Bu akşam da Allah ne verdiyse hep birlikte ailecek yemiştik yemeğimizi. Şükür duamızdan sonra çaya gelmişti sıra. Kapı zili çaldı ansızın. Açmaya giderken kapıyı, apartman koridorundan gelen sesler dikkatimi çekti. Telaşla açtım kapıyı. Karşı ve yan dairelerde oturan Mehmet usta ve Gökhan beylerin de zilleri çalınmış ki ayaküstü bir şeyler konuşuyorlardı kapıya gelen üst kattaki komşuyla. Buyur” dedim arkadaşım, hoş geldin”
-Ümit bey iyi akşamlar. Ben 21 numarada oturan komşunuzum. Sizi bu akşam çay içmeye davet ediyorum. Apartmandaki diğer komşu beyler de katılacak. Mutlaka bekliyorum….
Adımla hitap etmişti. Ya biliyordu ya da daire kapısından okumuştu adımı anlayamadım. Şaşırmıştım. Uzun zamandır aynı yerde oturmamıza rağmen, adını bilmiyordum ama krem rengi arabasından tanıyordum onu. Krem renkli arabanın sahibiydi hafızamdaki kimliği. Arada bir de apartman girişinde karşılaşır, selamlaşırdık sadece. Beklemediğim bir davetti doğrusu. Meraklanmıştım.
-Tamam. İnşallah” dedim. Hayırdır bir şey mi var komşum?
“Hayır, Hayır.. dedi ve alt kattakilerin zilini basmak için merdivenlere yöneldi. Karşı komşulara baktım, onlar da anlam verememişti bu davete. Hayrolur inşallah” diyerek 15 dakika sonra gideriz diye sözleşerek kapattık kapılarımızı.
Bu akşam bana çay koyma dedim hanıma. ”Komşuda içeceğim çayı”… Onlar da meraklandılar haliyle. Nerden çıktı ki bu davet şimdi. Bir müddet sonra apartmanda bir hareketlilik yaşanmaya başladı. Ben de kapıyı açtığımda evden yenice çıkan Mehmet ustayla, ziraat mühendisi Gökhan beyle karşılaştım. Bütün dairelerden çıkan beyler 21 numaraya doğru gidiyorlardı. 3 numaradaki Ali beyle , emekli bankacı Sinan beyi gördüm önce. Arkalarında, benzinci Nihat abi ve Şaban usta vardı. Üst katlardan resmi bir dairede müdür olduğunu sonradan öğrendiğim Cemil bey ve Öğretmen Yasin hocanın seslerini ayırt edebilmiştim sadece. Yıllardır oturduğum apartmanın hiç çıkmadığım üst katındaki 21 numaraya geldiğimizde Erol şef ile mühendis Serdar beyin de bizden az önce geldiğini öğrendim. Bizi samimi bir şekilde karşılayan ev sahibinin gösterdiği yere oturduk. Yaklaşık 5- 10 dakika içinde evin salonu doldu. Bir kaçı eksik bütün beyler gelmişti. Herkes tanıdığının yanına oturmuş meraklı bakışlarla etrafı süzüyordu. Kapı dibindeki sandalyede yerini alan ev sahibi, tek tek hâl hatır sorduktan sonra, bir müddet seyretti bizi.
-Değerli komşularım, hepiniz hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Diyerek söze başladı. Heyecanlı olduğu gözlerden kaçmıyordu.
-Anlıyorum hepiniz niçin toplandığımızı merak ediyorsunuz. Ben bu apartmanın eski sakinlerinden biri olarak, şehirleşme hayatının ve teknolojinin bize unutturmaya çalıştığı, geleneklerimizde ve inancımızda var olan bir kültürü canlandırmak ve yaşatmak için sizleri davet ettim. Zafiyete uğramış komşuluk ilişkilerimizi alevlendirmek için bir kıvılcım çakmak istedim.
Hatırlarsınız, apartman hayatının az olduğu yıllarda en yakından başlayarak bütün komşular tanışır, kaynaşırdı. İnternetin,TV nin, hatta elektriğin olmadığı yıllarda bile gaz lambasıyla gidip gelmeler yapılır, hemhal olunurdu. Bütün komşular, birbirlerinin çoluk çocuğunu tanır,işlerini güçlerini bilir, dertleriyle dertlenir ve mutluluklarıyla sevinirlerdi. Evlerinin yedek anahtarı mutlaka bir komşusunda olur, birkaç günlüğüne bir yere gidildiğinde gözleri arkada kalmazdı. Evde pişen özel bir yemek yakındakine mutlaka verilirdi. Fakirlik vardı belki. Evler küçüktü, sobalıydı ama, konu komşuyu alacak kadar da geniş ve sıcaktı.
Bunları konuşurken biz de o nu tasdik edercesine kafa sallıyor, eski günleri özlemle hayal ediyorduk. Anlattığı her konuda eksikliğimizi ve kalabalıklar içinde yalnızlığımızı hissediyorduk.
-Arkadaşlar bu apartmanda birbirinden değerli dostlar var. Kapıda, asansörde karşılaşıp selamlaşıyoruz belki ama tanımıyoruz birbirimizi. Kimliklerimiz sadece daire numarasından, veya arabamızın markasından ibaret. Birimizin evinde bir sıkıntı olsa ,hastalansa veya bir ihtiyacımız olsa çekinmeden çalamıyoruz komşu kapısını.Veya rahatsız olduğumuz bir durumda pamuk ipliğine bağlı olan ilişkimiz kopma noktasına geliveriyor hemen. Dairenin birinden cenaze çıksa ayıp olmasın diye söyleyebiliyoruz belki Başınız sağ olsun diye.
-Bu muyuz dostlar biz ? Bu kadar mı farkındayız ortak paydalarımızın.? Batının bile imrendiği aile ve komşuluk bağlarımızı bu kadar mı muhafaza edebiliyoruz.? Kaldı ki, Peygamber efendimiz (SAV. ) bir hadis-i şerifinde Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu mirascı kılacak sandım.” buyurmuş.
Yüce Allah Kuranda buyuruyor ki Allaha ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın KOMŞUYA, uzak KOMŞUYA, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü Allah,Her büyüklük taslayıp, böbürleneni sevmez.”
Demem O ki değerli arkadaşlar gelin, tanışalım dost olalım. Sıkı komşu olup, çocuklarımıza da örnek olalım. Komşuluk hakkını, hukukunu kitaplardan değil, hayattan öğrensinler.Paylaşmanın lezzetini tatsınlar.Sahte arkadaşlıktan veya sanal alemden çıkıp, gerçek dostluğu yaşasınlar…….
Sözleri biter bitmez, Helal olsun dedi cam kenarında oturan arkadaş.”Helal olsun sana, bizleri uyardığın için. Söylediklerin baştan sona doğru şeyler. Biz de bu eksikliğin farkındaydık ama bir türlü adım atamıyorduk. Allah senden razı olsun.” O nun yanındakiler ve bizlerde katıldık arkadaşın söylediklerine. Haklıydı. Gerçekten orada bulunanların yarısını simalarından tanıyordum sadece. Bu apartmanda oturduklarından başka hiçbir bilgim yoktu onlar hakkında.
Ev sahibi komşumuza teşekkür ettikten sonra hemen tanışma faslına geçtik. Sıcak çaylarımızı yudumlarken herkes kendini tanıttı sırayla. Meğer ne çok ortak yönümüz varmış. Ortak dostlarımız, hatta akrabalarımız bile varmış bizi hısım yapan. İşte buydu komşuluk, buydu aynı çatı altında yaşamanın güzelliği.
Koca bir demlikte demlenen çayın son bardaklarını da içerken, yeni bir mahalleye taşınmış gibi heyecan kaplamıştı içimizi. Bu toplantıları her ay başka bir komşuda tekrarlama kararını aldık oy birliği ile. Ve açtık ellerimizi Alemlerin Rabbine” Ya Rabbi, bize bu güzelliği yaşattığın için Sana şükürler olsun. Efendimiz (sav.)“,komşusu kendinden emin olmayan kimse iman etmiş olmaz” buyuruyor. Bizi birbirimizden emin komşular olabilmeyi nasip et. Senin rızan için toplandığımız bu vakitleri ibadet olarak kabul buyur. Senin her şeye gücün yeter.” Amin…..
---------------------------------------------------
Dokuzuncusunu yaptığımız bu toplantılarımıza vesile olanları ve dualarımıza Amin” diyenleri saygılarımla selamlıyor, bütün apartmanlarda böylesine güzelliklerin yaşanmasını diliyorum.
19-12-2018
Ümit Yavuz