Muammer Tün’ün vurguladığı gibi, özellikle alüvyon zemin üzerine kurulu şehirlerde, Bolu, Bilecik ve Eskişehir gibi bölgelerde depreme dayanıklı yapıların önemi büyük. Yapılan araştırmalara göre, bölgedeki binaların yüzde 26’sının yüksek risk taşıdığı belirtiliyor.
Öğretim Üyesi Tün, zeminin sağlam olmadığı ve nüfusun yüksek olduğu bölgelerde kentsel dönüşüm ve yapı güçlendirme çalışmalarına öncelik verilmesi gerektiğini öneriyor. Bu adım, özellikle deprem riskinin yüksek olduğu alanlarda can kayıplarını önlemek için kritik bir önlem olarak görülüyor. 2014 yılında yapılan bilimsel araştırmalar, Tepebaşı ilçesindeki binaların detaylı bir değerlendirmesini içeriyor. Bu çalışmalar, deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerdeki yapıların durumunu ortaya koyuyor ve bölge halkının bu konuda bilinçlendirilmesini sağlıyor.
Bolu, Türkiye’nin deprem açısından en riskli bölgelerinden biri olarak bilinmektedir. Özellikle Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun geçtiği bu bölge sürekli bir deprem tehdidi altında bulunuyor. Kuzey Anadolu Fay Zonu, Türkiye’nin en önemli tektonik yapılarından biridir ve Bolu’daki yapılaşmayı büyük ölçüde etkilemektedir. Bolu şehri, aktif ve tehlikeli fay hatlarına ev sahipliği yapmaktadır, bu da deprem riskini artırmaktadır.
Bolu ve çevresinde yaşayan vatandaşlar için, depreme hazırlıklı olmanın ve gerekli önlemleri almanın büyük önem taşıdığı açıkça anlaşılmaktadır. Özellikle deprem riskinin yüksek olduğu alanlarda yapı stokunun güçlendirilmesi ve kentsel dönüşüm çalışmalarına öncelik verilmesi gerekmektedir.