANATA DÖNÜŞÜMÜ

Abone Ol

Çöp(m)adam projesinin hayata geçirildiği yerdi, Ayvalık'ın dar sokaklarında ki atölyeyi aramama sebep. Attığımız yüzüne bakmadığımız, işe yaramaz diye düşünülen atıklar, bayanların elinde çiçek çiçek açmış, sanat harikaları halini almıştı.

Çöpe attığımız, hatta ayrıştırma zahmetine bile katlanmadığımız atıklardı burada kullanılan. Aslında, ayrıştırılıp toplanan çöplerle hem doğanın, çevrenin korunduğu hem de ekonomik ve sosyal yönden ülkelerin ekonomisine katkı sağlandığı günümüzde herkesin farkında olduğu bir şeydir. Aynı zamanda bu durum yeni iş sahasıdır.

Çöp(m)adam atölyesinde yapılanlarda hem çevre ve doğaya katkı sağlarken, hem de sosyal boyutu daha ön plana çıkıyor. Kendine güveni bile kaybetmiş, muhtaç, birilerine sığınmak zorunda kalan, iş arayan bayanların, özgüvenle ayağa kalkışını görüyorsunuz burada. Kazanıp, hem ekonomiye katkı sağlayan, hem bir şeyler yapmanın, ortaya çıkarmanın başarısını ve haklı gururunu yaşayan, güvenle geleceğe sıkı sarılan bayanlar.

Tara Hopkins, Sabancı Üniversitesi öğretim görevlisiyken, bu projeyi hayata Ayvalık'ta geçirmiş. Doğup büyüdüğü, eğitimini tamamladığı Amerika'dan 1989 yılında gelmiş, Türkiye'de ki özel ve resmi üniversitelerde öğretim üyeliği yapmış. Kadın hareketleri ile ilgili, sivil toplum kuruluşları ve derneklerde görev almış.

“Sivil toplumda, insan hakları ve çevre ayrı ayrı çalışıyor. Ben bu iki konuyu birleştirmek istedim. Türkiye'de kadınların sorunları çok fazla, özellikle şiddet, yoksulluk, cinsiyet sorunu gibi. Üniversiteden bu sorunlara, kadınların, hatta gençlerin bile ilgisini çektirmenin zor olduğunu gördüm. Bana uygun bir araç olarak gelmedi” diye belirterek devam ediyordu.

“Kadınlara karşı şiddette, yoksullukta da önce alt yapının oluşması gerekmekteydi. Bunun içinde kadın çalışıp kendi ayakları üzerinde durabilmeliydi. Yoksulluğa karşı bir şey yapmak, onları ekonomik olarak topluma sokmaktı dileğim. Aynı zamanda çevreye karşı bireysel sorumlulukta sağlanmalıydı. Fabrikalar, sanayi, işyerleri gibi büyük yerler tamam çevreyi kirletiyor ama bizlerde birey olarak kirletiyoruz. Bu konuda ki çalışmalarda ancak toplum içinde, sosyal hayatın içinde olabilirdi. Bu sivil toplum projesini, İstanbul'da değil Ayvalık'ta hayata geçirmek istedim” diye devam etti sözlerine, Tara Hopkins.

“Şimdi çok sayıda kadınımız Çöp(m)adam da çalışıyor. Bütün atıkları kullanıyoruz. İnsanlar duyarlı artık, atıkları toplayıp bize getiriyorlar. Atölyede çalıştıkları gibi evlerinde de çalışıyorlar. Haftada bir günde olsa yaptıklarını buraya kendilerinin getirmesini istiyoruz. Bu şekilde sosyal ortamın içine de girilmiş oluyor. Bilgi alışverişi yapıp, sohbet ediyor, birbirlerine yardımcı oluyorlar. Sadece evde kalınca ekonomik boyutta bir şey yapmakla kalıyor ama buraya bizzat gelirse, birey olarak sosyal toplum ve çevre içine girmiş oluyor” diye belirtiyor.

Çöpleri değerlendirerek doğanın korunmasına, ekonomiye katkı sağlayan ellerdi onların elleri. Çikolata, cips, kuruyemiş gibi şeylerin ambalajları çok şık çantalara dönüşmüş. Gazoz, soda, şişe kapakları yine çanta ve cüzdan olarak raflarda alıcısına sunulmuş. Her gün elimizin altından gelip geçen ve çöpe giden poşetler ise harika vazolar, çok amaçlı saklama kutuları oluvermiş.

Un çuvalları desenlerle bezenip, en göz alıcı halleriyle perde, kırlent, örtü olmuş. Şeker çuvallarından yapılan plaj ve diğer kullanım amaçlı çantalardan gözünüzü alamıyorsunuz. Teneke kutuların açma halkaları, atık düğmeler, ipler yine, anahtarlık ya da aynanın etrafında muhteşem bir çerçeve haline dönüşmüş.

Ülkemizde yapmış olduğu bu başarılı çalışmalarından dolayı teşekkürlerimi sunarak ayrıldım, Tara Hopkins'in yanından.

Sevgi ve saygılarımla…

Fatma Marmara