Genel

Bolu'da Öğretmenler günü ve Dünya gerçekleri

Fuat Bayramoğlu'nun kaleminden Bolu'da Öğretmenler günü ve Dünya gerçekleri....

Abone Ol

      Millet Mekteplerinin Açılışı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 24 Kasım 1928 tarihinde “Başöğretmen” sıfatı alması vesilesiyle,   her 24 Kasım’da, ülkemizde “Öğretmenler günü” olarak kutlanmaktadır.
Avrupa’da ve ABD de öğretmenlik mesleğinde olmayan bir nokta var. Buna Püf noktası da diyebiliriz. Bu nedenle yazıma, farklı bir açıdan yaklaşarak bakalım. 
***
Almanya’da, bir lise Müdürü, eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş:
“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim.
Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. 
İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.
Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur.
Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”
Evet, her şey eğitimle oluyor. Eğitimin içinde ahlak yoksa Hiroşima’ya atom bombası atarak milyonlarca insanın ölümüne ve sakat kalmasına vesile olunabiliyor.
Eğer eğitimde ahlak yoksa 5 liralık haram para kazanmak yerine, 3 lira helal para kazanmanın ne kadar önemli olduğunu anlayamıyor.
Eğer ahlak ve vicdan yoksa aklını kiraya vermiş bir güruh, kendi vatandaşına silah çekebiliyor, bomba atabiliyor.
Ne kadar iyi eğitim alınırsa alınsın ahlaklı nesiller yetiştirmek zorundayız.”
 
***
Demiş alman müdür. Peki uygulayabilmişler mi? Uygulayabilirler mi?
Uygulayamazlar. Çünkü batının varlık nedenleri sömürüdür, Kapitalizmin acımasız kurallarına uyarlar.
Bu gün Filistin’de,
13 bin çocuk kadın mazlumu hunharca öldüren bu tek dişi kalmış canavarların verdikleri ilimin özeti, öldürmek üzerinedir.
Yavuz hırsız ev sahibini suçlar ya,
Elinde silahı olan, elinde teknolojisi olan sözde süper güçler,
Dünyayı canlı canlı sömürüyorlar.
Sömürürken de kahpe Bizans oyunlarını sahnelemeye devam ediyorlar.
Bu oyunun  devamında da Anadolu topraklarının da içinde olacağı, İsrail’in Nil’den Nehir’e: Arz-ı Mevud veya “Büyük İsrail” Paranoyası hayalleridir.
4 gün önce, Birleşmiş Milletlerin oy birliğiyle aldığı bir haftayı kutladık. Her 20 Kasımda kutlanan “Dünya Çocuk Hakları Haftası” idi .20 kasım günü Filistin’de çocuklar gene katledildi.
Devam edelim,
Bakın tek dişi kalmış canavarlar, Afganistan da, Libya’da, Irak’ta, Suriye’de, Doğu Türkistan’da, Filistin’de buna benzer yerlerde, binlerce çocuğu masum insanı öldürdüler, öldürürler, öldürüyorlar.
Sizler bizler bu sahneleri tam olarak göremeyiz. Çünkü Bunlar dünyadaki  TV, gazete ve dergileri TEKELLERİNDE tutaralar.
Bizlere bu haberleri filtreleyerek sunarlar. Hatta mazlumları, şehitleri suçlu çıkarırlar.
HATIRLAYALIM;
Irak’ta, Sunni Saddam’ı, Libya lideri Kaddafi’yi, Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’yi önce o ülkede satın aldıkları basın-yayın yoluyla kötüledikten, dünyanın gözünden düşürdükten sonra, bu liderleri “demokrasi” kılıfı adı altında katlettiler. Demokrasi getireceğiz dedikleri yerler, şimdi tam bir enkaz yığını halindedir.
Bu alçaklar bir tiyatro gösterisi hazırlığı içindeler. Oyunun adı belli: Türkiye’ye de, demokrasi getireceklermiş!
…..
Bütün bu oyunların tek amacı Orta doğuda Arz-ı Mevud veya “Büyük İsrail” hayalini gerçekleştirebilmek.
Adamlar onun için acımadan öldürüyor ve sadece öldürüyorlar. Kürt Türk haklarının arasına sokulan ayrıştırmaların sebebi de budur.
PKK/PYD ABD nin ve İsrail’in besleyip büyüttükleri canavarlarıdır.
PKK/PYD ise sınırımızdaki İsrail’dir.
Bu oyunu sağ-sol demeden, Kürt Türk ayrışmadan, hep birlikte bozmak zorundayız. Kardeşi kardeşe kırdıracakları birbirimize düşürebilecek oyunların arka planını da görmek zorundayız.
Bütün bu kirli ve inançsız oyunları ilimle, irfanla, aşacağız inşallah.
Bu nedenle Türkiyemizde aydın öğretmenler, günümüzde çok çok önemlidir.


***
Dünya üzerine genel bir bakış sonrası, Bolu’da eğitime şöyle bir göz gezdirelim.
Kıymetli okuyucularımız,
Bolu’da uzun zaman dilimi içinde öğretmen ve okullarda yöneticilik yaptım. Diğer okullarla, yönetici arkadaşlarımla ve amirlerimle sık sık bir araya geldik.
Bolu da, bütün müdürler, müdür yardımcıları ve sevgili öğretmenler, görevleri başındalar ve en iyiyi yapma gayretindeler.
Okullarımızda yöneticilerimiz ve eğitimcilerimiz dikkatli görev yaptıklarından, buralarda büyük sorunları duymazsınız.
Bu büyük ailede ufak tefek sorunlar olsa da, sorunlar yasalar içinde çözülmektedir.
Bolu’da okullarda ciddi güçlendirmeler yapıldı.
Yeni binalar tamamlandı. Geçtiğimiz Salı günü Kültür İlkokulu yeni yapılan mükemmel kendi binasına törenle geçti.
İlçelerde de,  fiziki olarak sorunlar sıfırlandı diyebiliriz.
Deprem kuşağındaki Bolu’da, bu sorunların sıfır noktaya gelmesi, kamuoyunda ciddi bir memnuniyet ortaya çıktı.
Valiliğimiz başta olmak üzere, Milli Eğitim kamuoyuna çok ciddi güven veriyor. Güven duyuluyor.
Bolu Milli Eğitim camiasını, ciddi çalışmalar içinde olduğunu görüyoruz.
Bu nedenle de Bolu’daki eğitimcilerin günümüzdeki şartları nedeniyle “Öğretmenler Günlerini” tebrik ederiz.
Bolu’da, öğretmen eksikliğinin olmaması,
Kaliteli fiziki mekânların olması,
Eğitimde, Bolu’nun çıtayı yükseltmesi tek hedeftir.
Asayişte de sorunların olmaması, Bolu’nun şanslı ve bilinçli bir il olduğunu gösteriyor.
Bundan sonra da, emanetlerimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Bu çocuklar ve geleceğimiz de bizimdir.
Eğitimde sorunların da bitmeyeceği aşikârdır.
Bu sorunları liyakat sahibi ehil kişilerce de çözülebileceği dileklerimizi yenileyelim.
Öğretmenlik mesleğini hafife alanlar, bu kutsal mesleğe ihanet edenler de olabilir. Bu tür ayrık otlarını da bir şekilde yasalar içinde, gereği yapılmalıdır.
***
Öğretmenler çok iyi bilir ki, sevgi olmadan bu mesleğin ideal bir şekilde yapılması mümkün değildir.
Kalbimizde öğrencilerimize duyduğumuz sevgi, onların eğitim öğretim bakımından gelişmesini, kişiliklerinin oluşumunu sağlayan en temel ilkedir.
Kısaca sevgi öğretmenlik mesleğinin özüdür.
O halde, Gönüllere talip olmalıyız. Gönüllere girmeliyiz. Çocuklarımızın “Kalbine dokunmalıyız.” sevgiyle, merhametle, sabırla ve şefkatle
Bizler, öğrencilerimiz için bir öğretmen olmanın yanında, bazen bir anne, bazen bir baba ve bazen sığınılacak bir limanız.
Bu sebeple, sevginin yanında “Güven” vermeliyiz ve onlara “Güven” duymalıyız. .

***
Efendim,

Öğrencilerimizin, ailelerin öğretmenler gününü candan tebrik ederim.
İnanıyorum ki, hepimizin öğretmenleri bir şekilde hayatımıza dokundular. 

Ahirete intikal eden başta şehit öğretmenlerimiz olmak üzere, vefat eden sevgili öğretmenlerimize, büyüklerimize Allahüteala’dan ahiret saadetleri dileriz.
 

Bu şarkı hiç dinmeyecek.
Bu şarkı hep söylenecek
Öğretmenlerimizin, Öğretmenler Gününü Tebrik Ederiz efendim.