Cumhuriyet Bayramı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet yönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta kutlanan bir millî bayramdır.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramının önemi hakkında Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutkunda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir.
29 Ekim günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan ‘Cumhuriyet’ önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne vermiştir. Meclis önergeyi kabul etmiştir ve böylece Türkiye Devletinin yeni yönetimi biçimi Cumhuriyet, yeni ismi ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ olarak belirlenmiştir. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Halk da Cumhuriyetin ilanını sevinç ve coşku ile karşılamıştır.
Cumhuriyette Atatürk’ün de söylediği gibi, egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Ulus, kendini yönetme yetkisini, kendilerine temsil eden milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Ulus, seçimle yöneticileri seçebilir.
Son birkaç yıldır milli bayramlarımız eski coşkusu ile kutlanmasa bile önemi ve geçmişi unutulmaması gereken gerçeklerle dolu. Bugünümüzü, bu şekilde yaşamamızı sağlayan bu bayramların oluşturulduğu o günlerden geliyor. Üzerleri toz kaplamış o raflardan yırtılmadan özenli bir şekilde tekrardan hayatımıza dahil etmeliyiz. Çocuklarımıza bu anlamlı günleri anlatmalı, öğretmeliyiz.
Çocukken milli bayramlarımızı heyecanla beklerdim. Sabah olunca annem bizi özenli bir şekilde hazırlardı, babam törenlere götürürdü. Orada ki heyecanımı şuan bile hissedebiliyorum. O kalabalıkta okunan İstiklal Marşı, asker yürüyüşleri, bando takımı, öğrencilerin yürüyüşleri, çeşitli okulların hazırladığı gösteriler… O yaşlarda oluşan sorumluluk duygusunun aşılandığı en güzel günlerdi. Vatan sevgisinin oluştuğu, üzerine bastığımız toprakların her adımında şehitlerimizin kanının olduğunu öğrendiğimiz o yaşlar… Bu toprakların nasıl mücadelelerle kazanıldığını satır satır okuduk biz. Unutmamamız, ona göre kıymet bilerek yaşamamız gerektiği öğretildi. O zamanlarda yaşamasak bile bir şekilde o zamanlarda neler yaşandığı gösterildi.
Bugünümüz karanlık, yarınımız aydınlık. Geleceğe her zaman umut dolu bakan gençleriz bizler… Ne kadar şuan ki durum içimizi karartsa da biz Türk Gençliğiyiz! Atatürk’ün dediği gibi;
“Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”
Ne mutlu Türküm diyene!
Cumhuriyetimizin 96. Yılı, kutlu olsun.