Bizi keriz yerine koyamazsınız…

Abone Ol

‘Bundan önce yok muydu?'

Günlük hayatın zorluklarını dile getiriverdiniz mi ya da şehitlerden biraz bahsediverdiniz mi aldığınız tepki bu.

Güyabize 3,5 yıl devam edebilen RahmetliBülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz'dan oluşan üçlü koalisyonunu hatırlatıyor.

Bizlere yanlıştan örnek sunuyor,

Ardında da ekliyor;

‘Yolsuzluklar olmuyor muydu?'

Ne diyelim şimdi, işi inada getiripinkâr mı edelim.

O zaman istediği cevabı verelim.

‘Evet oluyordu!'

Ve daha da öteye gidelim;

‘Vatandaş öyle bir bunalmıştı ki, meclisin önünde bu ülkenin seçilmiş başbakanına yazar kasa bile atıyordu.' diyelim.

Yetmez ise‘o dönemde başbakan yardımcısı, cumhurbaşkanına anayasa kitapçığı fırlatacak kadar ileri bile gidiyordu.' deyip, bunu da ekleyelim.

Şunu da söylemeden geçmeyelim;

‘Ve her parti kendi yandaşlarını işe alıyordu. Adamını bulamayan iş bulamıyordu.

Ya terör?

Yukarıda saydıklarımızı şahsiyet sahibi insanlar olarak kabul ettik.

Ama

‘Bu iktidarın döneminde kan durmuştu, PKK'ya devletin gücü kabul ettirilmişti.'desek buna da karşı çıkacak.

Ne yapalım?

İnat etmeyelim

Ve

‘Analar o zamanda ağlıyordu.' diyelim.

Sonra ne oldu?

Bu memleketin aklı çalışan uyanık vatandaşı ne yaptı?

‘Siz misiniz bizim anamızı ağlatan, bizde sizin ananızı ağlatırız' dedi.

Sandığa gitti!

Krizleri aşamayanlara, vatandaşı rahatlatamayanlara,KRİZ ile KERİZ arasındaki farkı gösterdi.

‘Bizi keriz yerine koyamazsınız,' dedi.

Ve DSP'yi de, MHP'yi de, ANAP'ı da, meclisin dışına itti!

Ve de

‘Bizden gibiler' dedi, ‘içten gibiler'dedi, ‘helal haram bilirler, bunlar dindar' dedi.

‘Yolsuzluğa, yoksulluğa, ahlaksızlığa bunlar karşı çıkar.' dedi.

Ve

2002 de Ak Partiyi tek başına iktidara getirdi.

14 senedir…

Evet, 14 senedir Ak Parti iktidarda, hem de tek başına.

Çatlak yok, patlak yok, her kafadan çıkan ayrı ses de yok.

Yani koalisyon yok!

Anayasa kitapçığını fırlatmak da yok.

Ama

Yine iğneden ipliğe her şeye zam var mı?

Yolsuzluklar oluyor mu, yoksulluk tavan yapıyor mu?

İşsizlik, yandaşı kayırmak, yalan, dolan, talan,liyakatsiz insanlara mevki makam dağıtmak…

Var mı yok mu?

Ya PKK terörü…

Var mı yok mu?

Dün

Şahsiyet sahibi insanlar olarak yapılan yanlışlıkları dile getirirken,

Bugün

Yanlış yapanlara da şahsiyet sahibi isek;

‘Hani bizdendin, hani içtendin, hani helal haram bilirdin.' Dememiz gerekmez mi?

Gerekir!

Haksızlık, adaletsizlik, yolsuzluk, kul hakkı ve terör gibi olaylar karşısında, Ak Parti'li,CHP'li, MHP'liSP'li olarak hepimizin aynı şeyleri düşünmesi gerekir.

Ama ne yazıktır ki;

Doğruyu yanlışa, helali harama, sevabı günaha, evlatlarımızın yarınlarını bugünlere kurban ediyoruz.

Niye?

Oturduğumuz koltuklar, kişisel menfaatler, yada inat uğruna.

Adamına, partisine yada sevdiği liderine göre değişen adalet anlayışının,doğrusu da yok sahibi de yok.

Ama

‘Bilerek hakkı bâtıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin.'Mesajını veren

El BAKARA süresinin 42. Ayetinin

Ve
“Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve kendiniz, ana-babanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa, yalnız Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. Zira zengin de olsa, fakir de olsa, Allah ikisine de (sizden) daha yakındır. Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten uzaklaşmayın. Eğer (şahitlik ederken) dilinizi eğer, bükerseniz veya çekinirseniz, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” mesajı veren NİSA süresinin sahibi var.
29.02.2016

Muharrem Demirel